Pinpon topları [10 Mayıs 2013 Cuma]


Çocukken nelerle oynadığınızı hatırlayın; basit gibi görünen nice oyuncaklarınız oldu.
Bizim minik toplarımız vardı; "içi dolu top" derdik. Cevizden az büyüktü; cebimize girer, avucumuza sığardı. Vazgeçilmezlerimizdendi… Bir sınıf dolusu çocuk aynı topun peşine düşerdik. O ise herhangi birimiz tarafından, okulun penceresiz duvarının taa en yukarılarına doğru fırlatılmış olurdu. Heyecan işte o zaman başlardı. Çünkü hepimiz, çarptığı duvardan hızla dönen içi dolu topu yakalamak için koşar ve hatta kimi zaman birbirimizi iter kakardık. Sonunda birisi topu yakalar ve bu defa da o fırlatırdı, var gücüyle duvara…
Hiçbir özelliği yokmuş gibi görünen bu topların en bariz vasfı; dinamizmleriydi… Onlardaki bunca enerjinin, zıplamaya bu kadar hazır beklemenin sebebiyse sanırım hep aynı idi, yani içlerinin dolu olmasıydı…
İçi dolu toplar sımsıkı toplardı; ele tam oturur, avuca sığar ve çok iyi zıplarlardı…



O soruyu ilk duyduğum günü hatırladım şimdi: Öğretmenlerin "öğreten", talebelerin ise öğrenmeye "talip" olduğu zamanmış, belli… Bilmece şöyle gelmişti: "Bu toplarla ağzına kadar doldurulmuş havuz gerçekte dolu mudur, değil mi?"

Nasıl soruydu böyle? Hem "doldurulmuş" deniyordu, hem de "dolu mu" diye soruluyordu!
Sahi sizce, havuz dolu mu?..



Şimdi ise durumlar değişti… Gene havuzlarda toplar var ama bu defaki soru farklı: "Ağzına kadar pinpon topuyla doldurulmuş bir havuz, aslında dolu mudur yoksa değil mi?"

Bir zamanlar; bütün havuzlar "içi dolu toplarla" doluydu. Kazaen üzerine basılsa, iğne batsa onlara bir şey olmuyordu. Hatta kasten çivi çakılsa bile sadece iz kalıyor, çekildiği andan itibarense tekrar zıplamaya hatta yükseklere fırlatılmaya başlanıyordu.



Peki,
zamanında içi doldurulmamış çocuklar ne yapsın?
Onlar da birer, içi boş pinpon topu gibi;
Çoğu ilk ciddi darbede çatlıyor, deliniyor ve bir daha, zıplayamıyorlar!

Stop
Muammer Erkul 
muammer.erkul@tg.com.tr
10 Mayıs 2013 Cuma


Gazetemiz MAKALELERİ YAZARININ SESİNDEN DİNLEME uygulaması başlattı…
Alttaki oynatıcıya tıklayarak yazımızı dinleyebilirsiniz:
{mp3remote}http://video.tg.com.tr/Resources/Audio/573006.mp3{/mp3remote}

 

 

3 yorum

  1. Abi sa,
    Biz de çok oynardık o toplarla. Acaba yazında bahsettiğin gibi problem çocuklarda mı yoksa anne babalarda mı? Bu konuyu da düşünmek lazım değil mi?

    Hayırlı Cumalar…

    Özledik seni. Görüşmek ümidiyle…

    Mustafa Burhan

  2. O topla biz de oynardık abiciğim:) Yanlış hatırlamıyorsam bizim “et top” dediğimiz top o toptu. Gerçekten vazgeçilmezdi.
    Bilmeceye gelince; İçi dolu topla doldurulmuş havuz dolu değildi ama pinpon toplarıyla dolu havuz hiç dolu değil tabi ki… Üstüne basılıp bir yanı içine göçmüş, kırılmış ezilmiş rengarenk pinpon topları geliyor gözümün önüne. Aynen günümüz gençliğinin hali gibi. Çok yerinde, cuk oturan bir benzetme olmuş gerçekten. Ellerine yüreğine sağlık… İçi dolu, ama “temiz ve güzel şeylerle dolu” nesiller yetiştirebilmek dileğiyle…
    Hicran Seçkin

  3. İçi boş (pinpon topu)olanlardanım ben… Doğru bir tespit ve benzetme olmuş yazınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. 30 yaşıma geldim o lastik toplardan olmayı hedefledim Allahü tealanın izni ile ama!
    Gelecek nesiller ile ilgili kaygılarımız hep ortak peki çözümler? çözüm sunan ve harekete geçen birileri olur inşallahü teala.
    Hülya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir