Zihninin derininde…
Gözünün kenarında…
Göğsünün kıyısında; var mı küçücük bir yer?..
Bir ben’cik; fazla gelmez sanırım sana, göze batmaz sanırım sende, dile düşmez sanırım senle!
Göğsünde var mı yer; ben kadar, bana kadar?
İliştir beni hadi göğsüne, tuttur beni hadi kendine; ki “sen” denen bütünün dâhilinde ben de olayım!
Bana bakanlar, beni sende görsün…
Sana bakanlar, sende beni görsün!
Sen, sanırsın ki şimdi; göğsüne beni taktın…
Hâlbuki “evet” cüssesinde bir “hayır”dır bunun cevabı; çünkü sen, takılıydın zaten benim göğsümde ve senin yerin;
..zaten benim gönlümdü…
Ben, susarım gayri, hâlim konuşur. Her kelimem, susuz çiçeklere döner, sensiz kalırsam. Yiterim, giderim, çiğnenirim sahipsiz. Cümleler yarım kalır, savruluşlarda…
…..
Önüne geldiğimde; avucuna al beni, tut beni, kendine kat beni…
Seni bensiz bırakma, göğsüne tak beni!
————
Kitap:
Mehmet Nuri Yardım, www.sanatalemi.net sitesindeki röportajında; hem kendisinin ve hem de benim ilk çalıştığımız gazetedeki ilk müdürümüz olduğundan bahsediyor Can Alpgüvenç’in…
O dönemin Babıali’sinden çok hatıralarımız var her birimizin…
Ben de bir zamanlar “Beni Babıali’den kovan adam” diye yazmıştım Can bey için…
16’ncı yaşımın yazı olmalı… Cağaloğlu’nda, Yerebatan’a doğru uzayan İ. Kazım Gürkan caddesindeki gazeteye gelir gider, bir şeyler yazıp çizerdim. Bir gün binanın merdivenlerinde; “prensibimiz icabı, okulunu bitirmeyenleri çalıştırmıyoruz”, demişti…
O an sanki dünyam başıma yıkılmış, basın yayın âleminden atılmış, bu meslek benim için bitti sanmıştım…
Gazeteden çıktım, Eminönü’ne indim, iskeleler arasında sahildeki demirlere yaslanıp hıçkıra hıçkıra ağladım… Başka bir yol bilmiyordu ayaklarım, bu gazete çalışanlarından başka tanıdığım hiç kimse yoktu basında, ve henüz orada bile doğru düzgün çalışmaya başlamadan, işten atılmıştım! Öyle duygular…
Can bey burada anlatıldığı gibi bir “zalim” adam değil haliyle. Onunla başka hatıralarımız da var. Benzerlerini yazıp toplamak lazım aslında…
Eski müdürüm şimdi emekli ve Nesil Yayınları için kitaplar hazırlıyor. Son kitabı “SESSİZ ADALET” romanının içine yazdığı birkaç satır neler neler hatırlattı bana… Bu arada kitabı da size duyurmuş oldum…
Hepinize iyi bir tatil günü dilerim. : )
Stop
Muammer Erkul
20 Mayıs 2007 Pazar