Kızıl Zindanlar’ın hatırası ve Gürbüz Azak ile Muammer Erkul
Haber ve fotoğraflar: Elif Sabah Erkul
Cağaloğlu’nda, Timaş Kitapkahve’de her perşembe Babıali Sohbetleri yapılıyor.
24 Ocak 2013 Perşembe günü akşamı da, edebiyatçılar ve okuyucular, Cavit Ersen’in vefatının onuncu yıldönümü vesilesiyle toplandılar. Kendisini tanıyan misafirler söz hakkı alarak hatıralarından, Cavit Ersen’in yazmış olduğu kitaplardan ve fikirlerinden bahsettiler. Ana konuşmacılar arasında Muammer Erkul’un "ustam" diye tabir ettiği, hem Cavit Ersen’in arkadaşı ve o zamanlar en çok satan kitabı Kızıl Zindanlar’ın kapak resmini çizmiş olan Gürbüz Azak da vardı.
Cavit Ersen 20-30 tane kitabı yayımlanmış bir edebiyatçımız. İsmiyle bütünleşmiş olan romanı ise "Kızıl Zindanlar". Türkiye’yi ve dünyayı tehdit eden komünizm tehlikesine karşı bu romanı yazarken, Sovyet zumünden kaçabilmeyi başarmış yaşlı insanların gizli anlattığı hatıralardan faydalanıyormuş. Bu detayı toplantı sırasında oğlu Ömer Süreyya Ersen’den öğrendik.
Romanın devamı niteliğinde olan "Kara Zindanlar" ve "Zindanlar" romanlarını da daha sonra kaleme almış.
O günkü Türkiye şartlarında, Cavit Ersen siyasi kimliği dolayısıyla pek çok sıkıntı çekmiş ve zorluklar içinde kitaplarını yazmış.
Oğlu konuşurken şu sözlere de değindi; "Siyaset içerikli kitapları yüzünden öğretmenlikten uzaklaştırıldı. Bu onda derin bir üzüntü meydana getirdi. Kendisi köy enstitüleri mezunudur. Kitapları ve gazetecilik yönü ile Bâbıâli’de öyle yer etmişti ki bir gün yürürken Yaşar Kemal beni çevirerek ‘Sen Cavit Ersen’in oğlusun’ demişti. Beni tanımadığı halde babama benzetmişti. Kızıl Zindanlar isimli kitabını Babıâli’de Sabah gazetesindeki küçücük odada nasıl yazdığına şahit olmuştum."
Ney çalındı, eski günler bir kere daha sessizce yad edildi.
…
Toplantının sonunda hatıra fotoğrafları çekildi.
…
Gürbüz Azak toplantı bitiminde belki de yüreğindeki arkadaş sızısıyla Muammer Erkul’un kulağına "Muammer akranlar tek tek gidiyor insan yapayalnız kalıyor" diye fısıldadı…
…
Eskader’in, Timaş Kitapkahve’de; "Cavit Ersen’in 10. ölüm yıldönümü" münasebetiyle düzenlediği anma toplantısı bitti.
Gürbüz Azak ve Muammer Erkul kol kola girdiler…
Hatıralarını tazeleyerek ağır ağır yürüdüler.
Muammer Erkul’un, Gürbüz Usta’sının yanında çalıştığı (şimdi otel olmuş) binanın önünden geçtiler.
"Her sokak bir şeyler söylüyor burada insana" diyorlardı…
İşte şurası Yeni Asya Gazetesi imiş bir zamanlar, burada Gürbüz Azak’ın resim atöylesi varmış, burada motif çizip ansiklopedi çıkartıyorlarmış…
Bu kare, bir zamanlar Türkiye Gazetesi’nin çıktığı binanın tam karşısından Sultanahmet meydanına, tramvay yoluna doğru giden sokak. Solda (rengi kırmızıya çalan) pek çok hatıraya konu olan "Güle Güle" apartmanı…
Arkada, pencereleri yeşil parlayan Osmanlı Devlet Arşivleri binası…
Solda, (bir zamanlar vagonlar dolusu satılıp ziyan edilse bile) yine de hala dünyanın en geniş arşivi kabul edilen Osmanlı Devlet Arşivleri binası…
İkisi de hem yazar ve hem ressam olan iki sanatçı; bir usta çırak gibi, bir amca yeğen gibi, bir baba oğul gibi yanyana kolkola yürüyorlar…
Bu, zor bulunur bir kare!
Çünkü yıllar geçmiş, bir zamanlar bütün gazeteci, yazar ve ressamların her gün geçtikleri sokakta artık pek sanatçı kalmamış, eski meslektaşlar buralara uğramaz olmuş…
Tramvay yolunun kenarı. Arkada Sultanahmet Camii’nin miranelerinin bir kısmı görünüyor…
Ön planda Gürbüz Azak ve Muammer Erkul.
O sıra henüz imzalanmamış bir kitap çıkıyor ortaya:
Çekirge Çetin, romanı…
Gürbüz Azak:
"Hayırlı olsun… Okuyacağım ama sonra torunuma vereceğim, onun için sen Egenaz Azak adına imzala,
kitap okumayı çok seviyor" diyor…
..
Çıraktan ustasına imzalı kitap, ayaküstü tarihi dakikalar…
.
Haber ve fotoğraflar: Elif Sabah Erkul
(Görüntülerin çekildiği tarih: 24 Ocak 2013 Perşembe ve saat 21’in onar dakika önce ve sonrası.)
NOT: Fotoğrafta görünen kişiler isimlerini yollarlarsa, fotoğraf altlarına yazacağım.
Çırak, usta; Yan yana. Ama çırak şimdi usta.
Eline, gözüne, gönlüne sağlık Elif Sabah Erkul’un…
Usta ve çırağını yan yana görmek memnun etti bizleri de 🙂
Ayşe
Ömründe, necip Türk Milleti’ne hizmet için tek bir adım dahi atmış olan herkesi hayr dua ile yâd ederken…
Bu haberin içeriğinde, üç nesili görmek sevindirdi..
bir dönemdeki usta-çırak kolkola
bu dönemdeki çırak objektifinin önüne ustaları katmış
ve çok lezzetli bir haber yapmış…
Ellerine emeğine yüreğine sağlık.
Bu haber haber veriyor ki bir efsane gazeteci-yazara daha kavuşacağız.
Elif gibi dimdik düzgün sabah gibi tertemiz,gönüllere serinlik fereahlık getiren, gölgesiz, lekesiz umut dolu
Eh bu ustaların ocağında harlanan suyu verilen çelikten efsane bir kılınç çıkacak olması şaşırtmaz değil mi?
MUSTAFA METİN TAMER