Hayatın içindeyiz… Söylenmeye, sızlanmaya, veya detaylara lüzum yok; iki günümüz birbirine uymuyor…
Ama, teselli de yine aynı: Hayatın içindeyiz!..
Hepimiz, her birimiz işte şu hayatın içindeyiz…
Ve hayat, tabii ki çok kolay…
İyi ama, kolay olduğu kadar zor da yaşamak aynı zamanda!..
Canımdan bir cân ile konuşuyorduk az evvel, ve işte aynen şunları diyorduk birbirimize:
Çok mutlu bir hayatımız, veya zaman zaman mutsuzluklarımız olabilir… Sağlık, esenlik içinde olabiliriz, ya da genç yaşta sıhhatimiz elden gidebilir… Uzun bir ömür sürebileceğimiz gibi, akranlarımızdan daha kısa yaşayabiliriz… Çağın bütün konfor ve kolaylıkları emrimize amade olabileceği gibi, fakir ve fukara kalabiliriz…
İnsanız yani…
Ve her şey; insanlar için…
Fakat, madem insanız; bir insan olarak ne zaman, ne yapmamız lazım onu bilmeliyiz, öyle değil mi?..
Mutlu veya mutsuz iken, hasta ya da turp gibiyken, zengin yahut fakirlikte… Ama hep… Her zaman;
Bir iyi şey daha, ne yapabilirim?
Bir güzellik daha, ne olabilir;
Hem de hemen, şimdi, şu an, en yakın zamanda…
Bu zamanda yaşamak benim elimde değildi… Bu boyda olmayı ben istemedim… Bu yüzü, bu bedeni ben seçmedim…
Öyleyse bunları kimse sormayacak benden… Ben, bu bedenle ve bu akılla yaptıklarımın hesabını vereceğim.
Öyle ise; cevap da buu, soru da:
Bir güzellik daha, bir iyilik daha…
Ne olabilir?
Güzelse biri; onu, kalbindekiler güzelleştirmiştir!..
……….
GELİBOLU BELGESELİ
“GALLIPOLI” (Gelibolu) belgeseli ve benzerleri eksik olan taşları koyuyor yerine… “Salonda herkes gülüyor, ben de güleyim bari” denen filmler varsın yurt içinde milyonlarca bilet satsın; “bizi biz yapan” olayları anlatan eser elbette takdire şayandır…
Tolga Örnek 6 yıl emek harcayarak, 16 kişiyle 1500’e yakın asker mektubu ve yüzlerce günlük okuyarak tamamlamış araştırmasını. İlginç noktalardan biri; (savaştaki salgınların baş sebebi) sinekler çekimlerde de yeterince görülsün diye tam 22 bin sinek yumurtası getirilmiş…
Umduğumdan çok daha objektifti (savaş-macera filmi değil) belgesel. Tarafsızdı… Bir Alman, bir İngiliz, bir Avustralyalı, bir Yeni Zelandalı, bir Türk aynı anda yan yana izleseydi filmi, sanıyorum hiç biri alınmaz- gocunmazdı…
İlk gün izledim Gelibolu’yu. Çıktığında satın alacağımdan da eminim…
Stop
Muammer Erkul
01 Nisan 2005 Cuma