Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı? [19 Temmuz 2000 Çarşamba]

Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?

Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?

Öksürmeli miydi vapur dumanlarından, şarkılardan çıkmış martılar?..
Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..

Köşe başındaki esmer kadın şaşkın; bir çiçek alamayacak kadar” vakitsizliklere!
Kırda salınan gelincikler şaşkın…
Ve hatta kiraz çiçekleri de şaşkın.
Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..

Çiçeği koparılmayan… Yare sunulmayan kiraz ağaçlarında artık “tek sapta iki kiraz” olmuyor! Vermesi gereken meyveleri vermiyor dallar!
Gelincikler usanıyor beklemekten ve soruyorlar hep birlikte;
Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..

Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı yahut yaşanan böyleliklerin adı “sevda” olmalı mıydı?..

Hem sevdalı hem yalnız nasıl oluyor insan?
Hem sevdalı hem ürkek, hem sevdalı hem karanlıklara tutsak?..
Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..
Bir priz ve fiş varsa… Bunlar buluşmuşlarsa… Ve ortalık hâlâ aydınlanmıyorsa; bu nasıl sevda?..

Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..
Çiçekler yapraksız…
Kelebekler kanatsız…
Gündüzler güneşsiz…
Gözler yıldızsız!..
Dudaklar şiirsiz…
Kağıtlar mektupsuz…
Ocaklar ateşsiz!..

Gerçekten…
Sormalı ama sormuyor sevdalılar;
“Sevdalar böyle mi yaşanmalıydı?..”

Eğer sevdalar böyle yaşanacaksa, yaşanmakta olan böyleliklerin adı “sevda” olmalı mıydı?

———————————————————

Kim dost
Burada bana saniyeler direniyor.
Hatta anlar..
Zamanı hücrelerine ayırıyor, her bir hücreye yapışıp sıkıntılar boyu dertleşiyorum.
Zaman geçmiyor.
Birdenbire akşam oluvermiyor.
Birdenbire birkaç günü geride bırakamıyorsunuz farkında olmadan…
Ya sonra…
Bu ayrılık bittiğinde, insanlar benim “bir ömür boyu” hissettiğim zaman dilimini küçümseyip, “Ne çabuk döndün?” diyecekler.
Onlar dost değil…
Dost; benim burada çektiğimi, mesafeye kayıtlı kalmaksızın orada anlayabilen, hissettiklerimi hissedebilendir.
Yani…
Sadece ben orada olduğum zaman değil, burada olduğum zaman da bana ihtiyaç duyanlar…
Kim onlar?
…..
Not: Murat Başaran’ın Sevmek Ölmekle Başlar-2 isimli kitabından alıp gönderdim…
Sevgi ve sevgilerimle.
*Süleyman Eldeniz/Mersin-Kıbrıs

Aşk, garantisi olmadan, aşkımızın sevdiğiniz kişide aşkı meydana getireceği umuduna tamamıyla kendimizi vermeye teslim olma anlamına gelir.
Aşk bir heyecan eylemidir ve buna az inanan insanın az sevgisi vardır.
Aşk birbirinin gözüne bakmakla meydana gelmez, ama aynı yönde birlikte dışarı bakmakla olur.
*Antoine de Saint Exupery

Stop
Muammer Erkul
19 Temmuz 2000 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir