Seyir Defteri – 14 Ekim 2008 (Ziyaretçi Defteri)

Sevgili arkadaşlar,
Şimdi lütfen şu manzarayı hayal etmeye çalışın:
…..
Hani kendi evinizde, kendinizi işinize kaptırmış olarak çalışırsınız…
Ne kadar zaman geçmiştir hatırlamazsınız…
Bir ara kapı çalar.
"Kim ooo?" Dersiniz.
Gelenler tanıdıklarınızdır, yakınlarınızdır, sevdiklerinizdir. Açarsınız kapıyı, fakat…
Fakat onlar girmezler, giremezler…
Neden?

Hayret edersiniz. Onların şaşkınlıkla açılmış gözlerle size baktıklarını görünce siz daha çok şaşırırsınız!
Peki niye size öyle bakmaktadırlar?
Siz onlara; "buyrun içeriye" derken onlar da size;
"Bu halin ne?" Diye sorarlar…
…..
Halbuki siz, bir şeyin farkında değilsinizdir, her şeyin normal ve yolunda gittiğini sanmaktasınızdır…

Onlar içeri girdiği zaman, merak edip aynanın karşısına geçersiniz ki;
"Aman Allah'ım… Bu ne?.. Bu halim ne?" Dersiniz!..
Üstünüzdeki kıyafet… Altınıza giydiğiniz… Saçınız… Yüzünüz her bir yeriniz darmadağınık ve insan içine çıkmaya müsait değildir!
Fakat bunu görmek için; ayna karşısına geçmek idi lazım olan!

Şimdi bunları neden anlattığımı anlamışsınızdır…
Ziyaretçi Defterimizin hali; evde kendi halinde çalışırken yakalanan birinin görüntüsü gibiydi, nicedir…
Kimsenin bir art niyeti yoktu, herkes tam anlamıyla "aile içi rahatlığı" ile yazıyor, konuşuyordu. Fakîr de her gelene laf yetiştirmeye çalışıyordu fırsat buldukça…

Zil çaldı…
Ziller çaldı…
"Kim ooo?" Dedim.
"Biziz" dediler.
Açtım kapıyı ama o an şaşkınlık içindeydi gözleri;
"Bu hal ne" dediler…
…..
Aynaya baktım!  

 

Ziyaretçi Defterimiz; hem bizlerin ve hem de gelip geçen yabancıların ilk göz attığı yer…
Bunun için; bundan sonra orada yazarken, konuşurken; "herkes tarafından okunduğunu, işitildiğini" unutmamaya karar verdim!
İnanıyorum ki, böylesi hepimiz için daha iyi olacak…
…..
Sevgiler size, hepinize.
M:)

NOT:
Bu okuduğunuz yazıya eklemeler de yapacağım…

 

10 yorum

  1. An gelir, bir melodi çalınır kulağınıza, an gelir okuduğunuz birkaç satırda bulur kendini yüreğiniz. İşte o an birkaç damla düşer yanağınızdan ellerinize. Okuduğunuz o birkaç satırda, kulağınıza çalınan o içli melodide dile gelmiştir yüreğiniz. Size sizi anlatan bir başkası vardır; görürsünüz ki hissettiklerinizde yalnız değilsiniz. İşte duygularınızca coşarsınız o vakit… Boğazınıza bir yumru oturur, söylemediğiniz bütün sözcükler birer su damlası olup dile gelir…

    İşte az evvel okuduğum bu satırların bendeki yansıması da aynen böyle oldu sevgili kardeşlerim…

    Muammer Erkul’a bu hassasiyetinden dolayı içtenlikle teşekkür ediyorum. Çünkü SEVGİ SOKAĞI benzerleriyle kıyaslanamayacak kadar farklı olduğuna inandığımız, gönül güzeli insanların diyarı. Ve bu sokak, güzelliğini her yönüyle sunmalı, sunabilmeli başkalarına. Çünkü hiç birimiz sadece kendi hayatımızdan sorumlu değiliz. Biz hepimiz, yaptıklarımız, yaşadıklarımız, yansıttıklarımız ve dahi yazdıklarımızla başka insanlara birer model teşkil ettiğimizi asla unutmaması gerekenleriz.

    Ben bu sokakta yeşeren her çiçeğin etrafa eşsiz kokular saçacak güzellikte birer güle dönüşeceğinden eminim. O halde lütfen biz bize, gönül gönüle verip en güzele erişmek için gayret edelim.

    Birbirimize sevgimiz; saygı çerçevesinde, ve en güzel üslupla ve de Allah’ın bizlere emri olan edep sınırları içerisinde taçlaşsın…

    Muammer beyin bu güzel önerisi beni çooook heyecanlandırdı doğrusu…

    Sizler de benim kadar heyecanlandınız mı, ne diyorsunuz sevgili kardeşlerim? Bu sokağı el ele en güzel güllerle bezeyelim mi?

    Gönül dolusu sevgiler, güller gönderiyorum hepinize…

    MEHTAP ABDİ

  2. Evini temiz tut, misafir gelir.
    Kalbini temiz tut Azrail gelir, demiş büyüklerimiz.
    Evin ilk girişi gayet şık…
    Ziyaretçileri kabul edeceğimiz yer de mümkün olduğunca şık olmalı değil mi?
    Çünkü burası 24 saat dostlara teklifsiz açık olan bir yer.
    Eee?
    O halde dostlarımızı kabul etmekle görevli olanımız da her daim hazır ve nazır olmalı idi.

    Elbet de muhabbet de edilecek.
    Ama aramıza ilk girmiş olanların da olduğunu göz önünde bulundurmak nezaketimiz icabı olacak.
    Zaten aşina dostlarımızın da nezaketlerine asla toz kondurmayız tabi ki.
    Benim düşüncelerim böyle.
    Aklıma geldikçe, veya yazmam gerektiğinde yine gelirim inşallah.
    Yeni ve eski dostlara, hatta bundan sonra yeni gelecek dostlara…
    Esenlikler, saygılar ve dualarımla selamlar…

    SULTAN YÜRÜK

  3. Eh insan ailesiyle birlikte olunca içi huzurlu, kalbi sevinçile dolu ve neşeeli oluyor. Uzak, yakın demeden bir araya gelmenin huzurunu yaşıyor. Dolayısıyla da rahat oluyor. Pek tabi gözden kaçırmamak gerekiyor. Ya bir de; bunlar kimdir, diye merak edip gelen olursa… Hiç farketmeden mutlu ve huzurlu sevgimizi yaşarken. İlk önce ben yani babaanne farketmeliydim. Sağ ol Muammer. Yerinde tesbit, gönlüne sağlık. Sevgiyle kalın dostlar…

    FAHRİYE ERDOĞAN

  4. Çocukluk yıllarımızın yazlarında gittiğimiz köyümüzde ağaç dallarından kopardığımız dallara çöp deriz biz.

    Bu “Çöp”leri alır, üç beş afacan birleşip su kanllarına aynı hizada bırakır, kim önde gelecek diye yarışırdık. Su aynı su aslında ama hepimizin çöpü farklı, kimi uzun kimi kısa kimi kalın.

    Bu Ziyaretçi Defteri de öyle, hepimiz bir şeyler yazıyoruz ama hepimizinki birbirimizinkinden farklı;

    Dikkat etmemiz gereken tek şey var aslında hepimiz çöp kullanmalıyız farklı bir şey kullanırsak hak yemiş oluruz hem buraya girip okuyanların hem de okuyan arkadaşların.

    Sevgiler kere sevgiler HEPİMİZE!!!

    ALİ KAYA

  5. Valla Muammer abi, öyle bir resim çizmişsiniz ki, gözümüzde canlanan o manzaradan sonra en iyisi susmak ve daha da dikkatli olmaya karar vermek galiba…

    Ben de öyle yapayım bari… 🙂

    Sevgiler kere sevgiler…

    KADİR ÇETİN

  6. Çerdi çöptü, duruma yerinde müdahale, aferin, tebrikler, ne oluyor yahu:-)
    Ben pek bir şey anlamadım ama demek ki önemli bir mevzuya el konulmuş. Vahim bir durum var galiba! Muammer’cim ben de seni tebrik edeyim bari:-)
    Bak korktum az güldüm:-)

    AKIN

  7. Author

    Siteyi kim böyle titretti yahu? Kadir abi de korkmuş susmuş bak:-)))
    Valla bir kaç gündür siteye girip yazıları okuyunca gülmekten kırılıyorum… Afedersin ama, sanki bütün site sakinleri uygunsuz bir vaziyette yakalanmış da zührevi hastalıklar bölümüne sevk edilmiş gibi olduk!:-))) Yeminle, koptum gülmekten, gözümden yaşlar aktı:-)

    İyi de, ne vardı ki bu kadar büyütülecek; (sahilde otururken bir kedi koynuna girmiş de uyumuş) ve daha bilmem neler!..
    Bir yandan bakarsan tamamen masum yazışmalar, başka yönden bakarsan yoruma açık!
    Abarmayın arkadaşlar bu kadar yani!..
    Hepinizi sevgiler.

    NOT:
    Bu yazdıklarımı siteye sen ekle ve ne olur ne olmaz ismimi gösterme istersen…

  8. Author

    Söylemezsem olmaz şimdi. Biri de aynen şu okuduklarınızı yazdı ama kim olduğunu söylemeyeceğim:

    “Bence de fren çok sert oldu!..
    Biz güzel bir aileyiz. Bakın, dün sitemize tam 345 kişi girmiş. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bile her gün 345 milletvekili girmiyor. Ve öyle şeyler konuşuyorlar ki orada, sitemizdekiler onların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır!..”

    Yorum yapmıyorum bunun altına…

    M:-)

  9. Asla sitemizi Meclisle kıyaslamaaa da.
    Biz burada yüreğimizi paylaşıyoruz. Sevgimizi çoğaltıp kederlerimizi azaltıyoruz. Biraz sana, biraz bana, bir parça öteki güzel insanlaraaaa.
    Onlar Mecliste neyi paylaşamıyorlar??.. Paylaşamadıkları öyle çok şey var ki.
    Hadi ben babaanneyim yazdım, ne olduğunu bilseniz de yazmayın olur mu?..

    FAHRİYE ERDOĞAN

  10. “BÜYÜTTÜK MÜ NE!

    Siteyi kim böyle titretti yahu? Kadir abi de korkmuş susmuş bak:-)))
    Valla bir kaç gündür siteye girip yazıları okuyunca gülmekten kırılıyorum… Afedersin ama, sanki bütün site sakinleri uygunsuz bir vaziyette yakalanmış da zührevi hastalıklar bölümüne sevk edilmiş gibi olduk!:-))) Yeminle, koptum gülmekten, gözümden yaşlar aktı:-)

    İyi de, ne vardı ki bu kadar büyütülecek; (sahilde otururken bir kedi koynuna girmiş de uyumuş) ve daha bilmem neler!..
    Bir yandan bakarsan tamamen masum yazışmalar, başka yönden bakarsan yoruma açık!
    Abartmayın arkadaşlar bu kadar yani!..”

    Bu yoruma katılıyorum, arkadaşa teşekkür ediyorum…
    İnanın ziyaretçi defterine artık ne ve nasıl yazacağız diye düşünüyordum… Daha doğrusu şu şartlarda ancak çoook çok nâdir, resmi bir durum olursa yazabileceğimi düşündüm…
    Yine de Muammer abinin bir bildiği vardır diyorum ama bir de şunu demeden geçemeyeceğim: Yabancılar için durum nasıl olur bilemiyorum (çünkü ben senin görüp de sevmediğim bir halini hatırlamıyorum) ama bizim için, pijamalarınla ve saçların dağınık olarak bize cevap vermenin hiç bir önemi yok…
    Sevgiler… 🙂

    KARANFİL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir