ONDAN GELEN: —————–
……….
Abiciğim üstteki şiirime şu şekilde bir yorum geldi:
"Bir çok insanın bu şiiri okurken elinde sözlük olması gerekir.
Her insanın anlayabilmesi için sözleri biraz sadeleştirmenizin daha uygun olacağını düşünüyorum."
Bu konuyu dikkate almalı mıyım? Bana kalsa, evet, sözlük alsın da okusun derim ama bu düşüncem doğru mu?
Sevgiler…
CEVAP: —————————-
Kim demiş onu sana?..
Aldırma, kendi ülkesinin İstiklal Marşı’nı bile anlayamayan bir adamdır bunu diyen 😉
O kısım önemli değil, ama….
"… taksam da"
ile
"…yıksam da" ifadelerinin bulunduğu satırlar beni rahatsız etti.
Niyetinin ne olduğu belli ama, yine de, bu ifadelerin söylenilip söylenilemeyeceğini, caiz olup olmadığını Mehmet Oruç veya M.Ali Demirbaş abilerden birine sormak lazım!
Belki şiiri bütün gönderir ve o kısımları kalınlaştırarak
BU KISIMLARI UYGUN MUDUR diye sormak lazım…
Hayırlı geceler.
M:)
ONDAN GELEN: ——————
Şiir sitesinde birisi yazmış abiciğim, yaşı da pek küçük değil, hani "yeni yetme" veya "öztürkçe" tabir edilen "şey"le yetişmiş biri falan da değil… Ama onu beğenen biri demek ki… 🙂
Şiiri, şairlik yönü de olduğunu düşünerek (bu konuda bir defa sohbet de etmiştik kendisiyle 🙂 M. Ali Demirbaş hocaya gönderdim. Henüz cevabı gelmedi…
Sevgiler… 🙂
CEVAP: —————————-
Gerisini boşver sen…
Şairlerin yarısı fasa fiso, onların bir yarısı da çizgisiz’dir!..
İnşallah M.Ali abiden cevap gelir de rahatlarız.
Şurası sakat derlerse düzeltmen lazım ama…
İyi geceler.
ONDAN GELEN: —————–
(M.Ali abiden gelen cevap:
"Şiiri şu hale getirdim
istenirse daha da değiştirebilirim.
Ümidimi kesmem
Nice bin günahlarla en süflî bataklarda,
Batıp batıp çıksam da, ümidimi kesmem hiç.
Azgın sular misali çağlayıp yataklarda,
Boz bulanık aksam da, ümidimi kesmem hiç.
Bırakmam doğru yolu, eğri yollara kaymam,
Yılların kazancını yıkıp nefsime uymam,
Paramparça etseler, küfrü kapıma koymam
Yakılıp yıkılsam da, ümidimi kesmem hiç
Medet istemem asla, medet olmayan yerden,
Biliyorum elbette, gelen nimetler nerden?
Yalnız gözümle değil, her bir zerremle birden,
Senden gayra bakamam, ümidimi kesmem hiç
Senin varken, dünyanın zikri gelmez dilime,
Kitabını bırakmam, mizmar almam elime,
Zünnar takamam asla, Rükû yapan belime,
Her taraf küfür olsa, ümidimi kesmem hiç
Fısk-ı fücûr içinde geçirsem de yaşımı,
Haramlara bulaşmam, zehir etmem aşımı,
Taştan taşa vursam da, dik duran şu başımı
Her belâya soksam da, ümidimi kesmem hiç
Bin kere bozmuş olsam söz verdiğim tevbeyi
Günahlarla doldursam, sırtımdaki heybeyi
Hacca gidemesem de, görmesem de Kâbe’yi,
Elimi açtım sana, ümidimi kesmem hiç.
Yazık ettim pek yazık giden gençlik çağıma,
Bahar geride kaldı, karlar yağdı dağıma,
Gülden, sümbülden geçip, münbit gönül bağıma,
Baldıran dikilse de, ümidimi kesmem hiç"
……………..
Abiciğim şiire bakar mısın, M.Ali Demirbaş hoca nasıl yapmış…
Ama bu onun şiiri olmuş… N’apiyim sence?.. Nasıl cevap vereyim?…
CEVAP: —————————-
Şahane olmuş…
Hemen cevap ver.
"Efendim, Allahü teala razı olsun…
Kendi ifadelerimdeki hatalarımı anladım ve iyice de anlamaya çalışacağım…
Yani şiiri yazarken hangi pencereden bakmam lazım geldiğini anladım düzeltmelerinizden.
Bunca işiniz arasında size de zahmetler verdim, lütfen hakkınızı helal edin…
Dua bekleriz efendim…"
diye yaz…
Tam da anlatmak istediğim gibi olmuş şiir.
Hecesi kafiyesi tamam ve hedefi de tam vuruyor.
Zaten gayemiz hedefi vurmak değil miydi?
Gayemiz hedefi vurmak değil de; HAVALARA (renkli-süslü) OKLAR FIRLATMAK olsa idi, bu şiiri kabul etmezdik, nefsimize ağır gelirdi…
Ama o zaman da zaten kendi şiirimizle tenakuza düşerdik, öyle değil mi?
Sevgiler sana
M:)
(H.S. / 30 Ekim – 1 Kasım 2008)
Atilla İlhan’a sitem ederler:
– Efendim romanlarınızda kullandığınız dil eski biraz, gençler anlayamıyorlar.
Mütebessim bi çehreyle şöyle cevap verir:
– Öğrensin keratalar…
🙂