İmzagünü fobisi [01 Ekim 2010 Cuma]

Dolmabahçe’deki statla Maçka yokuşu arasındaki Küçükçiftlik boşluğuna panayır, lunapark, sirk ve çeşitli fuarlar kuruldu hep. Yirmi yılı geçmiştir (çok tanınmış bir yüz…)’yı ilk defa orda gördüm. İmza günü düzenlemişlerdi kendisine. Stant önündeki boşluğa küçük bir tahta masa koymuşlardı. Fakat zemin bozuk olduğundan çay bardağı bile duramıyordu üstünde. Yüzünü görmeyenler, umumi helâ kapılarında oturan bekçilerden biri sanırdı adamı! Üstelik kalabalıktı, kitap almadıkları halde başına yığılan çoktu. Sağından solundan dayanıyorlar, sandalyesine yaslanıyorlardı. Çocuklar masasına dirseklerini dayayıp suratını inceliyorlardı.
Milletin pantolon kemerleri hizasında kalan yüzü terlemişti. Sıkılıyordu, sinirleniyordu. Her geçen dakika onun yıllarını vererek inşa ettiği sanatçılık imajını eritiyordu!.. Saçının dökülmüş kısmına bakıyorlardı, açılan ensesinden içindeki fanilasını görüyorlardı. Oturup konuşulacak ortam olmadığı için ciddi sorular sorulamıyor, samimi bir sohbet açılamıyordu. Kalabalığın ortasında ürkmüş, sinirli, fakat az bulunur bir hayvanı seyreden gibi bakıyorlardı ona sadece! Bıkanlar başından gittikçe yerlerini yeni meraklılar dolduruyordu.

Bu zavallılık hali çoğu yazarımızın başındadır ve yayıncıların çok büyük ayıbıdır!.. Yazar ile okuyucusu böyle buluşturulmaz! Böğrüne dizini dayayabildiği yazarı kaç kişi okur bir daha!
Ümitle beklemekteyim: İki üç basamak yükseltilmiş zemine konan masalarda oturan yazarlar, okuyucusunun (göbeğini değil) suratını görebilsin… Okuyucular, yazarların tepesine, ensesine değil yüzüne bakabilsin… Sorular rahatça cevaplansın, imzalar atılabilsin, fotoğraf çekilebilsin…
Özet: Bir yazar, okuyucusuna (avizenin düğmesi gibi) dokunabileceği kadar yakın olmalı… Fakat (tezgâhtaki karpuz gibi) elleyemeyeceği kadar da uzak kalmalı!..
___________________________

Not: Sultanahmet’deki Babıali Şenlikleri’ne beklerim, Pazar 11.00-13.00 arası.

Stop
Muammer Erkul
01 Ekim 2010 Cuma

3 yorum

  1. Çok haklısın Muammer abiciğim… Bu durum yazarın okuyucusunun gözünde itibarının sarsılmasına sebep olan, dolayısıyla yazara da okuyucuya da kaybettiren bir kepazelik.
    Çünkü insanoğlu çoğunlukla gözünün gördüğüne itibar ediyor.

    Aklıma evliya kabirleriyle ilgili duyduğum bir şey geldi. (Teşbihte hata olmazmış ya…)
    Evliya kabirlerinin öyle ihtişamlı yapılmasının sebebinin ziyarete gelen insanlarda saygı hasıl etmesi için olduğunu öğrenmiştim. Çünkü ziyaret maksadıyla giden insan oraya herhangi bir kabir gözüyle bakıp, hürmette kusur edebilirmiş…

    Nihayet insan psikolojisi bu; çamurda da olsa altını “altın” olarak görebilmek ve ondan faydalanmak her insana mahsus bir hâl değil.

    İmza günlerindeki böyle aksaklıklar da bir an önce giderilir inşallah ilgili yerler tarafından…

    Hicran Seçkin

  2. Pazar günü yanıma gelin, burnuma dokunup ‘biiip’ yapabilirsiniz ama karpuz gibi elletmem diyorsun yani!:))

  3. 🙂 Detaya bakalım. Bu kadar mı ince olur. Yalnız hela kısmı ile ensesinin içinden gözüken fanila kısmı, resmen kroşe hem de direk. (smack, bam, güm)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir