İnce teller! [08 Mart 2013 Cuma]

 

Dağların tepesindeki yüksek gerilim hatlarını, elektrik direklerini seven birini gördünüz mü?
Fakat herkes renkli bir gece lambasının veya salona ışık döken bir kristal avizenin hayalini kurmuştur veya kurabilir. 


Sevilenler; onların en yakınlarında olan, onların ihtiyaçlarını gören, onların dokunabildiği veya dokunabilecekleri yakınlıkta olanlar olsa bile, aslında ve asıl sevilen bir önceki ve sonra ondan önceki ve daha sonra ondan da önceki ve, ve, ve diye devam eder… 

En nihayet öyle bir yere gelir ki, sonrasında; "mahlûk olan aklın düşünebildiği hiçbir şey O değildir, çünkü O ötelerin ötesidir" tarifinin sahibi olan Hak teâlâ hazretleridir…
Böyle olunca; bütün sevgi, sevene en yakın olana verilse yeridir ve hakkıdır ve haktır! 

Sağlam olan zincirin hangi halkasına dokunabilmişsen, oraya yapışmak insanı uçuruma düşmekten kurtarır! 



Bazı yolcular ise kendilerine köprü olan aracıları aşmakta zorlanırlar. Geçip gitseler, belki hemen uzun mesafeleri aşacaktılar. Fakat sanki şaşkınlık halinde, dururlar!
 

Bu dönemde, duygu çalkalanmaları başlar: Geçtikleri o basit köprüye karşı, aşka benzer bir duyguya tutulabilirler… Kendini, ayakları altına serdiği için veya kendilerini, yok olmak karanlığından var kalmak ümidine geçirmeye çalıştığı için, ona karşı derin bir minnet duyabilirler… 
Yahut… Geçtikleri köprüde kusurlar görüp; ya onu sevgiyle tamir etmeye veya hırçınlıkla eleştirmeye başlarlar! 

Gerçek olan şudur: Bir köprünün üstünde ziyan edilen her fazla dakika; geçenin kendi yolculuğunu geciktirmek… Arkadan gelenlerin yolunu tıkamak… Köprü olmuş birini işgal etmek, yani hakka girmektir! 


Çiğnenen o köprünün de, aynı anda geçmekte olduğu, kim bilir nice köprüler vardır! 


 


Bu konunun özeti şudur:
Yüksek gerilim hatlarının içinden geçip küçücük odalardaki minicik cihazlara ulaşan tellerin ne kadar ince olduğunu anlayanlar anladı, anlamayanlarsa zaten anlamayacak! 


Bir diğer özet ise şudur:
Aldığının, sana ulaşmasına sebep olanı seveceksin… Ve köprülerindeki çivilere takılmayacaksın!


Stop
Muammer Erkul 
muammer.erkul@tg.com.tr
08 Mart 2013 Cuma

.

3 yorum

  1. Köprümsün; yıllardır…seviyorum seni:)))

  2. Köprü…
    İki yakayı birbirine bağlayan aracı. Her iki yaka da birbirlerinden haberleri olması, işlerini görmesi, ilişkilerin zenginliği, ulaşılacak mesafeleri kısaltması, kaynaştırması. Bu aracın, bir yakası dünya ise, Diğer yakası da Ahiretti. Enver Abi, Bir köprüydü,!!! Birçok insan o köprüyü kullandı. Kimisi o köprünün fiziksel özelliklerini inceledi ve aklında kaldı. Bu hizmeti üstlendiğinden köprü onun için çok önemliydi. Kimisi de o köprüden hergün karşı tarafa gidip geldi,köprü ile hiç ilgilenmedi ve işini görmek menfaatındaydı. Köprünün özelliği gidince farkına vardı.Şimdiye kadar Köprü olan Enver Abimiz. Hayatı boyunca hizmette kusur etmediği nice köprüleri ”İslam alimlerini,, bize yayıncı olarak tanıttı ve sevdirdi. Köprü, benim de acizen karaladığım makalelerimin adıdır.Enver Abi’nin bizlere miras bıraktığı bir sözdü bu başlığım. ”Abi,İnsanlara faydalı olun,,
    İlyas Çaylı

  3. Minik bir yavrunun herşeyi olan annesini sevmesi gibi; ve cennetin de o annenin ayağının altına serilmiş olması gibi sanki…
    Ve en yakındaki o en ince bağdan en yüksek makama kadar devam eden uzuuun silsilenin tamamının rızası da yine en yakındaki o ince bağa bağlı… O salondaki avizeden ışık akıtan incecik tel bi koparıldı mı maâzallah!.. Diğer tellerle de, direklerle de, yüksek gerilim hatlarıyla da ve hatta, en yücedeki “çıkış kaynağı” ile de bütün bağ kopmuş demektir!.. Maâzallah…
    İşte bu yüzden… Seni çok ama çoook seviyorum Muammer Erkul abiciğim… 🙂
    Çünkü biliyorum; sevgimi sana vermem yeridir ve hakkındır ve haktır…
    İyi ki varsın, iyi ki yârsın, iyi ki köprüMsün ve iyi ki tâ en yükseklerle aramdaki o innncecik ve zarafet sembolü bağımsın…
    Hicran Seçkin

İlyas Çaylı için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir