Sayın Muammer Erkul,
"Neden Kusursuz Olasın" yazınızla, o zamanlar gelişmekte olan kişiliğime hoşgörü mayası çalmıştınız. Ben bugün, bunun sayesinde insanlardan mükemmel olmalarını beklemiyorum.
Düşündüklerinizi, anladıklarınızı ve sevginizi; en güzel ifadelerle ve cömertçe bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler!..
O yazınızı da aşağıya ekliyorum…
E…
Mükemmelim ben!
Acaba;
Acaba gerçekten mükemmel miyim?
Buna, bu "kişiliğe" dışından bakanlar cevap verebilir…
Mükemmel miyim?
Bence kusursuz olmana gerek yok. Hatasız olmayabilirsin…
Sen, sen gibi de güzelsin;
"Bu halin"le kabulümsün ve bu halin mükemmel…
Harika bir şekilde bardak düşürebilirsin elinden…
Etmen gereken telefonları unutabilir; beni, bulacağın yerde bekletebilirsin…
Benzeri kusurları kasten tekrarlamadığından eminim… Elinden geldiğince düzeleceğini de biliyorum.
O zaman nasıl hesaba çekebilirim ki seni;
"Neden mükemmel değilsin" diye?..
Mükemmel olmayışının sebebini biliyorum ben.
Ama söylesem mi acaba, sana?..
Peki, söylüyorum…
Mükemmel değilsin, çünkü ben mükemmel değilim. Veya sen de benim kadar kusursuzsun!..
Hem, neden "hatasızlık" arayalım ki, söyle bana?
Ben, açıkçası; mükemmel olmanın yükünü taşıyamam.
Üstelik sana da bunu yükleyemem.
Çünkü gerçekten kaldırılmaz bir ağırlık bu. Baş edilmez, tahammül sınırlarına sığmaz!..
Mükemmel olma, istemiyorum…
Sadece iyi niyetli ol. Her gün "daha iyi"ye doğru bir adım at.
Benim için yeter…
Ben, senin alına hayranım, yeşiline vurgunum…
Kendi üstüne sarılışına ve yavaşça açılışınaysa tutkunum. Hatta zarafetine, inceliğine bazen…
Şimdi, nasıl haykırabilirim ki sana; "neden dikenlerin var" diye…
…Gülüm?
Stop
Muammer Erkul
28 Aralık 2003 Pazar
Ben, senin alına hayranım, yeşiline vurgunum…
Kendi üstüne sarılışına ve yavaşça açılışınaysa tutkunum. Hatta zarafetine, inceliğine bazen…
Şimdi, nasıl haykırabilirim ki sana; “neden dikenlerin var” diye…
…Gülüm?
Tek kelime ile mükemmel. 🙂
Büşra