Suç, çerçi eşeğinin… [05 Kasım 2001 Pazartesi]

(Bu yazıyı kes… Veya anlattıklarımı unutma, ki çook insanın önüne koyman gerekecek!..)
Çerçi ne demektir bilen var mı?.. Çerçi; sırtındaki sandık veya küfelerinde akla gelebilecek her şeyi taşıyan eşeğiyle, dere tepe gezip köy köy dolaşan satıcıdır… 

Sen… Bir gün, bakasın geliyor malların arasına…
Görüyorsun ki; orda… Satılık eşyaların arasında bir kitap var…
Ve anlıyorsun ki; bu kitap, senin gökte ararken yerde bulduğundur!..
…..
Biliyor ve inanıyorsun ki; bu kitabın içindeki bilgilerin hiç birinden zerre kadar şüphen, tereddüdün yoktur. Ve aynen bir miras gibi gelmiştir sana, ayağına kadar… Fiyatını sorduğunda tekrar şaşırıyorsun, ki birkaç yumurta parasına senin oluyor…
…..
Şimdi sen, dünyanın en mesut ve en şanslı kişisi olarak bilmektesin kendini; ki zaten öylesin… Neden?.. Çünkü bir düşün; bu değerli kitap nice dereleri geçmiş, nice tepeleri aşmış, nice köylerden sonra nice yollardan senin avucuna gelmiş… Ne için? Eline geçen hazinenin kıymetini bilmen için. Şansına şükretmen için. Ve susuzluktan kurumuş köyündeki bahçende, tertemiz bir kaynak suyu fışkırmış gibi, doya doya içmen ve artanları da susuz insanlara paylaşman için… 

İşte tam o sırada…
Hantal eşek, sırtındaki küfelerle dönerken…
Bahçendeki güllerinden birine sürtünüyor…
Veya köküne basıyor…
Yahut, goncalarından birini ısırıyor…
…..
Öyle bir feryat kopuyor ki senden, duyanlar; göğün direği çekildi sanıyor!..
Kızıyor, bağırıyor, sövüyor, sayıyorsun…
“Durmadan filiz veren gülüme dokundulaar” diyerek, bu değerli kitabı atıyorsun…
Eyyyvahhh!..
…..
Söylesene, suç kimde; ey nasipsiz-kısmetsiz?..
Belki gülde kabahat, belki sende veya şu hantal olan merkepte…
Suçu olmayan tek şey; geri attığın kitap!.. 

Tamam. Bu yazı burda biter…
Bilirim ki çoğunuzun içi daralmakta bu konudan, aynen benim de yüreğimin sıkıldığı gibi… Fakat bir de şu açıdan bakalım …..
Şimdi, bu yazdıklarımdan alınanlar olduysa, çözüm basit; kabul etsinler ki ben bir çerçi eşeğiyim!.. Yani çiçeklerinizi ısırmış, fidanlarınıza basmış, kocaman hantal gövdemle dönmeye uğraşırken filizlerinize zarar vermiş olabilirim…
…..
Bana bakarsan, yanılırsın… Şaşkın derler sana;
Sen, sırtamda taşıdığım yüke, sana getirdiğim kitaba bak…
…..
Eşeğin suçunu kitaba yükleme;
Kitabı eşeğin yükü bil… 


 
Eşeğin hareketi ve senin davranışın kitabın değerini düşürmez…
…..
Bahçende gömdüğün gözeye kaynayacak bahçe çook;
Ama, susuz kalan sen olursun!..

Stop
Muammer Erkul
05 Kasım 2001 Pazartesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir