Sevgili balık [21 Eylül 2002 Cumartesi]

(-Çok hoşuma gitti
bu yazdıkların..
Ama ben o kitapları kimin derlediğini ve tercüme ettiğini bilmiyordum. Bilmeden ilgimi çekti ve okudum.
Çok açtım o zamanlar. Yine acıksam keşke!..)
 
Bir balık… Dinmeyen açlığıyla gelir, denize salınmış oltayı yutarmış. Ve tutulduğunu anlarmış…
Bu işin uzmanı olan balıkçı da, bu balığın yakalandığını bilirmiş;
Kalbinden!.. 

İşte o zaman, misinayı yavaş yavaş gevşetmeye, salmaya başlarmış balıkçı, yavaaş yavaş… Hem, fazla çekerek balığın canını yakmasın; hem de ağzındaki olta boşluk bularak savrulmasın diye!..
Bu direnme, balıktan balığa farklılıklar gösterirmiş. Ama en sonunda balık kaçmaya ve uzaklaşmaya çalışmaktan yorulup yön değiştirirmiş.
Sabırlı balıkçılar balığı incitmeden ve korkutmadan ve ağzını yırtmadan… Kalbini paralamadan, yavaş yavaş ve sevgiyle çekerlermiş onu kendilerine doğru. Yavaaş yavaş, ve huzûr içinde!.. 

Sevgili balık!..
Bana da anlatılmıştı bu hikâye bir zamanlar. Dinlediğimde, korkmuştum önce…
Çünkü biliyordum, yakalandığımı!.. 

“Sadece ağzından” yakalanan balıklar, sanırım farklı oluyor diğerlerinden. Çünkü inatla, ve gururla, ve hırsla, ve öfkeyle öyle direniyorlar ki; dudaklarını parçalamak, hatta damaklarını iğnede bırakmak pahasına, bir süre sonra kaçırıyorlar bedenlerini, uzaklara… Ama, daha da kötüsü; trollere, kepçelere düşüp konserve gemilerine alınıyorlar!.. 

İnsan acıkıyor, endişe etme; sandaldan kaçtıkça, aslında daha da yakınlaştığını hissettiği zaman… Açlığını farkediyor yeniden!..
Kalbinden tutulmak;
Teslim olmaktır!..
Sevmenin; “itaat” olduğunu bilmektir!.. 

Hani; tedavi olan hasta, sapasağlam çıkarken hastaneden dışarı, sanki şuna inanır; güya ölüm ölmüştür!..
Halbuki kalbi bilir; hastalık süresince geçen şu zaman kadar daha yakın ecele!..
İşte, bu hastaya benzediği için, örnek verilen balık; ölümün kokusunu ilk hissettiğindeki paniğin tesiriyle elinden geldiğince son hızla uzaklaşır…
…..
Ama her balığın…
Mutlaka verecek olduğu son nefesini…
Makine dişlileri arasında değil de, tecrübeli bir kişinin şefkatli ellerinde vermesi en iyisidir;
Değil mi?..

Stop
Muammer Erkul
21 Eylül 2002 Cumartesi

1 Yorum

  1. Dilerim her balık “kalbinden” tutulsun… Ki, böyle facialar yaşanmasın…

    Alperen

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir