Bir ölüm hastasına şeytanın su uzatması;
Ona acıdığı için değildir!..
Oltaya yem takması balıkçının, balıkları beslemek için değildir;
..veya tuzaklara yiyecek koyması bir avcının…
Bir boyunduruğun içine sokuyorsan başını;
Bilmelisin ki; bundan sonra boynun, ardındaki arabayı çekecek!..
Ve sırtına inen her kamçıda yekinmen, hızlanman, hatta kaçmaya çalışman, seni kurtarmaya değil; çektiğin araba üstündeki sürücüyü kendi istikametine yaklaştırmaya yarayacak!
Biliyorum, canın acıyor böyle cümlelerle toslaştığında…
Fakat biliyorsun; hekimler, işkence olsun diye içirmez acı ilaçları…
Karnını kesse bile, cerrahların gayesi; seni öldürmek değil, hayatta tutmak!
Bir anne, acaba neden tokadı patlatır çocuğuna; prize çivi sokmakta, koşarak caddeye atlamakta, balkondan aşağı sarkmakta ısrar ediyorsa…
..zalimliğinden mi, şefkatinden mi?..
Kendi halinde dolaşan bir akıl fukarasına silah veren ve içini mermilerle dolduran ve tetiğin nasıl çekileceğini gösteren kişinin niyeti nedir?..
Şeytanın su uzatması, bir ölüm hastasına; ona acıdığı için değildir…
Oltaya yem takması, balıkçının; balıkları beslemek için değildir…
Bunca söz; bir sözü kimin söylediğine dikkat çekmek içindir…
Ayı dümdüz gider, kurt acıkınca saldırır;
Fakat punduna getiren, pusuya yatan, zamanını kollayan kurnaz tilkiler daha çok dalar kümeslere!
Her sözü yanlış olanın zaten yanlış adam olduğunu herkes bilir elbette…
Yanlışa düşüren kimseler, çoğu sözü doğru olan kimselerdir!
Sözün çoğunu doğrulardan seçmek; yanlış sözün de doğru sanılmasını sağlar!
Asıl yanlış adamlar; doğru zan edilenlerdir!..
Hüsn-ü zan; kişiye göre yapılır…
Akrebin huyu sokmaktır… Onu sırtına alıp nehrin karşısına geçirmeye çalışanlar, karşı kıyıda karaya ayak basarken, zehirli iğneyi enselerine yerler!
Meleklerde şeytanın vasfı olmadığı gibi, şeytanda da meleklerin güzelliği bulunmaz…
Bunu göz görmese de gönül görür.
Öyleyse gözünün gördüğünü önce kalbine sor;
Kalbin rahat ve huzurlu ise peşinden git;
..önünde yürüyen kişinin!..
Stop
Muammer Erkul
25 Mayıs 2007 Cuma