Niyet neye [24 Aralık 2004 Cuma]

(..veya “bir şeyler düşünmek”)

Bir arı, kovan kapısından çıkmadan evvel azıcık durup;
“Bakalım bugün hangi çiçeklerin özünden nasipleneceğim”, diye düşündü…
Ve uçtu gitti;
Rüzgarın taşıdığı güzel kokuları takip ederek…

Bir böcek, deliğine dökülen kumları ittirerek toprağın üstüne çıktı. Sağına soluna bakındı. Sonra gözlerini ovuşturarak;
“Sürüler hep şu taraftan geçiyor. Umarım ki yakınlara pisleyenler olmuştur. Çünkü uzaklarda top yapıp, ta buraya kadar
yuvarlamak zor oluyor” diye düşündü…

Bir yazar, klavyesini önüne çekerken bir şeyler düşündü…
Bir programcı, yaka mikrofonunu takarken bir şeyler düşündü…
Bir öğretmen, sınıfın kapısını açarken bir şeyler düşündü…

Bir fırıncı, ekmek küreğini ateşe sürerken bir şeyler düşündü…
Bir şoför, kontak anahtarını çevirirken bir şeyler düşürdü…
Bir pazarcı, tentesinin iplerini çekerken bir şeyler düşündü…

Bir asker, namlusuna harbi sokarken bir şeyler düşündü…
Bir polis, üniformasını giyinirken bir şeyler düşündü…

Bir makinist, raylara doğru bakarken; bir kaptan, istim düdüğünü çekerken; bir pilot, ilk anonsu yaptırırken bir şeyler düşündü…

Her iş niyete göre;
Amel niyette gizli!..

Bir okur, gazetesini alırken bir şeyler düşündü;
Çünkü bir yazar…
Klavyesini önüne çekerken bir şeyler düşünmüştü!..

Stop
Muammer Erkul
24 Aralık 2004 Cuma

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir