Seyir Defteri – 26 Ocak 2008 Cumartesi (Geçen yıllar, biriken duygular…)

 

"Bugün 26 Ocak olduğu için özellikle yazdım, demiş Sultan Yürük…
1999 senesinin işte bu günüydü. Telefonunu bulmuş ve aramıştım. Muammer Erkul bey ile mi görüşüyorum, demiştim. Evet, demişti…"

   

Ben de hatırlıyorum…
Ne yana gitsem uzuun kabloları peşimden gelen bir kırmızı telefondu o zamanlar konuştuğum. Yazıları yazarken, Çekirge Çetin'leri çizerken, duvar yazılarını hazırlarken hep sağ kulağım ile sağ omuzum arasında sıkışık halde dururdu.
Bende bu alışkanlık reklam ajansından, hatta çizgiroman yaptığım zamanlardan kalmıştı. O zamanlar da aynı şekilde konuşurdum çalışırken. İşte şu sağ omuzumda kalan arıza ve ağrıların kökü sanırım budur…

 

Bana şimdi ilginç geliyor aslında bu hal…
Kimbilir nerelerdesin ve kimbilir nerelerdeki bazı insanlar senin numaranı buluyor ve arıyor. Konuşuyorsun, sorduklarına cevaplar veriyorsun, sevinçlerini ve sevinçli olmadıkları günlerini paylaşıyorsun…
Güzel duygular, inanın.
Hepinize tek tek minnettarım. Hatta bu minnet ve şükran duygusu, zaman zaman "bazı şeylerin abartıldığı" hissi bile uyandırıyor bende…
Fakat dünyaya bakıyorum; işte, herkesin gördüğü manzaralar… Fakat bir de tam buradan "sizlere doğru" bakıyorum ki; bu kadar olur:))) Bir de kendinizi benim gözlerimle görseydiniz!..

 

Bakıyorsun ki; senin doğum gününü bilip sana hatırlatanlar oluyor, senin söylediklerini ezberleyenler, senin yazdıklarını kesip gömlek ceplerinde, yüreklerinin üzerinde gezdirip kalplerinde taşıyanlar oluyor. Öğrenci, cüzdanında para yok, ama yazılar var; hem de ortasında senin resmin ve adın olan bir çok yazılar…

 

Duygulanıyor muyum ne?
İşte bir şekilde hayatlarını sana bağlıyor insanlar, senin de hayatın onlara bağlanıyor. Kendi faturalarını ödemeyi unutuyorsun; ayrı kıtada yaşayan birilerinin evliliğini nasıl kurtaracağım, diye kafa yorarken… Unutulmaz şeyler oluyor, inanılmaz şeyler!.. Biri arayıp diyor ki; "üniversitede asistanlık sınavını kazandım ve bunu ilk seninle paylaştım. Çünkü yıllar önce Maraş'ta ortaöğrenimde öğrenciyken bana bunu, yani başaracağımı ve -bana inandığını- yalnızca sen söylemiştin!.." Bir başkası diyor ki; "ben senden ve köşemizden güç aldım, bunlar olmasaydı eğer benim hayatımda, asla ayakta duramazdım!.."

 

Bu satırları "neler de başardım görün beni" demek için söylemedim, inanın… Çok örnekten şu an hatırladığım bir kaçıydı…
İnsanlarla kenetlenip birlikte yürümenin, bazı gözyaşlarını silebilmenin ve hayatını bazı hayatlarla paylaşmanın güzelliğini göstermek için geldi dilimin ucuna da, geri çeviremedim…

 

Sultan Yürük, yılın bu günlerinde, tam 9 defa aradı beni şimdiye kadar.
Her defasında dedi ki;
"Bugün Ocak ayının 26'sı, yani seni ilk aramamın yıl dönümü!.."
…..
Şimdi bunları niye anlattım uzun uzun?..
Şunun için:
(Sizin aranızda sanırım yoktur, ama) Bazı insanlar dibi olmayan birer kova gibidir! Sürekli isterler, isterler, isterler… Sen bir dere olsan ve sadece onlara aksan, dolduramazsın…
Bazılarınaysa bir yudum su verirsin; besmeleyle içip elhamdülillah der, alır kabul ederler ve yüreklerinde saklarlar…
Sen, bir hekim olsan ve birine bir kaşık ilaç versen, onun iyileştiğini, yüzünün renklendiğini, sesinin cıvıldadığını görmekten mutlu olmaz mısın?..

   

Yıllardır kaç şair geldi de çaldı, benim de içinde bulunduğum kapıları…
Çok şair gördüm, çok şiir yayınladım köşemde… Çok iyi hatırladığım isimler var, ama gittiler… Almanya'ya giden "Palalı" bile kayboldu… Neden?.. Hala içim sızlar yayınlayamadığım şiirleri için. Rahmetli şair Cevdet Söztutan ağabey de çok takdir ederdi onu…
Palalı sesimi duyar da ses verirse adını da yayınlarım!..

 

Şiir; bir dönem midir, yoksa bir ömür müdür?..
Sultan hanım, işte tam da;
"ŞİİRİN, SENDEN BİR HAYAT İSTEDİĞİNİ" bilenlerdendir ve ihtimal, kendi kitabını göremese bile "şairem"dir!..

 

İşe bakın ki; bir yıldönümü tebriği bana neler yazdırdı şimdi…
Sizler…
Sadece…
Okurların mı yazarlarıyla tanışmaktan mutlu olduklarını düşünürsünüz?..
Yahut siz;
Yazarların da okurlarıyla tanışmaktan…
Ne kadar memnun olduklarını düşünür müsünüz?..

7 yorum

  1. Bul beni demişsin bir mektubunda.
    Geldim işte, buldum işte ben seni.
    Seni buldum da bulmasına, ben bulundum mu?..
    Bu satırlardı Muammer Erkul’a ilk karaladıklarım ve stop köşemizde yayınlanan yazım.
    Ve ardından ilk yayınlanan şiirim de, “SEN MEVSİMİ” idi.
    …………………………
    SEN MEVSİMİ

    Ne zaman gözlerimi kapatsam
    Sen mevsimidir
    Ben
    Sen isimli bir coğrafyaya giderim
    Ve
    Sen isimli coğrafyanın
    Sen isimli iklimlerinde
    Sen yağarım, sen eserim
    Sen donar
    Sen yanarım, sen yanarım…

    Sen isimli iklimlerde
    Sen isimli bir çiçek olur
    Sen açar, sen kokarım…

    Sen isimli aynalardır gözlerim
    Ben kendime sen olur
    Sen bakarım, sen bakarım…

    Ne zaman gözlerimi kapatsam
    Sen mevsimidir
    Ben
    Sen isimli bir coğrafyada yaşarım
    Sen isimli coğrafyanın
    Sen isimli iklimlerinde
    Hem senin içinde
    Hem senden yoksun
    Sana ağıtlar yakarım
    Bir damla yaş iner
    Yanak yaylalarıma
    Ve
    Sen isimli bir güneş açar
    Sen tüterim, sen tüterim
    Sen tüterim…

    Sultan Yürük

    Ne çok mutlu olmuştum.
    İlk kez bir şiirim gazetede yayınlanıyordu.

    Bu saatte akan gözyaşarım helâldir, o anılarım-ız için.
    Teşekkürler Muammer Erkul.
    Daima duacınızım Dost.
    Gözyaşlarımı tutamadım, klavyeyi görmekte zorlanıyorum can!
    Sevgi ve dualarımla…

  2. Sultan hanım… Ne iyi yürekli bir insandır o… Yok, ben de iyi yürekliyim, benziyoruz diye yazdım:-)
    İlk konuşma yıl dönümünüz kutlu olsun…
    Sevgilerimle…

  3. Sultan hanım hatta Sultan abla diyeyim. Biz sevgi ailesiyiz ne de olsa:-)inşaallah Muammer Ekul’ la dostluğunuz ve bizimde dostluğumuz daim olsun, taaaa cennete kadar! Okur olmak mı bu kadar güzel, yazar olmak mı? Henüz sırrını çözemesem de, böyle gönüllere işleyen, nakşedilen cümlelerin yazarı olmak, telefonda heyecanlı bir o kadar da samimi, sıcacık seslerle karşılaşmak, her bir okurun kalbe düşen bir altın gibi dğerli olması, ve insanın paha biçilmez bir hazineye sahip olması… Evet evet, yazar olmak… Güzel…:-)Bu yazı bana hem kendimi hem hayallerimi yeniden keşfettirdi… Hep Muammer Erkul’ un okuru olmak, hep sevgi ailemizn şeker kavanozu olmak ve hep güzel, hayırlı cümleler yazanlardan olmak duasıyla… SEVGİLER KERE SEVGİLER:-)

  4. Bu şiir ancak yorumsuz okunabilir… Ama her gün, her saat, her zaman… Bir sevgi bir yüreğe ancak bu kadar dokunabilir…
    Helal olsun…
    “Yürek yanmadıkca, göz yaşarmaz…”
    Hz. Mevlana

  5. KUL SULTAN’A…

    Sözleriniz, tatlı geldi can, baldan, /
    Sizi öyle, candan göresim geldi… /
    Sizi duydum, gördüm, bildim, Kul Sultan, /
    Yüreğimi yere seresim geldi… ///

    Anlatmışsın ne de güzel sevgiyi, /
    Haketmişsin dostlarından övgüyü, /
    Gönderip te size selam saygıyı, /
    Gülistandan güller deresim geldi… ///

    Güzel söyler, sevgi dolu gönüller, /
    Aşık olmuş güle, bütün bülbüller, /
    Kadiriyem, topladığım o güller, /
    Demet yapıp size veresim geldi… ///

    GELENDOSTLU…

  6. Teşekkürler sayın Çetin.
    Antoloji.com -dan da göndermiş olduğunuz bu şiir beni çok çok memnun etti inanın.
    “Aldım kabul ettim!..”
    Çok da güzel bir şiir olmuş.
    Yüreğinize ellerinize sağlık.

    İşte insanın mutlu olabilmesi için güzel bir neden!..
    Gönül memnun olunca; kendiliğinden, Allah razı olsun cümleleri de, biri biri ardına yol alıyor asumana doğru…

    “Benim için önemli olan bu günümün yıldönümü nedeniyle buraya yorum yazan güzel yürekli kardeşlerimizin hepsine ayrı ayrı teşekkürler ve dualarımla efendim.”

    Esenlikler diliyorum…
    Saygımla selamlar… Sultan Yürük

  7. Muammer bey, ben Yasin, İlhan Palalı’nın kardeşiyim. Ağabeyim malesef hayatını kaybetti. Kendisini ne kadar tanıdığınızı merak ediyorum. Eğer bu mesajımı okursanız lütfen bana mail atın.
    Bu da msn adresim; ……….

    YASİN SELÇUK PALALI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir