Sır [03 Ağustos 2008 Pazar]

Bulunmamışlar, bilinmemişler, söylenmemişler değildi ki bunlar…
İtirafın eğer şaka değil de, gerçekten hiç bakmamış idiysen bu açıdan şimdiye kadar;
Demek ki “görünen şeyi” görme zamanın gelmiş, ve görmüşsün…
…..
Yani;
Mikroskop olduğu için var değil hücreler…
Onlar zaten vardı. Ama insan bir gün mikroskoba dayayınca gözünü, seviniyor…
…..
Ne mi demeye çalışıyorum?..
El şaklat, uyanayım!..
El şaklatayım, uyan!..
El şaklatalım; ve uyandıralım birbirimizi,, her zaman…
Olur mu?..

Sana bir sır vereyim:
…..
Aşk/ı/n, bir tohum gibi düştü içime…
Nisan’dı.
Ağlamıştı/n ya hani!..
…..
Ben, bir eldivenciktim; eli/n içime girdiğinde…
Miniciktim;
Sıcak nefesi/n içime dolmaya başladığında…
…..
Dudakları/n yapışmıştı ağzıma üflüyordu/n, üflüyordu/n, üflüyordu/n…
Ve ben, büyüyordum!..

Sana bir sır daha vereyim, hadi:
İşte o gün taşımaya başladım, içimde nefesini… O günden sonra önümüz kış, ve ardımızda bahar kokuları!..

Son sırrımıysa not et bir kenara:
…..
Yazmak; kâğıtları…
Okumak; duyguları ütülemektir!..

Hem…
Eğer sen olmasan, kim dinlerdi bu kadar lafı?..
Canımsın…

Stop
Muammer Erkul
03 Ağustos 2008 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir