Nasihat! [30 Ekim 2008 Perşembe]

(Kü­çük­de­dem­den…)

Tam za­ma­nı, bil­men şart o­la­nı bil­dir­me­nin; do­ğum gü­nü­nü kut­lu­yor­sun: İn­san i­çin en ö­lüm­cül has­ta­lı­ğa ya­ka­lan­mış ol­mak; doğ­muş ol­mak­tır!
Ey be­nim ah­mak oğ­lum! Şim­di se­vinç­le tit­ri­yor mu i­çin? Di­yor mu­sun; be­ni ne ka­dar da çok se­vi­yor­lar?..
­Kırk say­fa sev­gi ye­ri­ne kırk say­fa söv­gü ol­say­dı şu­ra­da; kırk ki­şi se­vi­yor o­la­ca­ğı­na kırk ki­şi yer­sey­di se­ni, de­ği­şe­cek­tiy­se yü­rek çar­pın­tın, bil ki i­yi a­dam o­la­ma­mış­sın!

­Yet­me­di mi, da­ha da na­si­hat mi is­ti­yor­sun? Pe­ki, a­ma i­yi din­le!
­Dü­ğü­ne gi­den­ler de, ö­lü­me gi­den­ler de bin­se… Va­gon­la­rın­da hay­van­lar da, in­san­lar da ta­şın­sa, t­ren t­ren­dir… T­ren­ler; ray­la­rın­dan çık­ma­dık­la­rı sü­re­ce yol a­lır­lar!
­San­ma ki se­vil­me­ler bit­mez! San­ma ki, se­ni baş­la­rı­nın üs­tü­ne kal­dı­ran­lar as­la bı­rak­maz­lar!.. Şim­di sen; kon­du­rul­du­ğun yer­de, dir­sek­le­rin ka­şın­sa sa­nır­sın; ka­nat­la­rın çı­ka­cak… ki vahh! Hül­ya­la­ra dal­ma, gö­zü­nü aç!
İs­tid­rac ka­bı ke­ra­met kâ­se­si­ne ben­zer… Bi­ri in­san­lık i­çin şi­fa, bi­riy­se i­çe­ni öl­dü­ren ze­hir­dir!

Ey poh­poh­lan­mak­tan hoş­la­nan ve i­çin­de ku­dur­muş kö­pek ya­şa­yan “ben” ka­fe­si!.. Bil­mi­yor mu­sun; rüzgâr es­ti­ği za­man çöp­le­ri bi­le ha­va­la­ra kal­dı­rır!..
­Sa­kın o­la ki­bir­len­me! Süs­lü, renk­li u­çurt­ma­la­rı yük­sek­ler­de tu­tup bu­lut­lar­la ya­rış­tı­ran ken­di­le­ri de­ğil; bağ­lı ol­duk­la­rı ip­ler­dir! Rüzgâ­ra ka­nıp i­pi­ni bı­rak­ma! Ye­le ve­ren; ya­ban e­le ver­miş o­lur ken­di­ni!..

Ey be­nim toy oğ­lum, to­pal a­tı­mın toy­na­ğı; ku­la­ğı­nı i­yi aç! Se­ni iz­le­yen göz­le­re; “üs­tü­nüz­de kaş var” der­sen, ne ka­dar se­vil­di­ği­ni… Ve se­ni se­ven­ler­den ok gi­bi söz­ler ge­lir­ken, ken­di kal­bi­ne bak­tı­ğın­da; “ne ka­dar sev­di­ği­ni” an­lar­sın!
­Dil­siz ol, tuğ­la­lar a­ra­sın­da e­zil­sen de; sen “harç”sın!..
­Ne ol­duk­la­rın­dan bü­yük gör in­san­la­rı, ne de ol­du­ğun­dan mü­him gö­rün­me­ye ça­lış…
­Hep ol­ma­nın yo­lu “hiç” ol­mak­tan ge­çer, ki sen za­ten hiç­sin! Sa­kın o­la ki­bir­len­me;
­Rüzgâr­la­rın, ha­va­la­ra kal­dır­dı­ğı­nı u­nut­ma, es­ti­ği za­man; çöp­le­ri bi­le!..

Stop
Muammer Erkul
30 Ekim 2008 Perşembe

2 yorum

  1. Abi bu yazı bana 97’lerde yazdığın biR yazıyı hatırlattı. Gurur kanatlı bir at diye bir yazıydı sanırsam. Dedeler çok şey biliyor. Gurur dostsuz bırakıyor insanı… Hayat toz pembe derler ya pembesi gider tozu kalır… Şeker tatlıdır yeriz biter tadı kalır… Birileri ölür iyi bir insandı deriz, adı kalır. Önemli olan bizim adımızı iyi andıracak, kendimizden geriye okunalısı bir kaç satır bırakmak kendimizi ölümsüz kılmak yine bizim elimizde. Konuyu dağıttım galiba, kendine iyi bak…

    ESRA

  2. Sizi övmek istemiyoruz ama ne diyeceğimizi de bilemiyoruz. Bize bizi anlatıyorsunuz…

    ZEYNEP

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir