Sanatalemi [19 Ağustos 2007 Pazar]

Ara sıra “www.sanatalemi.net” isimli sanat edebiyat sitesine da yazılar koyuyorum; internet dünyasıyla haşir neşir olanların malumudur…
Bu site önceleri, çok eski arkadaşlarımdan Mehmet Nuri Yardım’ın şahsî adresiydi ve kendi çapında sanat edebiyat faaliyetleri yürütüyordu. Baktı ki böyle olmuyor; yetemiyor; genişleyelim, dedi…
Birikimini, dostların birikimleriyle de birleştirip; daha büyük bir çemberin içinde ve daha çok kimseyle birlikte olmayı istedi. Konuya sahip çıkan çok oldu ve sitenin ilk bahsedildiği köşe de bizimki oldu…

Sanat alemi; sanat ve edebiyat ana başlığı altında kalan bütün konu başlıklarını içine alan bir parantez gibi ve kişi ayırımı hiç yapmıyor, ki bunun muhalifiyim…
Halbuki insanlar kategorize edilir ve edilmelidir de. Güreş gibi, yüzme gibi, satranç gibi branşlarda yaş ve tecrübe ve inat nasıl önemli ise; sanat ve edebiyatta da önemli… İki karış velet iken, denize götürüleceğimiz günün sabahı, yere serilmiş mavi muşamba üzerinde iki saat yüzme antrenmanı yapardık. Ama deniz, evdeki mavi muşambaya benzemezdi!..
Boyunu aşmayan suya dalmadan yüzme öğrenilmez, kabulüm. Ama, boyunu aşan yere giden tedbirsizlerden veya söz dinlemeyi reddedenlerden iki kaşık su içinde bile boğulanlar oluyor.
Hele ki sanat edebiyat denizinde!
Kalem ki, sivri bıçak… Kime dürtsen o haykıracak… Öyleyse bu satırlarım da yine kendim için yazılmış olacak!..

Sanatalemi, hakikaten ilginç bir site. Şu haliyle bile pek de kimselerin başaramadığını başarmış durumda. Zaman zaman sayısı değişse de, daimi olarak kırkın üzerinde, ellinin altında yazara köşe açmış… Şaka gibi sanki, ama değil: Dönemin yazı yazan insanlarından 40 ila 50 yazar, aynı site çatısı altında yazısını güncelliyor. Dolayısıyla, geçen haftaki özel günde de, o salonun içinde sanki edebiyatın kalbi atıyordu…
Ve bunun yanında, site ana sayfasından; röportajlar, kitaplar, şiir, hikaye, sergi, konferans, güncel haber, gazete makaleleri ve şu an aklıma gelmeyen ve her birinin içi dopdolu belki elli ayrı konu başlığı altındaki klasörlere giriliyor.
Geçen hafta, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde Sanatalemi sitesinin senesi kutlandı. Böyle bir sıcak günde, burada toplanan kalem erbabı kadar sayıda “tıklanmamış” nice sanat edebiyat sitesi biliyoruz… Göz görüyor ve dil söylüyor ki; tarih bu siteyi hatırlayacak ve talihi olanlar bu fırsatı iyi/doğru kullanacak…

Bu yıldönümü ile ilgili çok yazı yazan oldu; toplantının coşkusu, faydası, katılımcıların kimler olduğu, yarışmalarda dereceye girenlerin ödülleri ve yazarlara verilen teşekkür plâketleri filan bahsedildi hep… Haber sayfası olarak ise (benim gördüğüm) en güzel ve en geniş kullanan; Mustafa Kaynak imzası ile Yeditepe Gazetesi oldu. Her sayısında bizim de “Yeditepe yazıları” başlığı altında ve İstanbul çerçevesinde geçen “öylesine sohbetler” kaleme aldığımız sözü geçen haftalık İstanbul gazetesi; ilk sayfasından ve resimli olarak girmişti konuya… Devamı ise yine bol resimli bir sayfa idi: Sanatalemi 1 yaşında…

Beni ise en çok sevindirenlerden biri; Mustafa Ruhi Şirin ve Ümit Sinan Topçuoğlu ağabeylerim ile uzun zamandan sonra ilk defa o gün karşılaşmam oldu…
Her ikisi de uzaklara bakmak ve çalışmaktan vazgeçmemek konusunda kendime aldığım örneklerdendir ve her ikisi için de özel köşe yazıları hazırlansa yeridir…
Bazen ne kadar çok yazacağım oluyor, ama bu köşe bitiveriyor…
Hepinize güzel bir Pazar günü diliyorum; yüzünüzün gülleri, içinizin çiçekleri solmasın…

Stop
Muammer Erkul
19 Ağustos 2007 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir