O & Ben (Aslan payı)

 

 

 

——————–

 

Ben: Ağlamak seni eritmez, kirlerini toprağa akıtır sadece!

Ferahlarsın, temizlenirsin, adam olursun. Adam gibi bir aslan olursun!..

O: Sonra?..

Ben: Ağlamayanlar üzülsün… Veya asıl üzülmesi gerekenler; milletin içinde zırlayıp duranlar, teneke gibi boş boş… Akar yaşları boşalır kalırlar…

Sen ağla, mücevher dökülsün!!!

 

——————–

 

——————–

 

O: 🙂

Ben: Ne o? Kikirik!

O: 🙂 Hiiç!

Ben: Huuuu, sırıtıp gittin sandım.

O: Burdayım ki…

 

Ben: Ee, bugün bana "hastayım, evdeyim" deyip, bir de BURDA olmayaydın bari!

O: Niye, burası soğuk değil ki… : ))

Ben: Zaten bu son inanışımdı!.. Ben sana inanıp B… (sizin ilçenin) dağlarına bile çıktım…

O: Ama geleceğinizden ümidi kesmiştim tam…

Ben: T…(sizin köye)'e mi, bugünkü doğum günü davetine mi?

 

 

 

O: Hem ben bu gün hasta değildim… Çok moralim bozuktu… 🙂

Ben: Eminim!

O: Kıvırdım işte!..

Ben: Telefonda sormuştum sana hatta "ağladın mı" diye…

O: Ne deseydim? Büyük büyük ağlıyorum abi…

Bu halde beni görsen ömür boyu dalga geçersin onun için gelemem, mi deseydim:))…

Ayıp olur diye, demedim: ))…

Ben: Bir dakika müssade…

O: Tamam.

 

Ben: Ablam konuşuyordu kapıdan.

O: 🙂

Ben: Benim da ablam var senin gibi yani…

O: Herkesin de bi ablası var!

Ben: Hani o bildiğin veya bilmediğin ablam…

O: 🙂 saçları artık kısa olan ablanız yani?

Ben: Kısa değil KEL!

Röportajı gören AAA diyo

O: : )))))

Ben: Ne gülüyon?

O: Ne varmış röportajda?

Ben: Darısı senin başına belki…

O: Ne yok ki?

Ben: Göremeyenler üzülsün!

O: Ee, gördüm beeen, hangi röportajı dediniz ki?

Ben: Ne gördün?

O: Hhaaa, hangi röportajdan bahsediyorsunuz ki?

 

Ben: Ya ben bilgisayarı açınca senin beni görmemen için ne yapmam lazım, açtığım zaman görüp yazıyorsun :)ppp

O: Tamam iyi o zaman aha da yokum! 🙂

Ben: Vaay kırılgan yavru

O: : ))

Ben: Nasıl da küsermiş

O: Bitirin işlerinizi, ben sizi tutmayayım! Daha size merhaba dersem…

 

 

Ben: Neydi konu bugün?.. Doğum günü pastası için mi ağladın?

O: Yoo! İçlendim işte…

Ben: Özel mevzu mu? ;)))

O: Derim doğum gününe dedim…

Ben küçük bir aslan yavrusuyum önemli olan bu dedim, ağladım.

Aslanlar ağlar mı bilmem ki?

Hep gözlerinde yaş izi oluyor ama!

Ben: Seni içli köfte!

Aslanlar ağlar tabi, aslanlar ağlamazsa bütüün mahlukat mahvolur… Ama aslanlar,

ağladıklarını göstermezler!!!

Bu lafı kaydet…

 

O: Göstermedim işte…

Onun için görüşemedik :)) bu gün…

Ben: E öyleyse kendine bir aslan bakıcısı bul…

Boş zamanım olsaydı seni tarardım, beslerdim, ama artık büyüdün, olmaz!

O: : )))

Ben: Eşşek kadar oldun baksana 🙂

..hahahahhaaaa

Eşek kadar aslan, komik oldu :))))

O: Aslan eşşek kadar olur mu hiç yaaa!

Ben: böyle bir laf var mı dünyada?

O: : )))

Ben: Çok komik ya,

..kötü komedyenler gibiyim…

O: : ))

Ben: Yani kendim espri yapıp, ilk önce kendim gülüyorum :)))

O: : )))

Ben: Gülerim tabi;

..babanın ağzı mı!.. 🙂

 

O: Aslanlar güler mi abi;

..ben de gülebilir miyim? : ))

Ben: Hem de ne biçim…

Ben seni hep gülerken görüyorum…

..demek ki doğru yoldasın!

O: : ))) İyi bari, keh koh koh!..

 

Ben: Aslanlar hep güler, sever, yardım eder…

O: Ayyy aynı ben!

Ben: Ama bunu başkaları böyle görür.

..aslanlar geceleri ağlar!

O: Hımm aaa? Bu da aynı ben!

 

Ben: Karanlık şahittir onun iç çekişine…

O: Hakikaten de aslanım!

 

Ben: Sen aslansın…

Onun için geldin peşimden!

 

O: Hımmm, şu meseleee…

Ben: Bana da “aslan olmayı” öğretmişlerdi!

O: 🙂

Ben: Aslan parçası!..

O: : )

Ben: Çakalların peşinden de gidebilirdin…

..ama gitmedin!

Neden?

İşte bundan…

Seni seviyorum durumunun olması sevgi göstermek değil…

…Anlamak…

Anladıysan, yap!

Böyle derler adama…

Aslana yani…

Aslan olmayan bunu bilmez…

Aslan olmayanlar dilleriyle severler!

..eşşoğlu eşekler!

..eşşekler sevmeyi bilmez;

..başka şeyi bilirler!

KİMSEYİ KASTETMİYORUM…

..acını kastediyorum!

Acın belli…

Acının adı değişik sadece…

Ne fark eder isminin ne olduğu?

Senin acın;

AL-GI-LA-MA…

Anladın mı?..

Hı?..

 

O: Bilmem…

..anladım galiba.

Ben: Ne demek bilmem 🙁

O: Anladım…

..diyorsunuz ki…

Ben: İşte durum bu!

Eşşekler anlamaz;

..aslanlar anlar!

Eşşek olsan zaten “anladım” diye anırırdın, çok eşek gibi…

Eşekler sadece yem'dir… Başka aslanların önünde…

Sen aslansın o’lum yaaa!

Aklını başına topla!

Ağlamak seni eritmez, kirlerini toprağa akıtır sadece!

Ferahlarsın, temizlenirsin, adam olursun. Adam gibi bir aslan olursun!..

 

O: Sonra

 

Ben: Ağlamayanlar üzülsün… Veya asıl üzülmesi gerekenler; milletin içinde zırlayıp duranlar, teneke gibi boş boş… Akar yaşları boşalır kalırlar…

Sen ağla, mücevher dökülsün!!!

Yeter len sana bu kadar tımar!:)))

 

 

O: 🙂 Höfff tamam… Ne bezdim aklı başında olmaktan yaaa!

Ben: Höfff de ne?

O: Yani… Aklımı başıma toplamak istemiyorum ki… Mutluyum böyle; üç gülüp beş ağlamak hoşuma gidiyor!

Ben: O kadarını anladık… Anlamasak bunları yazmazdık!

O: Yani?

Ben: Aslan olan solucan gibi davranamaz!

Sen kendi tepkini vereceksin… İstesen dee istemesen de…

Sen “ben aslan değilim” desen de, herkes seni “kokundan” tanıyacak!..

Aslan başka neye kokabilir ki?

O: 🙂

 

Ben: Hiç aynaya bakmadın mı sen?

O: Baktım aslında, hatta her fırsatta… Ne görmem gerekirdi bilmem ki?  Kız gibi bir kız görmeye çalıştım çoğunda… :)))

Ben: Sana acısam niye acırım biliyor musun;

..bana benzediğine!..

O: 🙂

 

Ben: Kız gibi mi görmeye çalıştın?..

O: : )))

Ben: Ben kız gibi görünmüyorum, ama sana benziyorum!

O: : ))))))

Ben: Cevizin kabuğundan bana ne, sana ne, cevizin içinde ne var? Önemli olan bu!..

O: 🙂

Ben: Yani YEDİĞİN ZAMAN hangi vitamin gidecek vücuda!

İşte böyle…

Bunları yayınlayacağım, boşuna yazmadım. Silinip gitmesin… İsimle mi, isimsiz mi olsun?

O: İyi olur. Ben de şiirlerimi yayınlayacağım. İsimle mi isimsiz mi, karar veremedim :))))))

 

Ben: Yere bak yere, hemen bak!

O: Baktım

Ben: Ne gördün?

O: Toprak aynaya benzemiyor : ))

Parmak uçlarımı gördüm!

Ben: Ne gördün iyi bak!

O: Bilmem,

..ne göreyim?

Döşeme var…

Ben: kirlerin dökülmüş, pislikler süzülmüş, tertemiz kalıyorsun böyle olunca, ağlamak veya sohbet etmek:)))

O: 🙂

 

 

Ben: Az daha aslan olacaktın! :)))

..BİTLİ sen de! 😉

O: Neyse ki kurtardım!: ))

..Aslanlar da bitli…

..Ama ben bitsiz aslan olacağım, az daha büyüyeyim….

Ben: Yok, olamazsın. Bitler lazım… Canın sıkılır o zaman!

Bitler, sinekler aslanları diri tutar!

O: Hımmm!

..Hiyenik aslan olmaz mı?

Ben: Olmaz!

O: Bitlenirim ben de o zaman…

Ben: Bitlenme… Bitlere “s-a-b-r-e-t” sadece!

Sen, benim bitimsin mesela!..

..Ama “aslan” olacaksın!..

 

O: Ben bit miyim… : )Heh heee…

 

Ben: Sen aslan olunca, o zaman ben de senin bitin piren olacağım ve daha

pek çok kişi…

O: Yaaa?..

Ben: Anlamaya çalış…

..ince bir ayar bu!

Bitlenmek lazım değil;

..ama bitler lazım!..

O: Anlarım biraz zaman sonra, şimdi az anladım…

 

Ben: Bakış açını tamamen değiştirmemi ister misin?

Yani bütün dertlerinden rahatlatayım mı seni?

O: Evvet, isterim…

Ben: Salakların hiç derdi yok; ne kadar salak o kadar dertsizlik! Gülümsemeyen mongol gördün mü?

O: 🙂

Ben: Elhamdülillah bütün dertlere :)))

O: :))

 

 

Ben: Bıkar ve dünyadan göçmek istersen, o iş kolay…

Büyüklerden biri buyurmuşlar ki:

“TEMBELLİK ETMEYİN, SONRA BU DÜNYADAKİ İŞLERİ KİM YAPACAK?”

O: Evet

Ben: İşleri yani…

O: Aldım kabul ettim.

Ben: Mübarek olsun…

Zaten sen bu “aldım kabul ettim” lerinle kalbimizdesin, hem de ayakta!..

Yoksa bu saatte salonda misafirler ve ben mümkün mü sana bunları yazacağım! Pöh!!!

O: : )) Anneee!..

Ben: Beş tane daha ….. tanıyorum annemden başka…

O: 🙂

Ben: Ama bir tanesi ….'m!

O: 🙂 Teşekkür ederim Muammer abi…

Aslında teşekkür etmem, sağol yani.

Ben: İşte böyle

🙂

O: Muammer abi yaa…

 

Ben: Sandalyeye tutun!!!!!!

O: : )))))))

Ben: Havalanıyorsun çünkü 😉

O: : )))) Muammer abi, havam batsın bu bir yana da… Yahu bir sevmeyle dünya kurtulur, ben ne ki diyorum, kimseyi inandıramıyorum; kendimden başka!

Yoruluyorum…

Küçük bir aslanım, diş geçiriyorlar.

Çetin işler beni bulur, seviyorum gerçi böyle olmasını ama, ben sonuna kadar gitmeliyim dedikçe…

Bütün aklı başında tanıdıklarım “olmaaaaz” diyorlar…

 

Ben: BÜTÜN ASLANLARA DİŞ GEÇER unutma…

Aslanlar diş geçmeyenler değil; diş geçince yatıp debelenmeyenler, kalkıp yürümeye çalışanlardır… (bunları kaydet, dosya yap ve bana gönder, mümkün mü? 🙂

O: Elbette 🙂

Ben: Bekliyorum…

O: Tamam bu akşam yollarım…

Ben: Çünkü artık bana müsaade, çok ayıp oldu…

O: Muammer abi!

Ben: Neee?!

O: Büyük Dev'de çalışıyorum biliyorsunuz…

Ben: Eee?

O: Şirketin sahibi … hanım…

Ben de asistanıyım…

Sizi davet etmemi rica etti; "bi cumartesi günü müsait olursa gelmez mi o duygusal

insan" dedi…

Ben: Kim o ya? Şirket ne?

O: … abiye sorun, söyler. Ajans burası aslında…

Ben: SEN DAVET EDERSEN gelmem, başkası davet ederse gelirim, çünkü sana nasıl güveneyim randevu için, dün ve bugünkü ekilmeden sonra?

O: : )))))Tamam, bunu ona söyleyeyim,  kendi davet etsin: ))

Ben: Kim o?

O: Adı ……. Büyük dev 🙂

Ben: Ne iş yapar?

O: İş adamı diyorlar, ama kadın… Ahbap olduk, tuhaf sevimli bir işimiz var…

Ben: NE İŞ?

O: Ajans

…. projelerini üretiyor ve satıyoruz, dergi basıyoruz, filan…

Ben halkla ilişkiler müdürüyüm ….

…. de genel koordinatör.

Ben: Heheheh

O: Öyle işte

Ben: Müdür

O: Hee… Müdür yaa!

Ben: Müdüriye, neyse tamam, sonra konuşuruz.

O: Tamam. Teşekkür ederim…

Ben: Sen bunları kopyala…

 

O: Aslan payını aldı. Tamam…

Ben: 🙂

O: 🙂

 

(Şubat 2008)

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir