Gönüller, nadasa kalmış… İken sen; yeşile keseceksin!
Can tarlanda cân tohumları;
Bekliyorsun…
Sabır çekiyorsun, kahır çekiyorsun; başında ateşten yazman!..
…..
Yazı,,, okunuyor:
"Sen oradaa, ben burda!.."
Olmasan, olmaaaz…
Olmayışın bile "var" oluşunun delili!
…..
Çıldıracağım, koyversem dizginlerimi; zaptım mümkün olmayacak…
Sükûnet, haykırıyooor…
Sükûnet; kafatasıma dişlerini geçiriyor, içimden!..
Yaban hayvanları beceriyor, nadas bilinen tarlaları!..
Nadas; terkedilmek…
Nadas; özlenmemek ve hatta özlenme umudu beslememek… Hani, gelen geçsiin, konan konsun; serilmiş yüzüm üstüne!..
Cannn tarlanda câân tohumları; bekliyorsun… Sabır çekiyorsun, kahır çekiyorsun; başında ateşten yazman!..
Ama, gönüller nadasa kalmışken…
Yeşile; "sen" keseceksin!
Sen…
Ne herkessin…
Ne de herkesi bekleyeceksin!..
Bekliyorsun, içinde sevinç…
Bekliyorsun, can tarlanda cân tohumları; yeşile kesmek için…
…..
Dinle biraz:
Hasret suyu toprağa can katacak;
Özle biraz!..
Stop
Muammer Erkul
16 Şubat 2003 Pazar
Böyle özlenecek kişisi/kişileri olanlara ne mutlu…
Ne mutlu Sevgi Ailesi’nin sevgi dolu üyelerine… 🙂
…
Peki efendim…
Özleyelim biraz…
KARANFİL
Hasret suyu toprağa can kattı, özlemler baş verdi.. Baharla birlikte çiçeğe duracaklar.. O zaman özlemler biter, vuslata erer mi canlar?