Seyir Defteri – 16 Eylül 2008 (Şiir, ve “Yüreğimde Şimşekler”)

 

Ovanın düzünde çayır otlayan koyunla, kayanın başında filiz kemiren keçinin bile biri biriyle kafiyeli meleştiği şu mümbit memleketimiz; sanki bir şair tarlası!..

Öyle mi hakikatten;

Yoksa “san ki” bir şair tarlası, mı?..

 

 

Kur’a kutularından çıkacak paralarla bir gecede zengin olmayı uman sabırsızlardan… Çet Türkçesiyle yazan ve kaldırım lisanıyla konuşanlardan şair çıkacağını vehmedenlerin aklına şaşarım!

Ha kelime bilmeden şiir yazmak; ha bostan tarlasında kulaç atmak!..

Anızlar üstünde yüzmeyi öğrenir belki insan; ama kelime bilmeden şiir yazamaz!

 

 

 

Şiir sitelerinde hakkıyla şiir olsaydı, hiç Muammer Erkul yazıları (kendisinden habersiz) bunlarla yarıştırılıp derece yapar mıydı?.. Bizim yazılara; velev ki zaman zaman hecesi, kafiyesi olsa bile “şiir” demek emin olun yazıktır…

Peki ya şiir sitelerine konan şeylere “şiir” demek, acaba nedir?

 

 

Bu faslı şimdi kapatıyorum.

Zaten bizim sitemizde şiir konusunu kökünden kapattık. Şiir yayınlamıyoruz!

İyi de olsa, iyi olmasa da gönderilen durum değişmez: Sitemizde şiir köşesi yok!..

Bunu birkaç kere açıklamıştım ve ancak zaman zaman… Belirli bir konuyla açıklamak için… Bir örnek vermek için bazı şiirleri yayınladığımı söylemiştim…

 

 

Şimdi, aşağıda yayınladığım şiiri; “şiirde sabra” örnek olarak okuyun…

Çünkü bu şiirin hikâyesini biliyorum ben…

Ve bu şiirin ilk mısraı, son satırından 9 sene kıdemli!..

 

 

İnanın ki iyi şiir fırt diye çıkmaz!

Prematüre ve ölü doğumlar konumuzun bile haricinde elbette, ama doğan yavru nur topu gibi bile olsa göbeğini kesmek, poposunu tokatlamak, ciğerini açmak, yıkayıp temizlemek, ilaçlamak, kundaklamak, emzirmek, bezlemek… Yani emek vermek, büyütmek lazım!

Şunu da iyi bilmek lazım:

Şair, yıllar geçtikçe yaşlanır…

Şiir, yaş aldıkça gençleşir!

 

 

İşe bakın ki bunca laf, sitemize bir tek şiiri eklemek için yazıldı…

Hadi, siz de bunca laf dedirtecek kıtalar alın kaleme; sizin için de yazılsın bunca satırlar!.. İnanın yazılır, ben olmazsam bir başkası, ama “eser” takdir edilir…

…..

Var mı ilk ve son mısraı arasında 9 sene yaş farkı olan kıtalarınız?

 

 

Hepimiz birden yaşarken de kendisine “şair” dediğim…

Şair olarak yaşamış ve şair olarak hayatını bitirecek olan dostumuz… Vefa ve cefa numunesi Sultan Yürük hanımefendinin bu şiirini; “sabra ve emeğe” örnek olsun diye yayınlıyorum:

 

 

 

YÜREĞİMDE ŞİMŞEKLER!..

 

Uzaktaki köklerin susuz kalacak sanma

Bulut gibi canımı sıkar sıkar sularım

Kokunu bir tek bana, salamasan da yanma

Yüreğimde şimşekler, çakar çakar sularım.

 

Yakınında ne varsa uzan sarmaşık gibi

Dağıt gülücükleri hem bazen âşık gibi

Gözükse de gözüme, işler karışık gibi

Yüreğimde şimşekler, bakar bakar sularım.

 

Neredeysen oraya yönelirim bunu bil

Gürleyerek yağarım, böyledir bulutta dil

Yaprağının tersiyle, çisemi, damlamı sil

Yüreğimde şimşekler, akar akar sularım.

 

Çiçek aç oralarda yeter ki tomur tomur

Arıları davet et, yel doysun homur homur

Sultan'ın yarasına; şifa değil ki umur

Yüreğimde şimşekler, yakar yakar sularım…

 

Sultan Yürük

 

 

18 yorum

  1. “Erbab-ı teşaür çoğalıp şair azaldı
    Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı”

    Beyitini aklıma getirdi söyledikleriniz… İçimizde bir yerlerimizi acıtan duygularımıza tercüman olmuşsunuz yine… Şiir yazmak hem emek hem de istidat meselesi… Yalnız emek sarfetmek de yalnız kabiliyetli olmak da yetmiyor, ikisi birden harmanlanmadan ortaya çıkan da şiir olmuyor…

    Sultan Hanım’ın “şiir”i gerçekten çok güzel…
    “maksud eserse mısra-i berceste kafidir” diyor ya şair, işte bu yüzden;

    “Uzaktaki köklerin susuz kalacak sanma
    Bulut gibi canımı sıkar sıkar sularım”

    beyiti bile tek başına yeter de artardı bu şiir için…

    Yazanın da paylaşanın da eline/gönlüne sağlık…
    Teşekkürler..

    ZİŞAN

  2. Yazının özünü çok iyi anladım elimde onlarca şiir kitabı var ki, içinde bir tek şiir yok…
    Ama Sultan Yürük öyle değil gerçek bir şair, gerçek bir gönül dostu…
    Yüreğine sağlık Sultan hanım,
    Yüreğine sağlık Muammer hocam…

    ALİ UYGUN

  3. O yazdıkça; kuruyan gönül damağımıza kaşık kaşık çaldığımız lezzettir, baldır, şifadır, adı gibi gönlü de, kalemi de Sultan ablamızın şiirleri… Takdir elbette haddim değil ancak; kalemi de bendeniz gibi gönlü körlerin bile tutunup dayandığı, önümüzde ışıtıp giden kandiller gibidir…
    Allah’ım eksikliğini göstermesin bizlere diliyorum…

    MUAMMER BİLİM

  4. Çok anlamlı ve çok güzel…

    YASEMİN

  5. Sultan Yürük günümüzün değerli kadın şairlerinden birisidir. Şiirlerinin güzelliği tartışılamaz. Bu konuda haklısınız. Ama başka var mı derseniz ayıp etmiş olursunuz. Çünkü çok iyi şairlerimiz, ve çok da kayda değer şiirleri var. Şiirle ilgilenmediğiniz okumadığınız kesin. Arkadaşımızı yüceltirken diğer şairleri küçümsemeniz hoşuma gitmedi. Evet yayınlanan binlerce, on binlerce şiir adı altında yazı var, maddi imkanı olanlar da bastırıyorlar. İçlerinde şiir bulmak imkansız gibi bir şey. Bu konuda hak versem de genellemenize katılmıyorum. Site sizin, yazımı onaylamayabilirsiniz, ama okuduğunuzu bilmek bile yetecektir bana.
    Saygılarımla…

    AFET KIRAT

  6. Hem yazı hem şiir çok nefisti. Hocamı takip ederim sürekli. Gerçekten Sultan Hanım değer verdiğim nadide kalemlerdendir. Gerçekten baştan sona tam manasıyla şiir okumanın zevkine vardım. Saygılarımla…

    MURAT CANBOLAT

  7. Author

    Merhaba efendim,
    Öyle satırlar yazmışsınız ki; korktum, eyvah acaba bir genelleme mi yaptım, diye tekrar okudum. Her yazımı yayınlamadan önce ortalama beş kere okuduğum halde. Dedim ki; belki kaçmıştır gözümden… Bahsettiğiniz GENELLEMELERİ bulamadım, siz nerede görmüştünüz?

    Fakat yazdığınız bir cümle şahâne, diyorsunuz ki:
    “Şiirle ilgilenmediğiniz okumadığınız kesin.”
    Bu “kesin hükmünüzün” sadece ikinci yarısı doğru. Evet okumuyorum artık, epey zamandır. Çünkü okumaya çalışmaya tahammül edemiyorum gördüklerimi…
    Şiir sitelerine hiç giremiyorum. Sultan hanımın şiirlerini de okumuyorum…
    Ama bu siteye bakanların yüzde doksanından fazla şiir okumuşum, daha fazla şiir yazmışım, daha fazla hece saymış, kafiye kurmuşumdur, bu da kesin!..

    Asla tartışmak için yazmıyorum bunları, hani kızdırdım filan diye düşünmeyin sakın.
    Sultan hanımla bu yazının üstüne henüz konuşmadık bile, bu yazıyı yazacağımı da bilmiyordu. Görüp görmediğini de bilmiyorum şu ana kadar…
    Bu yazdığım yazı ise (ve içine koyduğum şiir) yazı metninde iki defa açıkladığım gibi “SABRA ÖRNEK OLSUN DİYE” yazılıp/konmuştur! O şiirin iyi şiir olduğu için veya iyi şiir olmadığı için değil.

    Bana şiirler geliyor yayınlamam için veya üstüne yorum yapmam için; göndermemi ister misiniz size, bir fazla ömrünüz daha var mı yani, tashih için harcayacak?..

    Bir noktalama işaretinin; önüne mi, yoksa arkasına mı boşluk bırakacağını dahi bilmeyen kişiye…
    (B, U, D, A) harflerini, şu dört tanecik harfi bile nasıl yazıp, neresinden ayırırsa, hangi manâya geleceğini öğrenmeye bile tenezzül etmeyen kişiye…
    Kelimenin neresinden sonrası, o cümleyi SORU haline getirdiği için ayrı yazıldığını bile idrak edemeyen kişiye…
    Hele ki bir yazdığını (hadi on kere değil ama) bir kere bile kendi kendine okuyup, kendi sesinden dinleyip, imla, şekil, mantık, fikir, ve benzeri açılardan düzeltmeler yapmadan sitelere koyan, yayınlamaya çalışan bir insana şair diyene yazıklar olsun!

    Herkese pilot denmek zorunda mı?..
    Herkese futbolcu denmek zorunda mı?..
    Herkese fırıncı denmek zorunda mı?..
    Herkese hattat denmek zorunda mı veya ebruzen yahut nahhat ya da müzehhip?..
    Peki neden herkese “şair” denmek zorunda olunsun ki?..
    Yani şair olmak acaba baca ustası olmaktan daha mı az zor? Veya daha mı az bilgi, çile ve sabır gerektiriyor?..

    Benim gördüğüm kadar “gerçek şairi” bu satırları okuyanların acaba kaç tanesi görmüştür?.. Ben sümüklerimi toplayamayacak yaştan beri Babıalinin sokaklarındayım!

    Bir çileli savaştan; ömrünün büyük bir dilimini kaybetmiş olarak dönen yaralıya “GAZİ” denmesi gibi bir unvardır, bir sıfattır benim gözümde “ŞAİR”lik!
    Yoksa sadece şu evde doğduğu için kundağına takılan bir pembe kurdela değildir!

    Kaygım ve çabam;
    Ve (şair olduğuna inandığım kimselerden biri olan) Sultan Yürük hanımın bu şiirini buraya koymamın sebebi;
    İnsanların…
    Kendi yazdıkları satırları…
    Biraz daha ciddiye almalarıdır…

    Yazı metninde de yazı/şiir yazan herkese söylediğim gibi;
    “Siz de uğraşın, didinin, emek harcayın yazdığınız satırların üzerinde… Ben olmasam bile birileri mutlaka takdir eder!
    Beni de takdir ederler, sizi de takdir ederler…”
    Sözüm işte budur…

    …..
    :-))) Aman Allah’ım…
    Ne çok derdim varmış bu konuda benim…
    Bu kadar da yorum mu yazılır?..
    Fakat çok önemli bunlar.
    Ben bu yazdıklarımı bile iki defa okudum, kopyaladım ve bir kere daha okurum “yayınla” demeden…
    Buraya gelen yorumların bile kaç tanesi (benim düzeltmem için) hiç okunmadan yazılıp gönderiliyor, biliyor musunuz?..

    Arkadaşınız mıydı bilmiyorum, ama Sultan hanımla konuşur veya yazışırsanız selam söyleyin, onun şiirini yayınladık ve üzerinde de bu kadar konuştuk…

    Fakat ŞİİR İÇİN DEĞER, zaten siz de bunu söylüyordunuz, öyle değil mi?..

    Saygılar, sevgiler, hürmetler bütün dostlara…

    MUAMMER ERKUL

  8. Eh be Muammer abi… Pes be Sultan ablam… Yazı da, şiir de usta işi. Bize susup okumak düşer diyorum.
    “Şiir yürek döküntüsü
    Şiir gönüllerin süsü
    Şair gönle hitap eder
    Şiir gönül görüntüsü…”
    Sevgi ve muhabbetlerimle…

    KADİR ÇETİN

  9. İşe bakın ki bunca laf, sitemize bir tek şiiri eklemek için yazıldı&

    Hadi, siz de bunca laf dedirtecek kıtalar alın kaleme; sizin için de yazılsın bunca satırlar!.. İnanın yazılır, ben olmazsam bir başkası, ama eser takdir edilir&

    Sayın Erkul, ben yazdığınızdan çok anladığımdan, hissettiğimden bahsettim. “Haydi siz de yazın” derken yazabilirseniz, becerebilirseniz gibi bir anlam çıkmıyor mu? Ben mi alıngan davrandım? Evet Sultan arkadaşımdır, yazıdan haberi var, bana da o söyledi zaten. Şiir yazdığınızı biliyorum, yazan kişilerin okuyacağından eminim. Ama belki de son zamanlarda, ya da değişik kişilerden okumuyorsunuz diye söyledim. amacım kimseyi kırmak değildir. sözlerinizde haklı olduğunuz yerler vardır, ama tamamen hak veremem. bir şiir 9 senede de yazılır bir kaç saatte de yazılır. Sessiz Gemi 10 yılda yazılmış. Yahya Kemal bütün şiirlerini On yıl mı bekletmiş. bazen şiir bir yerde tıkanıyor kalıyor. Bekletmek en iyisi , bulamadım böyle olsun demek yanlış. ama çok kısa bir sürede de yazılabilir. Şairin kelime dağarcığı genişse, yeterli duygulara sahipse, duygularını ifade etmekte sorun yaşamıyorsa yazılabilir. hiç bir şiirim 9 sene beklemedi, henüz 5 yıldır yazıyorum ve çok fazla zamanım olduğunu sanmıyorum. Güzel olduğunu düşündüklerimi yayınlıyorum.

    her yazan şair midir, asla, o konuda hemfikiriz, her yazılan şiir mi , değil tabi ki. insanlar adlarına şair sıfatını kendileri eklemeyecek.İşte onu zaman ekleyecek. Sen nesin derseniz ben sadece şiiri seven ve yazmaya çalışan bir öğrenciyim, şiir amelesiyim.İddialı değilim, ama ileride şair olarak anılacak çok arkadaşım da var biliyorum. Sultan Yürük de onlardan birisi. Ama tek değil. Şayet kabalık ettiysem özür dilerim. Siz bir şeyler yazdınız ben anladığıma göre cevap yazdım. Yanlış anlamış olabilirim, ama yazanın beyninde değiliz ki, okuyanın ne anladığı daha önemli değil midir sizce? saygılar efendim.

  10. Bu kadar çaba; şiir yazanlara, yazmaya çalışanlara da nasip olsun inşallah.

    Muammer Erkul; “benim köşe yazılarıma da şiir değerlendirmesi yapanlar oldu” dediği halde; şiir üzerine bu kadar emek harcarken… Takdir edilmesi gerektiği halde, tenkit edilmesi hata olsa gerek!

    Ben sadece mahcup oldum, inanın.
    Teşekkürlerimin yetmeyeceği için, dualarımı da ekledim can dost!..
    Zaten daima dualarımdasınız.
    Ayrıca zahmetlere katlanıp, okuyan ve yorum yazan dostlara da çok çok teşekkürler ve dualar.

    …..
    Sevgili Afet Kırat dostumuz bir an için, genel anlamı yakalayamamışlar sanırım.
    Ve yine sanırım ki, uzun açıklamalarından sonra, Muammer Erkul’un kastının; “Sultan Yürük’ten başka şair yok” demek olmadığını da anlamış olacaklardır.

    Tekrar çok teşekkürler Muammer Erkul.
    Dualarımla, sevgilerimle, selamlar efendim…

    SULTAN YÜRÜK

  11. Merhaba dostlar. inanın benim ne şaire ne de onu kaleme alan dostu Muammer Bey’e her hangi bir artniyetim yok. Ancak örnek olarak verdiği şiiri hangi kıstaslara göre verdi, mesela neresi ustalık gerektiriyor şiirin. Eğer Sultan Hanım’ın bu şiiri için sadece güzel şiirlerinden biri deseydi anlardım. Sanırım kimsenin de itirazı olmazdı. Açıkçası ben şiiri okuyunca önce bana tekerleme gibi geldi. Şayet şiirin son mısralarandaki şimşekler gibi çakar çakar akarım kısımları, diğer mısralarda sanki uyuşmamış gibi. Çünkü şimşek her zaman çakar! Diğer mısralarda Yüreğimde şimşekler değil de, “yüreğim de imbikler, akar akar ağlarım… ya da “yüreğimde volkanlar yanar yanar ağlarım olsaydı sanki daha bir anlamlı ve mantıklı olurdu gibime geliyor. Yani ne bileyim işte… Yine de çok güzel bir şiir ve sayfanız dostluklarınız çok güzel. Bence Muammer Bey keskin çizgiler belirlemesin. Güzel şiirlerden sade bi güzel şiir, ya da güzel şairlerden sade bir şair olarak arada paylaşımda bulunulsa daha doğru olacak gibime geldi. Yoksa ben buraya paylaşımda bulunmaya kalktım bunlar oldu demesin. Paylaşımları doğru sunmak önemli değil mi? Bence bu sitede geyikten çok edebi konular konuşulsa dahafaydalı olur. Sizin gibi usta bir yazar bunu yapmalı zaten. Herkese selamlar ve sevgiler..

    BİR HEVESLİ

  12. Tartışma hususu günümüzde birçok farklı konuda konuşulmuş tartılmış bir konu aslında.
    Mevzubahis konu, “şair kimdir” sorusundan ziyade birçok farklı konu getirdi aklıma.
    Elbette ki emek vermek yapılan işi yüceltir. Bu şiir ise de böyledir yaptığımız her türlü iş ve eylemde de böyledir.
    Şu unutulmamalıdır ki; kişinin kelime dağarcığı genişse, kafiyeli satırlar yazıyorsa
    ve noktalama işaretlerini doğru yerde kullanıyorsa bile eğer sözcükler kalbinden dökülmüyorsa kıymetli değildir.
    Bunun tam aksini düşündüğümüzde de elbetteki şiir ahengini kaybedebilir.
    Ama şiirin ahengini kaybetmesinden bile önemli olan birşey vardır ki; şiirin ve şairin ölümüdür!..
    Günümüzde şiir yazmanın bu denli önemsiz olarak vurgulanması ve büyük bir çoğunluk için malayani iş olarak kabul edilmesini düşünürsek eğer.
    Adı şiir olmasa, hiçbir kurala uymasa bile yazanın desteklenmesi gereklidir ki biz şiir dostları bundan 20-30 sene sonrasında da yeni şiirler okuyabilelim.
    Muammer Erkul’un yazılarını 98 yılından bu yana okuyan biri olarak, nasıl bir şiir dostu olduğunu düşündüğümde siteye bir şiir köşesi koymaması beni şaşırtıyor.
    Üstad yazmış ki; “Kaygım ve çabam;
    İnsanların…
    Kendi yazdıkları satırları…
    Biraz daha ciddiye almalarıdır!..”
    Anlatılmak istenen aslında bu satırlardan anlaşılıyor.
    Ama takrar vurgulamak istiyorum ki; talafisi olmayan ve bütün bunlardan önemli olan şiirin ve şairin ölümüdür.
    Sevgiler kere sevgiler.
    Sürç-ü lisan ettiysek affola…

    FATMA ÇAKIR

  13. Author

    Merhabalar Mer’liler!..
    Sizlere hoş bir haber getirdim.

    Cuma geceleri TGRT fm de saat 23.00 da başlayan bir şiir programı vardır.
    “Yürüyen Merdiven” 23.00- 02.00 arası
    Program yapımcı ve sunucusu Zehra Birsen Yamaktır.

    Bu Cuma gecesi ise; uluslararası yayın yapan TGRT fm de bizim sevgi sitemizden bahsedildi.
    Muammer Erkul bey’in ne kadar güçlü bir kalem olduğunu söyleyen Zehra Birsen Yamak, (Şiir ve “Yüreğimde Şimşekler”) adlı yazısını da, harika bir şekilde seslendirdiler.
    Tabi bu arada, yazının devamında; Sultan Yürük’e ait görüşlerini de belirterek, yazı içinde konusu geçen “Yüreğimde Şimşekler” adlı şiirini de çok güzel bir şekilde seslendirmiş oldular.

    Zaten genelde her Cuma gecesi, “Yürüyen Merdiven” programında mutlaka bir
    Muammer Erkul yazısı ve de Sultan Yürük şiirlerinden dinlemek mümkündür.

    TUĞÇE SAĞANAKLI

  14. Author

    Yürüyen Merdiven’e selamlar, Zehra Birsen hanıma hürmetler…
    Böyle programları (örnekleri Radyo Kayıtları bölümümüzde görüldüğü gibi) bize ulaştırırlarsa,
    Sitemizde yayınlarız ve her isteyen her istediği zaman dinleyebilir, iyi olmaz mı?..
    Sevindirsin bizi…
    ………..
    NOT: Yazı yorumlarını da Ziyaretçi Defterine değil de kendi/ilgili yazısının altına yazarsanız ne kadar sevineceğim bilemezsiniz, tek tek ben aktarınca çok zaman alıyor!)

    MMMR

  15. “Her yazan şair midir, asla, o konuda hemfikiriz, her yazılan şiir mi, değil tabi ki. İnsanlar adlarına şair sıfatını kendileri eklemeyecek. İşte onu zaman ekleyecek.
    Sen nesin derseniz ben sadece şiiri seven ve yazmaya çalışan bir öğrenciyim, şiir amelesiyim. İddialı değilim, ama ileride şair olarak anılacak çok arkadaşım da var, biliyorum. Sultan Yürük de onlardan birisi. Ama tek değil. Şayet kabalık ettiysem özür dilerim. Siz bir şeyler yazdınız ben anladığıma göre cevap yazdım. Yanlış anlamış olabilirim, ama yazanın beyninde değiliz ki, okuyanın ne anladığı daha önemli değil midir sizce?
    Saygılar efendim.”

    Son desem de sanırım yine yanlış anlaşıldım. Ve son dediğim yazının son kısmını ekleyerek devam ediyorum.
    Niyetim kimseyi kırmak veya incitmek değildir. Sadece söylenilen şeylerin anladığım şekilde yorumuydu. Belki acele ettim biraz daha mantıklı düşünebilirdim. O zaman başka türlü mü anlayacaktım onu bilemem. Ama şiir Sultan Yürük’e ait olduğu için yazdıklarımdan ben üzüntü duydum. O zaman da söylemiştim. Sultan hanımın şiirini eleştirmedim. Zaten eleştiriye açık olan şiir değildir burada. Şiir heveslisi arkadaşın yorumuna katılmıyorum. Ama bir sonraki arkadaşın dediklerinde haklılık payı var. Yeni şairlere tanınma hakkı verilmelidir. Bir şair olarak sitenizde özel bir sayfa açmanızı beklerdim. Belki de eleştiriye katlanacaksınız gibi bir şartla.

    Diğer arkadaşların yazdıklarına da böylece cevap verdikten sonra asıl meseleye gelelim.
    Belki sizi yanlış anladım. Zaten açıklamanızdan sonra özür dilemiştim. Ama sanırım fark edilmemiş. Tekrar özür diliyorum. Kırmak değildi amacım kimseyi. Biraz aceleci davrandım. Bu da benim her zaman yaptığım hatadır. Kusurumu biliyorum ama karakter meselesi bu yaştan sonra da değiştiremiyorum. Size sitenizde, çalışmalarınızda başarılar diler, Sultan Yürük hanıma da sevgilerimi gönderiyorum.

    AFET KIRAT

  16. Author

    Kıymetli Afet hanım…
    Biri çıkmış ve başladığı şiirin son noktasını bilmem kaç sene sonra koymuş.
    Biri çıkmış ve “Şiir yazmak, sanat yapmak, kalıcı olmak kolay değildir; bin tane zorluğu vardır. Bundardan birisi de eser üzerinde sabır ve emektir\” demiş… Örnek olarak da bahsi geçen eseri sitede yayınlamış…
    Biri de çıkmış; genel olarak söyledikleriniz doğru. Fakat o tek değil ki, başka yazan arkadaşlar da var, diye bir “müjde” vermişsiniz…

    Diye başlamıştım geçen gün… (Bu kadarını da kaydetmiştim.) Sonra devamımı getirmek için uzun uzun o kadar yazdım, o kadar çok şey anlattım ki sanat ve şiiir ve insan duyguları ve yanlış anlaşılmalar ve yanlış anlaşıldığını zannetmeler ve daha peeek çok konuda…

    Dedim ki; şimdi hem Afet hanım ve hem de diğer dostlarımız bunu okudukları zaman bayılacaklar… Sanki aramızda bir gerginlik olduğunu sananlar rahatlayacaklar ve bu keskin ifadelerin; şiir ve sanat ve dil üzerindeki ciddi erozyonun vahametinden kaynakandığını anlayacaklar…
    Toprak kaydığı zaman veya deprem sallarken kimseye rica edilmez; sözler kısa ve kesin olur ya, bunun gibi…

    İşte böyle seyler düşünürken, “yayınla” komutuna bastım…

    Kop-ya-la-ma-mış-tım!..

    Ve çook uzun zaman sürmüştü yazmam, ayrıca çook uzun anlatmıştım, açık açık ve ağııır ağır…

    Yani demek istediğim şu ki;
    Sistemin yazmam için bana verdiği süre bitmiş ve yazılarım böylece buhar olup gitti!

    O kadar içim sızladı ki!
    Her yanımın tutulduğu halde tekrar yazmak için zorladım kendimi, fakat hayır!..
    Maalesef bulamadım zihnimde o cümleleri bir daha, çünkü tamamen boşaltmışım dimağımı, zihnimi!

    İşte böyle…

    Fakat şimdi siz;
    Hem siz ve okuyanlarımız için, bir sitede yazılmış en samimi ve güzel cümlelerin aslında yazıldığını… Fakat bunların size ulaşamadığını hayal edin;
    ..bir avcı tarafından oklanmış güvercin gibi!

    İşte böyle…
    Sevgiler ve salamlar gönderiyorum size ve bütün dostlarımıza.

    MUAMMER

  17. Sizden ricam, Mehmet Gülhaninin “iş işten geçti” şiirini gönderir misiniz?

  18. SENSİZLİK SENSİZ BİR BAHAR GELDİ, NASIL GEÇTİ GÜNLER ANLAYAMADIM. GÜL TENİNDEN GÜLLER, COŞTU YİNE BAKAMADIM. SENSİZBİR KIŞ DAHA GELDİ, SENİN DEĞERİNİ ANLAYAMADIM. TANE TANE YAĞDI KARLAR, ÖZLEMİNDEN BAKAMADIM. VE SENSİZ NİSAN, USULCA YAĞIYOR YAĞMUR. SENSİZ YÜRÜDÜĞÜM CADDELERDE HEM BEDENİMLE HEM GÖZZLERİMLE ISLANDIMM…. Sevdiğim şiirimi herkesle paylaşmak istedim teşekkürler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir