“Hâlâ”dır aradığın!..
Sana kırgın olmak isterdim zaman zaman… Sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını yani üstünde!
Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana…
Yani; beni “unutma ihtimalinin” bile olamayacağı mesafelerde!
Bilirim, seversin beni.
“Bilirim” sadece, çünkü öyle söylersin!..
Ama soluyamam… Ama dokunamam… Ama yaşayamam…
Bilirim, seversin beni;
Odandaki lambanın açma anahtarına iliştirdiğin bir kartpostal gibi!..
Ben, güze bakan ağaçlar gibi meyvelerimi dökmeye başlamışsam dibime…
Ve ben de “senin gibi” sevmeye başlamışsam artık…
Ve ben de sana demeye başlamışsam; “Ben de unutmadım seni!..”
Bir mevsimi tüketmiş demektir tarlalar; ekilmeden, dikilmeden, sulanmadan ve gübrelenmeden…
Halbuki kısır mevsimlere gebedir tüketilmiş her mevsim!
Yıllar, kenarda bekler; geceye doğru giden trenleri gözleyen çocuklar gibi…
Yollar, dürmededir artık kendini!
Ve hatıralar süpürülmededir hafızalardan; “artık” paylaşılmayanlara yer açılsın diye!..
Bilirim tabii ki unutmadığını…
Unutmayışımdan bilirim.
Bilirim, seversin hâlâ beni; çünkü sevmek
“Hâlâ”dır işte, hâlâ aradığımız delîl!
Sana kırgın olmak isterdim aslında, zaman zaman…
Yani üstünde, sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını!
Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana…
Yani; beni unutma ihtimalinin bile olamayacağı mesafelerde!
———————————————————
“İyiliklerine sevinen, kötülüklerine üzülen kimse mümindir.”
(Hadîs-i şerîf)
“Sinirlenmek şeytanın vesvesesinden hâsıl olur. Sinirlenince abdest alınız!”
(Hadîs-i şerîf)
“Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi mîras ve ilim gibi şeref olmaz.”
(Hazret-i Ali)
“Kâfir de olsa, bir kimsenin kalbini kırmak, Allahü teâlâyı incitmek demektir.”
(Ahmed Yesevî)
Umudum
İçime dolan bahar
Ilık rüzgar tatlı hava
Hiç bitmeyen bitmeyecek
Sıcacık nefes
Sensin KIZIM
Tıpkı yaz yağmuru gibi
Kızıp darılmaların
Hemen geçer güneş açar
Beni ısıtan
Sensin KIZIM
Şimdi sen küçücük
Nazlı bir papatyasın
Güzel gözlerini bana dikip
Nasıl da bakmaktasın
Hayatım
Sensin KIZIM
İlerle yürü koş
Düşersen korkma kalk
İyilik güzellik sevinç
Hep seninle olsun
Umudum
Sensin KIZIM
Zeynep Güler (Edremit)
——————————————————-
Ceviz kabuğu
Geçen gece, sabah 05’e kadar gözümü kırpmadan “Ceviz Kabuğu” isimli programını seyrettim Hulki Cevizoğlu’nun.
Mükemmeldi…
Cevizoğlu da, cumhurbaşkanlığına aday olan konuğunun yelkenine üfleyerek bu sahillere süren meclisteki bazı milletvekilleri gibi bir tutum içinde değil idiyse (ki kanaatime göre değildi), gözümde yüceldi.
Kaç kişi benim kadar sabretti bilmiyorum, ama benim gibi sabahlayanlar “kimin cumhurbaşkanı OLAMAYACAĞINI” görmüş oldular!..
DSP Eskişehir milletvekili Mail Büyükerman iyi bir insan…
Halka ve diğer milletvekillerine yakın ve sıcak.
Eskişehir’de sevilen ve elindeki bütün imkanları da yardım için harcamış bir yardımsever.
Tam bir Cumhuriyet çocuğu, hatta 9 yaşındayken Atatürk ile sohbet etmiş…
İki defa hacca gitmiş, kutsal kitaplar ve Kur’an-ı kerim üzerine çalışmalar yapmış…
Ama, iki dönem önce emekli olmuş bir cumhurbaşkanının eski, özel hatıralarını dinledik sanki!..
Durup dururken taşkın heyecanlarla okuduğu şiirler kimseye cumhurbaşkanlığı getirmez.
Artık bu ülkede bu yüce makam; cumhurbaşkanının yetkilerinin aslında iki üç madde olduğunu (ve böyle de olmasını) savunan bir kişiye bol gelir…
Cumhurbaşkanı demek; ne zaman, ne kadar ve ne konuşacağını (hatta kaç harf konuşacağını bile) bilebilen, hesap edebilen insan demektir en başta…
Bu yazı çok ağır olabilirdi, fakat sayın Büyükerman temiz kalpli ve iyi niyetli bir insan.
Ama inanıyorum ki; onun dört-beş ayrı partiden kendisini (ama ikinci turda) destekleyeceğini söylediği milletvekili arkadaşlarından bazıları sırıtıp durdu programı seyrederken!..
Buna inanmak bile istemiyorum. Çünkü Meclis, elbette “Hababam Sınıfı” değil!..
Ve bütün gece düşündüm.
Anayasada yazmayan ne var “cumhurbaşkanında aranan özellikler” içinde…
Bulduğum şuydu:
KARİZMA VE VİZYON…
Samimiyetine sığınarak, Mail Büyükerman’a; “hayır işlerinde ve gönül adamlığında” başarılar ve gelecek hayatında samimi mutluluklar diliyorum…
Keşke bahsettiği (yelkenlerine üflenilmiş olan) rüzgarı iyi koklasaydı.
Stop
Muammer Erkul
25 Nisan 2000 Salı