(M. Necati Özfatura büyüğümüzün, Divanyolu Kitapları’ndan çıkan
“Suriye Düğümü” isimli eserinin önsözüdür.)
Yürürken ayağını çarpsan, canın acısa; öbür ayağın veya diğer organların da elbette ızdırap çekiyor.
Çünkü acıyan “bütünün” canıdır!
Çünkü acıyan “bütünün” canıdır!
Şimdi, yürürken şiddetle çarpılmış ve kanaması ağır olan ayağımız, Suriye’dir.
Suriye; bizim parçamızdır, Anadolu’muzun devamıdır.
Canımız onun için acıyor.
Orta Doğu, kurtların koyunları paraladığı bir kanlı sofra; belki de koyunların ödediği bir acı bedel…
Yeni bir döngüden geçiyor coğrafyamız; belli ki, önümüzdeki yüzyıl şekilleniyor.
Bunca kan göl olurken, aksi düşsün ansızın;
Göğe yükselmiş hilâl ve parlayan yıldızın!
“Suriye Düğümü”nün iki tane prova baskısı yapılmış ve bunlardan ilki Mustafa Necati Özfatura’ya götürülmüş. Kendisi, kitabı inceledikten sonra: “Muammer buna bir önsöz yazsın” demiş. Birkaç gün içinde diğer prova kitap bana geldi.
Bu satırları yazmaya başladığımda ise Kadir Gecesi’ydi. Fakat Necati amcamız dün gece yarısından beri yoğun bakımda. Şifası için duadayız…
Hepimiz bir bütünsek, acıyan aynı candır!
O birçoğumuzun amcası, babası, abisi, dedesidir. O şefkatli bir büyüğümüz, kıymetli bir ilim adamımızdır. Başarıları saymakla bitmez. Ömrünün ilk yarısını Albay olarak tamamlamış, kırk yıldır da yazarlık yapmaktadır.
Ben biliyorum ve siz de bilin ki; buraya “önsöz” niyetine yazdıklarım, bu değerli kitaba artı bir şey katmaz.
Fakat yine biliyorum ki; “önsöz yazsın” sözüne “peki” demem, benim ismimi ve satırlarımı kıymetlendirir.
Suriye, evet artık hem de körleşmiş bir düğümdür!
Şu inletilen topraklara “müjdelenen istikbali” ilerleyen sayfalarda göreceksiniz.
Kendi öz hazineleri üstünde dilenciler gibi diz çökertilmiş insanların; yüz yıl sonra ve nihayet, başları kalkıyor birer birer.
Şimdi artık, keskin bakışlı kartalların; hem geride ve hem de ileride gördüklerini anlatmak zamanıdır.
Mustafa Necati Özfatura’nın, serideki bu ilk kitabı, hepimiz için bir kartal gözüdür.
Stop
Muammer Erkul
muammer.erkul@tg.com.tr
09.08.2013
Bu bayram sabahı öğrendiğim bu haber mahzun etti abi.
HALİD ABAY
“Bunca kan göl olurken, aksi düşsün ansızın;
Göğe yükselmiş hilâl ve parlayan yıldızın!”
Amin…
…
Hayırlı mübarek olsun kitap…
Kopup parçalanmadan çözülür inşallah bu düğümler…
Önsöz için de, ellerine sağlık abiciğim. Sen nasıl söylemişsen öyledir…
Ama bir de, senin yazdığın önsözlere “önsöz güzeli” diyorum ben. Hani, kapıda durup gelenleri karşılayan eli şekerli dili şekerli insanlar vardır ya, onlar gibi işte…
Hicran Seçkin
Mustafa Necati Özfatura büyüğümüze acil şifalar diliyorum. Muammer abinin kalemini ve satırlarını kıymetlendirdiği için de teşekkür ediyorum. Kitabın ön baskısını gören şanslılardanım herhalde ama Muammer abinin ön söz yazacağını ya söylemiştir ben algılamayayamadım ya da bahsetmedi. Her halîkarda güzel olmuş. Emeği geçen, başta Cüneyd kardeşimiz olmak üzere, herkesin ellerine sağlık. Bahtı açık olsun.Bir de kitabın fotosunu bir yerlere koysanızda arayan kolay bulsa kitapçılarda… Olmaz mı?
SÜLEYMAN ELDENİZ
Bu değerli esere harika bir önsöz olmuş. Ellerinize, yüreğinize sağlık 🙂
Şahika Ateş