Boyun omurlarında problem olmuştu; bazı hareketleri yaptıkça derin ağrılar, sabit kaldıkça da yanmalar oluyordu… Boyunluk verdiler, taktı. Şu kadar zaman çıkarmayacaksın, problemli omur iyice dinlensin, dediler.
Bahsedilen zaman geçti. Bu süre içinde boyunlukla iyice korunan omurların hiçbiri zorlanmamış, ağrı ve yanmaları susmuştu!
Sonunda hür kaldılar. Fakat ilk sert hareket çoğunun felaketi oldu. Çünkü problemli omur eskisinden de kötü olurken, yakınındaki arkadaşları da ciddi zararlar gördü!..
Omuz omuza durmuş, kol kola girmiş insanlara benzer omurlarımız. Hareketsizlik veya yanlış hareketlerden dolayı hastalanabilirler. Bunların ağrılarına bakıp çok şeyler söylemek mümkün. Ama şu konu çok önemli: Hareketsizlikten veya yanlış bir hareketten yahut bu yanlış hareketin ardından hareket kısıtlanması gibi durumlardan sonra iyice koruyarak hareketsiz bırakmak onları daha da zayıflatıyor ve sonradan gelebilecek darbeler karşısında mahvolmalarına sebep olabiliyor!
Omurganı sevmek; onun sızlanmalarını işitmek, durumunu kavramak… Sonra da sertlik göstermeden ama asla tembelliğe alıştırmadan, düzenli hareketlerle onu güçlendirmektir!
Omurlar insanlara benziyor da insanlar omurlara benzemiyor mu?
Hem de nasıl benziyor!
İşte bunun için, ayakkabısını sürekli annesi bağlayan çocuklar bir süre sonra bunu beceremez oluyor.
Güçlü olmanın yolu zorluklarla mücadele etmektir arkadaşlar!
Yatan aslan değil, gezinen tilki olmak zamanıdır!
Çalışan köylünün itibarı, dilenen kraldan yüksektir!
Bir de sevmek; kırmadan bükmek, güçlenecek kadar zorlamaktır!
Muammer Erkul
16 Mayıs 2010 Pazar
Bir de sevmek; kırmadan bükmek, güçlenecek kadar zorlamaktır!
……………………
Sevmek gözler yaşarsa da diğer göze bakabilmektir.
Sevmek inanmaktir.
Sevmek yasamaktir.
Sevmek özlemektir.
Sevmek hayal etmektir.
Sevmek düşünmektir.
Sevmek kendisinden çok onu duyumsamaktır.
Sevmek daima beraber olmak degil, o yanında olmadığı zamanlarda bile onunla olabilmektir. …