Kutlu Doğum Haftası ismiyle gazetede yazdığımız yazı için konuşanlar oluyor…
Elbette konuşulacak, beğenen veya karşı çıkan olacak. Fakat insanların bilmesi gereken şeyler var, biz söylemezsek kim söyleyecek?..
Din adına hiç kimsenin (iyi niyetle de olsa) yeni bir satır koymaya veya eksiltmeye yetkisi ve hakkı yoktur…
Böyle karışıklıklar ise daha başlarken düzeltilmezse, iki üç kuşak sonra insanlar bunun dinimizin bir emri olduğunu sanmaya başlar!
Gazetedeki köşemizde (17 Nisan 2008 Perşembe) çıkan yazıyı da buraya ekliyorum:
KUTLU DOĞUM HAFTASI
Önümüzdeki yıllarda; “23 Nisan mı kaldırılsın, yoksa Kutlu Doğum Haftası mı” tartışmaları başlayacak, şaşırmayın!
“88 sene evvel 23 Nisan yoktu” diyecek birileri… Diğerleri şöyle cevap verecek: “8 sene evvel de Kutlu Doğum Haftası yoktu!”
Doğrusu da budur! 2005 senesinde Mevlit kandili ile 20 Nisan yan yana geldi… (1926’dan beri kullandığımız miladi takvime denk gelen Muhammed aleyhisselamın doğum tarihi 20 Nisan… Hicretle başlayan hicri takvime göre 11-12 Rebiülevvel arasındaki gece ise Mevlit Kandili.)
Bu rastlantı yüzünden o haftaya “Kutlu Doğum Haftası” dendi. Belli ki niyet iyiydi. Çeşitli etkinlikler yapıldı ve bu arada Mevlit Kandili de kutlandı… Fakat son üç yıl içinde akıl almaz bir hata yapıldı, bazıları “Kutlu Doğum Haftası 20 Nisan haftasıdır” demeye başladı…
Halbuki kutlu, mübarek, yüce doğum 11-12 Rebiülevvel günleri arasında gerçekleşmişti; bu geceye Mevlit Kandili deniyordu; Sevgili Peygamberimiz kendileri, ashabı ve sonradan gelen Müslümanlar da bu geceye çok kıymet vermişlerdi; çünkü bu geceye hürmet etmek sevaptı ve ibadetti… İslam dinindeki (istisnasız) bütün mübarek günler hicri takvime, kameri aylara göreydi; Peygamberimizin doğum günü ve gecesi de mübarek bir geceydi ve ibadet olarak, sevap umarak kutlanıyordu…
(Önceki ve sonraki Müslümanların doğum günü kutlamaları ise [ibadet değil] adettir. Fitne ihtimalinden miladi takvime göre kutlanır.)
Emin olun yakında tartışmalar başlayacak… Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri; çalgılı eğlencelere, zurnalı güreşlere dönerse ne olacak? Mevlit Kandili hem Ocak hem de Aralık ayına denk geldiğinde aynı sene içindende 3 defa mı doğum günü kutlanacak?..
Ayrıca… Katoliklerin, papa seçildiğini bacadan tüttürülen renkli dumanlardan öğrenmesine bile hayran olan bir takım insanların; “dinde yeniliğe açık olmak lazım” lafı yalandır ve hedefi İslam dinidir!
Sonuç olarak… Kutlu Doğum Haftası kutlamaları gayet iyi bir fikir’dir, lakin içinde Mevlit Kandili’nin bulunduğu hafta gerçekleştirildiği takdirde…
……..
(NOT:
Sağ üst köşedeki kutucuğu kullanarak, bu yazıyı,
kendi mail adreslerinize de göndermenizi tavsiye ederim.)
Şaşırmıştım ben de… Bizim burada sürekli etkinlikler yapılıyor. Demiştim ki, yoksa bu kadar mı uzaklaştım dinimden, ne bu Kutlu Doğum Haftası?.. Oh be, rahatladım.
Nursal, İzmit
Allah razı olsun efendim bu yazınız için… Benim okuduğum da şöyleydi:
“Dinimizde mübarek geceler, hicri yıl ile kutlanır. Bütün ibadetlerde ve dini faaliyetlerde kameri aylar esas alınır. Hac, oruç, kurban ve bayram günleri kameri aylara göre tespit edilir. Haccı Allahü teâlânın bildirdiği zilhicce ayında yapmayıp da, miladi bir ayda, mesela hep ocakta yapmak, orucu, ramazanda değil de, hep şubatta tutmak, dini değiştirmek olur. Bütün mübarek geceler de, kameri aylara göre tespit edilir. Kadir gecesini ramazanda değil de, şubat ayında aramak, Berat Gecesini şaban ayında değil de, temmuz ayında kutlamak, Aşure Gecesini muharrem ayında değil de, eylül ayında kutlamak dini bozmak olur. Her Müslüman bilir ki, İslamiyet’te güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün yoktur. Kutlu doğum, 12 Rebiul-evvelde olmuştur. Miladi her sene, başka tarihe denk gelir. Bunu 20 Nisana almak caiz olmaz. (dinimizislam.com)”
Yorumlamaya gerek yok aslında bu yazılanları, iki kere ikinin dört etmesi kadar açık ve net herşey. Hicri takvim değişkendir, miladi takvim ise sabit günlere sahiptir. Pratikte kullanmadığımız için bilmiyor olabiliriz belki ama değerlerimizin korunması adına en azından öğrenmeye çalışalım lütfen arkadaşlar. Bilgiye ulaşmak artık çok kolay nasılsa, bilgi-sayarlarımızı arasıra da faideli bilgileri öğrenmek için kullanalım olur mu?..
20 Nisan doğum günüm ve herkes bana “Kutlu Doğum Haftası’nda ne güzel…” diyordu. Kaç senedir hayır bu miladi takvime göre öyle değil, dedimse de herkes bildiği gibi düşündü, inandı. Herkes düşünür, yorum yapar ama din konusu bundan müstesna olmadır. Sencesi bencesi oncası olmaz. Hazret-i Ömer radıyallahü anh “Dininizi doğru öğrenip, buna uygun yaşayın. Yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz.” buyuruyor.(dinimizislam.com-kutludoğum haftası) Allahu Teala nakli esas alan İslam Alimleri’nin kitaplarından öğrenmemizi ve amel etmemizi nasip etsin. Kutlu Doğum Haftası’nın tarihinin değiştirilmesi yetmiyor gibi mahiyeti de değişiyor. Peygamber Efendimiz’i sallallahlü aleyhi ve sellem öven sözler, kasideler, Süleyman Çelebi’nin yazdığı Mevlidi Şerif şarkılardan farksız bir şekilde okunuyor ve bunlar anma, hatırlama, kutlama oluyor! İmam-ı Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor; “Resulullah Efendimiz, Rebi’ binti Muavvizin evine geldi. Cariyeler def çalıyor, şarkı söylüyorlardı. Onu görünce kesip, kasidelerle Resulullahı övmeye başladılar. [Buhari’nin rivayet ettiği] (Susun, önceki söylediğinize devam edin) buyurdu. Çünkü onu övmek ibadettir. Oyun eğlence arasında ibadet olmaz. (K. Saadet s.333/dinimizislam.com)”
Muammer Abim inşâallah Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellam şefaatlerine nail olursun, yani sıra bizler de, amin 🙂
Hem KUTLU DOĞUM HAFTASI diyorlar, hem de bu sene haftanın yerini değıştiriyorlar. Bu nasıl oluyor ki?..
/…..
Halbuki biz dini günleri kameri takvime göre biliriz… Güneş takvimine göre olan ise milli günlerdir…
Buyrunuz işte “ılımlı İslam”!..
İzmir’de davullu zurnalı güreş planlanmış bile.
Bu henüz başlangıçta olduğu için yadırgıyoruz. Ya ilerki tarihlerde bu adetlerle büyüyenler de yadırgayacaklar mı bu gidişatı?
Belki de daha neler eklenecek, hem de Yüceler Yücesi Efendimizin “Kutlu Doğum” haftasını kutluyoruz diyerek!..
Piyesler tertip edilmiş, Nasrettin hoca fıkraları da anlatılacakmış!.. Bismillahirrahmanirrahim…
Rabbim SÜT-ümüze su katılmasına fırsat verme Ya Rabbim…
İlahiler okunuyor bir de ya; oyun havası benzeri müzikler çalgılar eşliğinde, içim tepki veriyor. Bunların hoş olmadığını söylecek, ben acizden daha iyi bilenler (Din Bilginlerimiz) neden susuyorlar anlayamıyorum.
Ben de öyle bilirim ki; Miladi ayların ibadetlerde hiç hükmü yoktur.
Annem; çocukluğumuzda, “dini aylar” derdi hicri ve kameri aylara.
Halen de öyle söylüyor.
Kutlu doğum haftası olmasın değil, olsun elbet, ama Mevlit Kandilinin de içinde olduğu hafta olmalı ve de çook saygılı olunmalı bu Haftaya.
Rabbim, nasıl hoşnut olacaksan öyle nasip et gelişmeleri Ya Rab!.. Amiiin.
Saygımla selamlar…
Sultan Yürük
Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkarmaya çalışır diye bir söz vardır ya; bu tür konular için söylenmiş sanırım. Böyle eski köye yeni adetler çıkarmalar o kadar çoğaldı ki, nasıl önüne geçilebilir bilmiyorum. Hele bir de bu yeni adetlerin, dini meselelere getirilmesini görmek daha da vahim. Ne diyeyim…
Allah sonumuzu hayreylesin.
Kasıtlı mı yapıyorlar, iyi niyetle mi yapıyorlar veya canları “eğlence” mi istiyor bilmiyorum… Önceleri biraz daha masumane görünüyordu ama bu sene işi iyice çığırından çıkardılar! Ne yazık ki pek çok Müslüman KUTLU DOĞUM HAFTASI denilen günleri Mevlit Kandilinden çok daha büyük bir coşkuyla kutluyor, nefse hoş geldiği için belki de… Bir an önce birşeyler yapılmaz, insanlar bilgilendirilmizse ileriki yıllarda iki tarih arasında bir tercih bile yapmaya kalkarlar korkarım!
Bu konuyu gündeme getirdiğin için Muammer abiciğim senden de, yorumcu arkadaşlardan da Allahü teala razı olsun.
Bu konuyu Mehmet Oruç da şahane anlatmış…
Şu adrese mutlaka bakın:
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/makaledetay.aspx?id=373338
Sevgili üstadım, kutlu doğum haftası ile ilgili yazınızı okuduğumda canım öylesine yandı ki, hangi sözcük, hangi yürekten kopup gelen damlalar ifade ederdi o anki hislerimi bilemedim.
Biz ne yazık ki 14 asırda özünden çok şey koparılan, güzelliklerden uzaklaştırılıp, akla hayale sığmayacak bidatler peşinde zaman harcayan bir toplum haline getirildik. Daha dün bir programda erkek ve bayanın camilerde yanyana namaz kılabileceği konusunda fetva veriyordu insanlar… Ne diyebilirim ki? Bunlar olacak. Zaman aşka doğru akarken, şeytan boş durmayacak. Ama her zaman olduğu gibi top bizim elimizde. Dilemek, istemek, aramak bizim elimizde. Kalbimizdeki o küçüçük ışık güneşe dönmek üzere bizi beklemekte çünkü…
Fazla söze ne hacet ustam… Doğru hep aynı yerde…
Bakmak, aramak ve hayata geçirmek lazım.
Ama asla umutsuz değilim, Şükür ki bir yerlede kaygısız yarınlara akıp giden birileri var…
Kaleminize yüreğinize sağlık.
Diyanet İşleri ve Müftülükler bunun,
yani bu hatanın farkına varıp hemen, zaman geçirmeden düzeltmelidir. Yoksa
bu yanlış daha büyük yanlışlara sebep
olacaktır…
Her yere pankartlar asılınca kafamda
soru işaretleri oluştu.(???) Allah Allah
diye düşünmeden edemedim. Kutlu Doğum
Haftası, günümüz takvimine göre ayarlanacak olursa geri dönülmez birçok hata ve yanlışlar oluşacak, insanların zihinleri karışacaktır.
Tıpkı hepimizin bu pankartları görüp de şaşırdığımız ve zihinlerimizin karıştığı gibi!…
Üstadımız Muammer Erkul’un bu yazısını okuyunca sorularımın cevaplarını bulabildim. Bizleri
böylesine yanlışlara, zamansız kutlamalara sevketmeye kimsenin hakkı yoktur ve de olmamalıdır. Peki bu yanlışlara bizler tepki vermezsek, haklarımıza sahip çıkamazsak, kafamızı böylesine karıştıranlara “durun, bu yanlıştır” diyemezsek, sonumuz ne olur?
Soruyorum kendime ve hepinize? Bence sizler de sorun bu soruları.
Cevriye Arısoy.
Merhaba sn. Erkul,
Kutlu doğum haftası hakkında da güzel yazmışsınız. Gerçek dindarlık ile şark kurnazlığının ayırdını çok az kişide de olsa görmek güzel. Bundan böyle sitenizi sıkça ziyaret edeceğim.
(Cevap: İnşallah, her zaman bekleriz…
Kutlu Doğum Haftası yazısı/konusu evet çok önemli bir konu… Fakat yine de ben onu kasıt değil de; düzeltilecek bir hata olarak görüyorum… O konuyu http://www.sanatalemi.net adresindeki köşemizde de okunmaya açtım, bilginiz olsun… Sevgi ve selamlar.)
Akademiker
Merhaba, ancak yazabildim.
Sevgili yazarımız çok ince bir noktayı idrâk etmemi sağladı, minnettârım. Kutlu Doğum Haftası kutlamaları(!) ile ilgili hassasiyet oluşturmanın önemini fark ettim. Türkiye Gazetesi’nde de yayınlanan (önce orda okumuştum)yazınız için binlerce kez teşekkürler…
(Cevap: Bu konu g-e-r-ç-e-k-t-e-n çok önemli. Bu konunun ben’i sen’i yok, olamaz da; fakat bu konuyu herkes çok dikkatle dinlemeli, anlamalı ve anlatmalı…
Kutlu Doğum Haftası evet kutlamalı. Fakat kutlanacaksa MEVLİT KANDİLİ’nin de içinde bulunduğu hafta kutlanmalı; bir sene 20 Nisan’dan önceki hafta, bir sene 20 Nisan’dan sonraki hafta değil!..)
Kutlu doğum haftası ile ilgili yazınıza ithafen!
AĞLAMA KALBİM
Gaflet dumanı sarmış her yanı diye
Ağlama ey kalbim! Hakk müjde senin
Bir büyük kasırga kopsa da günde
Sükuta açılan pencere senin
Yer gök inlese de kara geceden
Şemsin yürekler aydınlatan ışığı senin
Mahzun olma ey kalbim siyah seferden
Gecenin ardındaki seherler senin
Vaadi var ezelden oyunu büyük
Düşmanın sultası nefslere dönük
Sen ki aşk ile yanarak Allah’a dönük
Ağlama ey kalbim,
Tersine esecek rüzgârlar senin
Bir dilemek yetişir, diyor sana Yaradan
Dört yandan saldırsa da nefsine düşman
Bir aramak yetişir sana,
İrfan ehliyle doluyken cümle şu cihan
Mahzun olma yaban otları sarmış diye bahçeni
Veliler bahçesinde açan gül senin
Sanadır daveti, çağrısı sana
Davete koşar iken yarınlar senin
Ağlama ey kalbim, vakit geç değil…
Sultanın sözünde hikmet güç değil
Bir ırmak çağlayıp dururken o güzel dosta
Sen ki aşık ol da Hakk dostu ara…
MEHTAP ABDİ
Sevgili üstadım, Kutlu Doğum Haftası ile ilgili yazınızı okuduğumda canım öylesine yandı ki, hangi sözcük, hangi yürekten kopup gelen damlalar ifade ederdi o anki hislerimi bilemedim.
Biz ne yazık ki 14 asırda özünden çok şey koparılan, güzelliklerden uzaklaştırılıp, akla hayale sığmayacak bidatler peşinde zaman harcayan bir toplum haline getirildik. Daha dün bir programda erkek ve bayanın camilerde yanyana namaz kılabileceği konusunda fetva veriyordu insanlar… Ne diyebilirim ki? Bunlar olacak. Zaman aşka doğru akarken, şeytan boş durmayacak. Ama her zaman olduğu gibi top bizim elimizde. Dilemek, istemek, aramak bizim elimizde. Kalbimizdeki o küçüçük ışık güneşe dönmek üzere bizi beklemekte çünkü…
Fazla söze ne hacet ustam… Doğru hep aynı yerde…
Bakmak, aramak ve hayata geçirmek lazım.
Ama asla umutsuz değilim, Şükür ki bir yerlede kaygısız yarınlara akıp giden birileri var…
Kaleminize yüreğinize sağlık.
Sevgiler kere sevgiler hepinize…
(Cevap: Ben bu işte kasıt olduğunu sanmıyorum, ama bazen öyle hatalar zuhur ediyor ki kasıttan beter!
Kötü olan; yeni yetişenlerin zihninde tereddütler, şüpheler uyanması!
Bu günlerde gelen “kandil” mesajlarına uygun cevaplar veriyorum ama, o masum insanlar ilk kandilde kendi kendilerine diyecekler ki; acaba gene hata mı yapıyorum!..)
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/makaledetay.aspx?id=373338
adresine baktınız mı? Kutlu Doğum Haftası ve tarih karmaşasından Mehmet Oruç da bahsetmiş…
1926 dan beri kullandığımız miladi takvime denk gelen Muhammed aleyhisselamın doğum tarihi 20 Nisan… Hicretle başlayan hicri takvime göre 11-12 Rebiülevvel arasındaki gece ise Mevlit Kandili.)
ESK. AYŞE
Dinimizde mübarek geceler, hicri yıl ile kutlanır.
Selam ederiz efendim…
Ayşe