Onuncu aydönümü
veya;
Ya siz olmasaydınız!
Bugün Kasım ayının 19'u…
Ocak ayının 19'undan bu yana taam 10 ay geçti.
Bugün; sitemizin yayına başlamasının ONUNCU aydönümü…
Ne denir!..
Veya ne denebilir ki?
Çoğu zaman düşünüp, sonunda şu sonuca çıkmıştı yolum:
Ya sizler olmasaydınız!
Yani…
Buluta bakar çiçekler…
Yüzlerini ona dönerler…
Fakat, o değildir "rahmeti" veren;
Bulut, aracıdır!
Çoğu zaman düşünmüş ve sonunda anlar gibi olmuşum…
Bulutların, çöllerden geçerken;
..neden yağmur bırakmadığını!
Bugün ayın 19'u ve 19 Ocak'tan bu yana tam 10 ay geçmiş…
İyi de, ne diyorduk, nerede kalmıştık?..
…
Şurada kalmıştık…
Ve sanırım burada daha çok zaman kalakalacağız:
Ya siz, olmasaydınız!
🙂
Sır
Bulunmamışlar, bilinmemişler, söylenmemişler değildi ki bunlar…
İtirafın eğer şaka değil de, gerçekten hiç bakmamış idiysen bu açıdan şimdiye kadar;
Demek ki “görünen şeyi” görme zamanın gelmiş, ve görmüşsün…
…..
Yani;
Mikroskop olduğu için var değil hücreler…
Onlar zaten vardı. Ama insan bir gün mikroskoba dayayınca gözünü, seviniyor…
…..
Ne mi demeye çalışıyorum?..
El şaklat, uyanayım!..
El şaklatayım, uyan!..
El şaklatalım; ve uyandıralım birbirimizi,, her zaman…
Olur mu?..
***
Sana bir sır vereyim:
…..
Aşk/ı/n, bir tohum gibi düştü içime…
Nisan’dı.
Ağlamıştı/n ya hani!..
…..
Ben, bir eldivenciktim; eli/n içime girdiğinde…
Miniciktim;
Sıcak nefesi/n içime dolmaya başladığında…
…..
Dudakları/n yapışmıştı ağzıma üflüyordu/n, üflüyordu/n, üflüyordu/n…
Ve ben, büyüyordum!..
***
Sana bir sır daha vereyim, hadi:
İşte o gün taşımaya başladım, içimde nefesini… O günden sonra önümüz kış, ve ardımızda bahar kokuları!..
***
Son sırrımıysa not et bir kenara:
…..
Yazmak; kâğıtları…
Okumak; duyguları ütülemektir!..
***
Hem…
Eğer sen olmasan, kim dinlerdi bu kadar lafı?..
Canımsın…
(M.Erkul / 03 Ağustos 2008 Pazar]
…..
Ya sen olmasaydın?.. Sular yükseklerden akıyor çünkü…
KARANFİL
Selamlar…
Ay dönümü değil, nice yıl dönümlerimizi birlikte kutlamak dileğimizdir. 1994’den bu yana hep yanınızda, arkanızdayız. Allah işlerinizde muvaffak etsin, selamlar…
EMİNE
Bir yazınız vardı, maalesef kaybettiklerimin arasında… Zincirin halkaları ya da kağıttan adamlar gibi birşeyler vardı, çok güzeldi. “Dileyen kalır kalanlarla yola devam edilir” benzeri bir ana fikri vardı diye hatırlıyorum…
Hay Allah, işte bakın aynısı oldu; bambaşka bir yazının yorum kısmına bambaşka bir şey yazacakken bambaşka bir şey geldi aklıma ve onu yazıverdim.
Siz olmasaydınız, ben bunu kime anlatırdım?
Hadi anlattım diyelim, kim anlardı?
Ya biz, varlığınızdan hiç haberdar olmasaydık!
SULTAN GÜL
Peki ya “SİZ” olmasaydınız Muammer Bey?..
Haydi şimdi bizler yazalım, Ya Muammer Erkul olmasaydı neler olurdu?
GÜLSÜM
Varsın ya,
MUTLUYUZ…
🙂
GÖLÇİÇEĞİ
Sular yüksekten akar ya;
Yükseklere nereden çıkar da akar?
Bizler toprağız.
Muammer Erkul da bulut.
Yüreklerimizden buharlaştırdık sizi.
Şimdi başımıza rahmet olup dökülmenizi bekliyoruz.
Çiçekler açacağız çünkü…
…
Ha bu arada beyaz kelebekler gibi, döne döne saçlarımıza, gözlerimize düşmeyi de unutmayın olur mu?
Önümüz Kış!
Baharda yine çiçekler açacağız hep birlikte inşallah!..
Renklerimizi kuşanmış, gökkuşağımız, sevgilerimizin bir mührü, bir imzası olacak…
…
Nice 19’lu tarihler düşsün sevgili sitemizin sayfalarına.
İyi ki varsınız, iyi ki var-ız.
Yokluğumuzda da devamını diliyorum, gelecek körpe ve hayırlı nesillerle inşallah.
Saygım ve dualarımla selamlar…
SULTAN YÜRÜK
Bu ay dönümü yazıları beni hüzünlendiriyor bir noktada… Geç kalmışlığım geliyor her defasında aklıma, hayıflanıyorum…
Umarım ben de onlarca ay aranızda bulunmakla şereflenirim…
Siz olmasaydınız bu koskoca sevgi ailesi hangi çatının altında buluşup kaynaşırdı…
Sevgiler…
ZİŞAN
Yani ben de kendi adıma mutluyum da! Nerde Muammer’in pastası 10 adet mum’u, limonatası? Yine cimrilik yapmış!.. Cebinde akrep var akrep:-)))) Böyle kuru kuruya kutlama mı olur
yahuuuu:sad:
AKIN
Nice 19 yıllara. Siz olmasaydınız biz olmazdık. Biz olmayınca da siz yazmazdınız. Okuyan olmayınca, ne yazılır ki. Ya yazan olmasaydı peki, biz okunacak yazı bulamasaydık. Bizi anlatan, bizi kalbimizden vuran yazılar. Hep beraber nice aydönümlerine, yıldönümlerine.
“Yoklugun bile var olduğunun delili” değil mi, senin ifadenle… Hep var olmak ve yar kalmak dilegiyle…
MELİKE
19 Kasım 1968
Tam tamına 40 yıl. Geçti dün gibiydi. Nikah memurunun sorduğu soruya EVETTT diyeli. Kırkıncı yıl en güzel hediyeyi getirdi Babaanneye, Ahmed Efe’yi getirdi…
Sevgi Aileme de kırkıncı yıllar dileğiyle… Çookkk haberlerim var çokk.
Sevgilerle dolu 19 Ocak’ta buluşma niyazıyla.
FAHRİYE ERDOĞAN