Tam da şuramızdaki tıpırtılarla okul yolunda olmak… [12 Eylül 2000 Salı]

Tam da şuramızdaki tıpırtılarla okul yolunda olmak…

Bugün pek çoğumuz okullardaydık…
İçimizde, tam da şuramızda minicik tıpırtılarla…
…..
Bugün pek çoğumuz okul yollarındaydık;
Kimimiz minicik adımlarımızla, yanında olduğumuz büyüğümüzün adımlarını yakalamaya çalışarak… Kimimiz de minicik bir elin yumuşaklığını, kendi avucumuzun içinde hissetmeye çalışarak…
…..
Bugün pek çoğumuz okul önlüklerini, okul formalarını giymiştik sırtımıza… Temiz ve ütülü kıyafetlerimizleydik… Gömleklerimizin üzerinde kravatlar vardı, hemen hepimizde…

Bugün pek çoğumuz okullardaydık…
İçimizde, tam da şuramızda minicik tıpırtılarla…
…..
Bugün pek çoğumuz okullarımızın önünde, sıralardaydık… Konuşmaları dinliyor, alkış tutuyor, fısıltılarla yorumlar yapıyorduk kulaktan kulağa…
…..
Aksaklıklar var mıydı? Vardı…
Eksiklikler var mıydı? Vardı…
Nasılsa düzelecek olan istenmeyenleri bir kenara koyduk biz… Şimdi hepimiz sımsıkı bir esas duruştaydık…
“Hazrool!..”
…..
İşte şimdi ufukların ardına bakıyorduk…
İşte şimdi yarınlara bakıyorduk…
Çünkü işte şimdi, göndere çekilen bayrağımıza bakıyorduk…
Ve sesimizin çıktığı kadar da haykırıyorduk:
“Koorkmaa söönmeez buu şafaak…
…laardaa yüüzeen al sancaaak…”

Bugün pek çoğumuz okullardaydık…
İçimizde, tam da şuramızda minicik tıpırtılarla…
…..
Bize kızsa da, şaşsa da bazıları; bugün bu toprağı, bu bayrağı, bu ülkeyi daha da çok seviyorduk biz…
Ama… Ama, öyle kağıt üzerinde değil, işimize geldiği zaman değil, ideolojimize malzeme olduğu için de değil…
Biz bu ülkeyi gerçekten seviyorduk…
Bu toprağı ve bu bayrağı gerçekten seviyorduk.

Bugün pek çoğumuz okullardaydık…
İçimizde, tam da şuramızda minicik tıpırtılarla…
…..
Bugün pek çoğumuz heyecanlıydık, bugün pek çoğumuz güzeldik…
Ama en heyecanlılarımız ve en güzellerimiz kimlerdi, biliyor musunuz?..
İlk defa okula ayak basan miniminnacıklar…
Bir de, “tıpış tıpış” yürümeye çalışan torunlarının ellerinden tutup, öbür elleriyle de bastonlarına yaslanıp “tıpış tıpış” okula yürümeye çalışan büyük dedeler, büyük nineler…

Bugün pek çoğumuz okullardaydık…
İçimizde, tam da şuramızda minicik tıpırtılarla…
…..
Ah, siz bir de bu yazıyı dün, yani okulun ilk günü okuyacaktınız!..

———————————————————

Sadece sevgi
Öfkeliye, canayakınlıkla cevap ver.
Kötüye iyilikle…
Cimriye, hediyeler ver.
Gerçeklerle yalancıyı sustur…
Galibiyet nefret uyandırır;
Çünkü, yenilen mutsuzdur.
Yeryüzünde nefretle nefretin önüne geçilmez,
Sadece SEVGİYLE…
*Gön: Öznur Çolakoğlu/Bursa

Merhaba Muammer abi ve Sevgi Ailesi… İçinde yıldızların, çiçeklerin, güneşin, yağmurun, rüzgarın, şiirlerin, umudun ve güzel olan her şeyin olduğu bir şiir gönderiyorum, sana, size ve bize… Yani hepimize.
Sevgiyle.
Aslıhan Güngör


Adak

Sana şiirler okuyacağım, gitme
Güneşler doğacak yalnızlığımdan
Sana bir ışık getireceğim
Büyük aydınlığımdan

Sana bir dolu umut getireceğim
Küçük ellerine sığmayacak
Sana Afrika gecelerini getireceğim
Sımsıcak

Sana çiçekler getireceğim
Bozulmuş güz bahçelerinden
Sana bir serinlik getireceğim
Yağmur tanelerinden

Sana avuç avuç yıldız getireceğim
Güneşimden başka
Sana engin denizlerin maviliğini
getireceğim
Kopuk kopuk dalga dalga

Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
GİTME, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden

*Ümit Yaşar

Stop
Muammer Erkul
12 Eylül 2000 Salı  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir