Deyimler kitabına yeni bir madde eklendi:
BİR PARMAKTA NALGA ÇIKARMAK!
Manası açıktır: Maruz kaldığın bir kötü harekete karşı sen refleks olarak, gayri ihtiyârî (yani iradenin dışında) küçük bir harekette bulunursun…
Öyle bir tufan kopar ki, savrulan tozun dumanın ardından koskoca bir dağ çıkar ortaya fakat bu dağlaşmış çıban, artık deşilmiştir…
Nalga; koca bir çıbandır, eninde sonunda mutlaka patlayacak olan!..
Küçük bir hanım parmağı bile bu işe kâfi gelmiştir!..
…..
"Nalga çıkaran parmak…"
"Bir parmakta nalga çıkamak…"
"Tufandan çıkan nalga…" gibi deyimler böylece edebiyatımıza girmiştir!
Hikayeyi biliyorsunuzdur, ama yine de anlatayım:
15 Kasım 2009 Pazar günü Galatasaray-Fenerbahçe basketbol maçı oynandı.
Her zamanki gibi gayet heyecanlı ve ve ikinci yarısı gergin geçen müsabakanın normal süresi 56-56 bitti.
Böyle eşitliklere/mağlubiyetlere bazı takımların seyircileri tahammül edemez. Hele ortalık gerginse (stada nasıl sokulduğu bilinmeyen) bozuk para ve çakmak gibi metalleri sahaya atmaya başlarlar…
İlk yarı bittiği sırada işte böyle bir yağmur yağıyordu.
Fenerbahçe bencinin (takımla ilgili kişiler için ayrılmış özel alan) hemen arkasında oturan bir kadın vardı. Sahaya baktığı sırada (ekranlara da yansıdığı gibi) yüzünün sağına tribünden atılan bir şey çarptı. İrkildi, önce yanağını tuttu ve o sinirle hızla dönüp, ayağa kalkarak arkadaki tribünden yüzüne o yabancı maddeyi (sanırım paraydı) atanlara doğru kolunu uzattı ve eliyle de kötü bir hareket yaptı…
Bir sürü sövme arasından sadece bu hareket meşhur oldu, yargılandı ve seyircilerin sahaya inip oyunculara saldırmasına, vurmasına bile sebep olarak işte bu parmak hareketi gösterildi…
Sonunda saha boşaltıldı.
40 dakika kadar beklenildikten sonra uzatma devresi oynandı.
Beraberlik 67-67 devam edince, ikinci uzatma devresi de oynandı ve skor levhasında son sabitlenen sayı 74-72 Galatasaray takımı lehine idi.
Sonraki gün, GS başkanı Adnan Polat (çıkan olaylar yüzünden özür dilemem) dedi.
Olayların başlaması; Ayşe Demet Karabulut isimli seyirci kadının parmağına bağlandı!..
Bu suçlu parmağın(!) ne kadar ceza alacağı tartışıldı…
Fenerbahçe televizyonda ise başka bir konu gündeme getirildi, ki söz edilen durum şuydu:
Cibona maçında rakibine yumruk attığı için 5 maç oynamama cezası verilen Galatasaraylı Cemal Nalga’nın, cezasını forması çekmiş(!), kendisine takım arkadaşı Tufan’ın forması giydirilerek sahaya sürülmüştü!..
…..
Böyle bir acayip iş tarihte görülmüş değildi!
…..
Almanya’daki (hem de hazırlık) maçlarında, kendisi oyunda ama forması kenarda tutularak bu cezanın ödendiği iddia edildi!..
…..
Fenerbahçe takımı, kendileriyle oynanacak maçta da Cemal Nalga’nın oynatılması halinde bu kural dışı durumdan (cezalı oyuncunun kendilerine karşı oynatılması) şikayetçi olacaklarını duyurmuştu, ama belki de Galatasaray seyircisinin sahaya girmesi ve bu karışıklıklar sonunda tek basketlik farkla geride kalmalarının siniriyle durum derhal açığa çıkarıldı!..
Bir parmak atıp nalga çıkarmak, işte böyle bir şey olsa gerek!..
Bu arada; nalga çıkaran parmak sahibine 6 ay sahalara girememe cezası verildi…
Tufandan çıkan nalga, olayı tarihe geçti! Tufan Ersöz’ün forması içinde oynadığı ortaya çıkan Cemal Nalga’nın ve Galatasaray takımının akıbeti ise henüz belli değil…
…..
Tufan’ın formasına ise talep varmış;
“Bir kere de ben gireyim senin formana. Senin formanla senin takımında bir kere ben de oynayayım” diyorlarmış!..
(Bu son cümle şakaydı, affınıza sığınırım…)