Seni seviyorum…
Seni seviyor oluşum kıpırdıyor içimde…
Seni sevmek; bir pınar gibi kaynaması içimin… Ve yine bir göze gibi, dolu bir göz gibi taşması ılık ılık içime!..
Seni seviyorum…
Seni sevdikçe doluyorum seninle, ve içimde çoğalıyorsun her geçen gün!..
Ben,,, neredeyse "sen" olmak üzereyim!..
Süte bir kaşık maya;
Bana bir buse sen!..
Sen olmak; düşürdüğün tohumu saklamaktır içimde. Kapanmaktır senden gelen her parçanın üstüne; kapanıp gizlemektir gözlerden, iştahlardan…
Sen olmak; sen büyümek…
Sen açmaktır sen olmak!..
Her ikimizin de zamanı ne güzel bir baharda kesişti…
Sen, Salacak sahilinde pembe şemsiyesini çeviren bir küçük hanımefendi olabilirdin, ve ben; siyah deriler içinde motosikletle sür’at deneyen bir çılgın…
Yahut ben zeytinyağı ışığında, hokkadaki mürekkebe kaz tüyünü denk getirmeye çalışırken, sen; program yazıyor olabilirdin sonraki on senenin bilgisayarlarına!..
Her ikimizin de en uygun baharı, gelip yüz yüze durdu…
…..
Pembe kanatlı bir kelebek, dudağımın üstüne konmuşken, yumuşacık; uyandım…
Sen kokuyordum!..
Hani, ağlaman gelir, ve istesen de durmaz gözündeki yaş… Hani tutamazsın,, sızar bir yandaaan öbür yana yüzünü yalayarak sıcak diliyle!..
Bahar sabahları, içimde bir göz ağlar.
"Seni" yakar içimde; tutuşurum!..
Ve toprağımda tohumun patlar, dolar içim; sen biterken gülersin yüzümde ve büyürsün, büyütürüm ve yürütürüm adım adım, yaprak yaprak seni; ışığa doğru…
Sen olmaya başlamak; senden düşen tohumu saklamaktır içimde… Kapanmaktır üstüne, gelen ne ise senden,, ve onu gizlemektir gözlerden ve iştahlardan…
Sen olmak; sen büyümektir…
Sen açmaktır sen olmak!..
…..
Ben, açacağım; "sen" açacağım…
Sevdaya kokacağım…
Sevdana kokacağım…
Stop
Muammer Erkul
18 Mayıs 2003 Pazar