Sirayet!.. [22 Ocak 2012 Pazar]

-Nereden geliyorsun, diye sesini yükseltti karısı.
-Arkadaşlarla oturduk, dedi adam.
-Yani saatlerce sarhoşlarla oturdun, sigara içtin! Doktor; “bu zıkkım senin için öldürücü zehirdir, bir nefes bile içmeyeceksin” demedi mi?
-İçmedim, diye diklendi adam…
-İçmedin mi; peki neden böyle kokuyorsun? Bir dal bile sigara yakmadım diyorsun ama saatlerce duman içinde oturuyorsun. Donuna kadar işleyen bu zehrin, her nefeste ciğerlerine girmediğini nasıl düşünüyorsun?
Nerede ve kimlerle oturduğuna neden dikkat etmiyorsun?..

Sahile yakın bir yoldaydılar. Sis çökmeye başlamıştı. Her adımda, her birinin içi titriyordu…
-Burası bizim memlekete hiç benzemiyor. Derece o kadar düşük değil ama, donuyor gibiyim, dedi.
-Nem giriyor ya insanın içine içine, ondan üşüyoruz. Eve varıncaya kadar kıyafetlerimiz bile ıslanır, onları da kurutmamız gerekecek!..

Örnekler çok aslında. Ve bu örnekler bir o kadar da önemli.
Hava ısınınca herkes ısınıyor ve soğuyunca, tedbir almayan herkes üşüyor… Kötü yakıtların dumanları, sokakta yürüyen herkesi nefes alamaz hale getiriyor…

Zannediyor musunuz ki bir kömür sobası tütecek ama sadece sizi zehirlemeyecek; zannediyor musunuz ki bir yemek bozuk gıdayla pişecek ama sadece size dokunmayacak; zannediyor musunuz ki bir odayı dolduran sigara dumanını herkes soluyacak, fakat o duman sadece sizin ciğerinize girmeyecek?..
Zannediyor musunuz ki, her gün beş altı saat açık olan ekranlarımızda; hani bir zamanlar köylere sokulmayacak, kasabalardan sürülecek evsaftaki şerefsizler, iffetsizler, ahlaksızlarla birlikte oturacağız; her yaptıklarına bakıp, her sözlerini işiteceğiz ama onların huyundan huy, suyunda su bulaşmayacak bize?

Fakat…
Tam da böyle zannediyoruz, değil mi?

 

Stop
Muammer Erkul
22 Ocak 2012 Pazar

 

7 yorum

  1. “Mis”in yanında durmak çok ama çok önemli 🙂
    Fatma

  2. Çok haklısınız. Televizyon özellikle, insanlarımızın huyunu farkettirmeden değiştirmenin en güzel yolu. Zaten Amerika tüm dünyaya çok güçlü olduğunu, psikolojik olarak pekiştirmedi mi filmleri ile? Hep dünyayı kurtardılar; çarpacak gök taşlarından, uzaylılardan vs… Şimdi de dizilerle normal gördüğümüz herşeyi anormal, anormal gördüklerimizi normal bulmaya başladık zamanla…

    Nesrin Durgut

  3. Sirayet kaleminize sağlık. Böyle yazılar okumak çok güzel. Ne mutlu size ki bu yazıları yazan kalemi elinizde tutuyorsunuz. Sağnak bir yağmur ilim. Bazıları o yağmurdan kaçmak istiyor sırılsıklam ıslanmak isteyeceğine. Bir kişi daha bulamıyorsun kendinle ıslanan. Ve bakıyorsun ilim seni adam etmiş. Hiç bir ilimle uğraşmayansa şu dünya da boşa uğraştığını görmüyor mu?. İyi günler.

    İbrahim Arslan

  4. Zannediyoruz….Maalesef…
    Yılan bize dokunmasında bin yıl yaşasın hesabı.
    Oysa o yılan kendinden önce bizi zehirliyor belki de ama biz ben yapmadım ki ondan bana ne deyip var olanı görmezden geliyoruz.
    Efendim güya sigaraya yasak getirildi ama ben her sokağa çıktığımda egzoz dumanı eşliğinde yurdum insanının şifa niyetine içer gibi içtiği sigara dumanını soluyorum. Sözüm ona içen onlar ama nedense dumanı bizim ciğerlerde bayram ediyor.
    Ahh ediyorum onlara bronşitli biri olarak.Doktorum bana eğer ki sigara içseydin kesin astım bronşittin diyor:) Doktorcum pasif içici dediklerinden oluyorum ben içmiyorum ama birileri ağzında tutuyor o meleti bende dumanını soluyorum diyorum.
    Televizyona gelince (Yalan dünya asıl o olsa gerek) ne güzelde göz boyuyorlar ve de şaşalı bir hayat gösteriyorlar.

    Hülya

  5. NOT:YAZININ DEVAMI:)

    Veeee artık cinsel içerikli filmlerden geçtik müstehcen ilişkiler ekranlarda yaşanmaya başladı.
    Hal böyleyken değil evde yada odada sokakta sevişmek uygarlık haline geldi ne yazıııık, çok yazıııık…

    Hülya

  6. Kıymetli Hocam,
    Rabb’imize şükrediyoruz ki “sirayet” de zıt kutuplu yaratılmış. Bu güzel yazının konusunun zıt kutbunda yer alan ve sizin yazılarınız aracılığıyla yaptığınız “sirayet” ne güzel bir sirayettir. Gönül ikliminize muhabbetlerimizi sunarız…

    Fatih Yeşil

  7. Aynen de öyle zannediyoruz. Bana birşey olmaz cesaretiyle sakınmayı unutuyoruz zehirli havalardan ve zehirli kimselerden. Sonra da tıpkı onlar gibi kokmaya başlayıp sıhhatimiz bozulunca şaşırıyoruz. İçimize kadar işlemiş o iğrenç koku yüzünden güzel mekanlara giremeyip güzel insanlara yaklaşamaz olunca bir de, hepten bocalıyoruz. Encamımızı hayretsin Cenabi Hak..
    Elinize sağlık abi.

İbrahim Arslan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir