‘Pâk’istan [04 Kasım 2005 Cuma]

Pak: Temiz…
Pak: Lekesiz, hilesiz, ayıp ve noksanı olmayan.
Pak: Mübarek, aziz…

Kan… Ve ter… Ve gözyaşı… Ve bir oruç ayında edilen dualarla yıkanıp, inşallah pâk olan şehirler…

Rahmet yağarsa her gün ve her gece…
Ve süzülürse usulca, yenisi yağsın diye;
Toz mu kalır üstünde?..

Pâk olmak; arınıp temizlenmek, yıkanmak kirlerden, boşalıp bütün ağırlıklardan hafiflemek…
Rahatlamak, ferahlamak, huzur bulmak ve bu hisle neşelenmek…

Yani, Pâk’istan; temiz, lekesiz, günahsız, mübarek insanlar ülkesi!..

Yani bugün, bayram yeridir Pâkistan…
Yani, Pâkistan’a gelirken bayram;
Biz neredeyiz?..

Bilen var mı, düşünen var mı, hisseden var mı;
Nereden gidilir o ülkeye, hangi yol çıkar Pâkistan’a?..
Hatırlayan var mı; vermek kapısının neden bu kadar kıymetli olduğunu?..
Çünkü verdikçe zenginleşiyor insan, verdikçe güzelleşiyor, hafifliyor, arınıyor, temizleniyor…
Para vermek, yiyecek vermek, giyecek vermek pâk ediyor insanı mesela…
Hele tebessüm vermek, sevgi, merhamet vermek…
Ve, hele;
…kitap vermek!

NOT: Konu açılmışken, kardeş ülke Pakistan’dan da bahsetmek lazım.
Mamur ülkeleri yıkmakta üstüne olmayanların, yıkılmış ülkeleri imar etmekteki hızları işte bu kadar, görüyorsunuz!.. Pakistan biraz kendine geldiği vakit, tırnakları yine geçecek misyonerlerin; oradaki körpe ciğerlere!..
Dilerim ve derim ki; elinden gelse birilerinin de şimdiden kitap (hazırlayıp-basıp-dağıtma) kampanyası başlatsa oradaki Müslüman kardeşlerimiz için…
Çünkü bedende açılan yaralar sarılıyor, iyileşiyor bir gün…
Ama bozuk kitapların açtığı yaralara konacak ilaç kolay kolay bulunamıyor!

Stop
Muammer Erkul
04 Kasım 2005 Cuma


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir