Yakında okullar açılacak… (Şimdi baksanıza bir kere daha yandaki şu resme) Hah, işte böyle kalın olur mu her zaman. Sınav dönemlerinde de, asılmasın suratlarınız!..  Kırık’çık… Çoğu zaman bunun ilacı; bizi içimizden gıdıklayan kıpırtıları, uygun zamanlarda yakınımızdakilerle paylaşmaktır, değil mi?.. Benim içimi kıpırdatıyor olsa bile, şu an size anlatabileceğim en “komik”Devamı

Çok şanslısınız, çook… Bazılarının; “…halbuki sen ne kadar şanslısın, çünkü hep güzel insanlar, gülen yüzler, sevgi dolu kalpler var etrafında…” sözünü diğerlerinden biraz daha fazla duyabileceğini tahmin edebiliyorsunuz, değil mi?.. Konu hazır kalpten malpten açılmışken, bakın size ne anlatacağım…  Bir gün, bir kalp doktoruna; “Ne kadar şanslı olduğunu… Çünkü, kendisininDevamı

BURDA”yız, çünkü yolumuzun çatallarında “O” tercihleri yapmıştık… Yolumuzdaki çatallarda “ŞU” tercihleri yapıyor olduğumuz içinse “ORDA” olacağımızı umuyoruz!..  Okulun ilk yıllarından itibaren o kadar çok duydum ki; “Senin gibi resim yapsam… (veya) Senin gibi yazı yazsam başka hiçbir şey istemem”, yalanını… Söyleyenler inanıyor muydu bilmiyorum, ama ben hiçbir zaman inanmadım… ŞimdiDevamı

Karar veremedim ki uzun süre, bu yazının ismi; “Sinek” mi olsun… “Camlar ve sinekler” mi olsun… “Sineğin altındaki cam” mı olsun… Yoksa “Kırmızı leke” mi olsun?.. Alın işte, hepsi birden galiba şöyle toparlandı. Sineğin yapıştığı camdaki kırmızı leke!..  Dünyanın en “sinir” sorusu işte şöyle sorulur: “Hiç sinek gördünüz mü?..” …..Devamı

(-7- Devam…) Epey zaman oldu ama, henüz bir hikâye yazmamışımdır size… Dinleyin, dinleyin de “hikâye” görsün gözünüz!.. Bir “resim” hikâyesi! ….. Tarihini tam hatırlayamıyorum, ama yerini şimdi bile “şıppadanak” bulurum; falan yerden filan yere gidiyorum. Yol yabancı değil yani… Hani o gün sürat de yapmamışım orda… Durdurdu polis amcam; İmzaDevamı

(Dünden devam) Temmuz cazgırlarını koy bakalım bir kenara şimdi… Ağustos girdi ya; böyle “cırcırları” sık duyarsınız artık bu köşede!.. Farkında mısınız; yazının tam da burası bir yol ayrımı var gene; Bir gazete köşesinin ve köşe yazarının, kendini böyle anlatıp, komik durumlarda göstermesinin mantığı çok tartışılabilirdi herhalde, “eski” zamanlarda, diye başlayıpDevamı

(Dünden devam) Yani, kedinin ayaklarına gazoz kapağı japonlayanlar bile çoktaan pişman olmuşlar, ama iş işten geçmiş… Çünkü hayvan kendini yakalattırmıyormuş… …………. Ama “sırtüstü düşmek” deyince aklıma kırk gün önceki yağlı güreşler ve ardından da o günlerde yazdığım yazılar konusunda “bir bakanlığımızdan” bana gönderilen faks geldi… Çok düşündüm yayınlayıp yayınlamamak konusunda…Devamı

(Dünden devam) Memleketten gelen kaynana sabahın en erkeninde, bahçede köklediği çiçeklerin başında bağırıyormuş: -Niye bakmaysinuz bu bahçeye uşağum, her yani ot bürümuş… Haçan söktum hepsinu da lahana fidesu ektum… Üstuna pasanun bacağinu kirarum daa!.. ……. İşte bir “uşağun” çiçek merakı da böylece sona ermiş… Sonra mı ne olmuş?.. Ne olacak,Devamı

  Teknolojiden nefffret!.. Size… İnanmayacağınız bir şey söyleyeyim mi?.. Ki ben hâlâ inanamıyorum!.. ….. Şu, elimin altında bulunan bilgisayarımda; Aşağı yukarı son altı ay içinde ne yazmış ve kaydetmişsem… Ne kadar not almışsam… Ne kadar özet çıkarmışsam… Ne kadar fikir koymuşsam bir kenara, icabettiğinde çıkarmak için ortaya… Henüz bitmediği içinDevamı