Selin ardından [25 Şubat 2010 Perşembe]


Türk’üz; ama Yakutlardan, Macarlardan başkayız… Müslüman’ız; ama Suudilerden, Acemlerden farklıyız… Bizleri “biz” kılan şudur ki; bedenimiz Türklüğün ve ruhumuz İslamlığın sembolü olmuştur. İşte bu hakikate, bütün dünya üzerinde kısaca “Osmanlı” diyorlar…
İki kuşak öncesine kadar hepimiz böyle bilirdik kendimizi. Fakat “Dünyanın en büyüğüyüz. En özel ve en güzel sancak bizim elimizde” imanından soğutulup uzaklaştırıldık ve bunu hatırladıkça pişman edildik!

Geneli Osmanlı coğrafyası içinde kalan, bu inanıştakilere “Sünnî” deniyor. Sünnî ise; kısaca “Peygambere uyan” demek. Eskiden yeryüzünün üç kıtasında (birlikte yaşayabilmenin mıknatısı olan) bu itikat okutulup öğretilirdi. Bu öyle bir şemsiye idi ki hâlâ özlenmekte, Amerika’da ders olarak okutulmakta; fakat hareket özellikle Vatikan, Londra ve Tel Aviv’den dikkatle izlenmektedir.

Şimdi, önünde durulmaz büyük seller bedenlerimize çarpıyor…
Özgürlük isteyenlerin ilk önce özgür olmadıklarına inandırılması, sonra mücadelelerinin desteklenmesi ve belki çok kanların akması gerekiyordu. Bir gün elbet sular durulacak. Fakat sanki bir büyük selin ardından kalan çamura karışmış kimyasal ve zehirler gibi… dimağlara atılan zehirli tohumların çıkıp fışkırdığını, içimize sokulan çalıların büyüdüğünü göreceğiz… Dünyanın pek çok “küçültülmüş” ülkesinde yaşandığı gibi, had safhada inanç baskısına maruz kalacağız…
Ve ancak o zaman… Bugüne kadar bu durumun farkına varmayan, varsak da önemsemeyen bizler; yeni bir kurtuluş savaşına girişir gibi yine ayağa kalkacağız… “Ne oluyor” diyeceğiz. Vatanımız elimizden alınmak istenirken uyandığımız gibi… İmanımız gönlümüzden sökülmeye çalışılırken de doğrulacağız; dedelerimizin inanışı ve hayat gayesi olan Ehl-i sünnet velcemaat yani sevgili peygamberimizin ve eshabının yoluna sarılacağız… Ve;
“Keşke bu kadar beklemeseydik!” diyeceğiz…

Stop
Muammer Erkul
25 Şubat 2010 Perşembe
 

.

4 yorum

  1. Dua kabul edip inşallah diyorum, amin!

  2. İLK BAKINCA ANLAMAZ GİBİ OLDUM… Fakat tekrar göz atınca farkettim ki çok önemli bir yazı ve konu bu… Bizler yani Osmanlı coğrafyasında, hazreti Peygamberimiz ve eshabının izinden giden Osmanlı inanışını elinden geldiği kadar yaşamaya çalışanlar. Başımıza ne geldiğini ve neden geldiğini anlatıyor… Yakutlar ve Macarlar diyor onlar da Türk ama Müslüman değil, Suud ve Acemler diyor onlara da Müslüman diyorlar ama biri sapkın Şiiler ve diğeri Vahhabiler… Bazıları dikkatle izliyor Osmanlının torunlarını diyor, ortalığı karıştırıyorlar gizlice diyor, zehirli tohumlar saçıyor diyor… Ve en sonunda uyanacağız bu sanki vatanın elden gittiği zaman ayağa kalktığımız zaman gibi olacak ama neden bu kadar bekliyoruz ki daha önce uyansak ya, diyor…
    Belki en önemli yazınız değil, ama çok, çok önemli bir yazınız.
    Tebrik ve dua ederiz efendim…

  3. Amin. Kurtuluş Savaşımızı gerçekleştiren imanlı insanlardan bulursak neden olmasın. Hürmetler.

  4. Evet, ayağa kalkacağız kurtuluş savaşına girer gibi…
    Ama biz bunun ehemmiyetini anlayıp ayağa kalkıncaya kadar, kırılan kırılacak; tıpkı Kurtuluş Savaşı öncesi gibi gafil avlanan niceleri oluyor/olacak. Gel gör ki, bu defakiler “şehit” olmayacak! İşin en acı yanı bu belki de…

hicran için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir