Tatlı güzeli [25 Aralık 2009 Cuma]

Bana; “herkesin bildiği şeyleri neden anlatıp duruyorsun” diyenler, kendilerinin bilmediği başka okuyucularımızın da olduğunu bilemeyenler, diyerek söze başlayalım bakalım!.. 😉 İnsan zor anladığını kolay anlatırmış ya; ben de “aşureyi” anlatacağım, bakalım kolayca anlaşılacak mı?

Aşure tatlısı; tatlı güzeli… Aşure günü; günler güzeli… / Sense tatlı güzelim! 😉

Aşure günü ve tatlısının püf noktası ise şu: Aşure günü, aşure (veya başka tatlılar) yapmak, yedirmek sevap, ama aşure günü aşure pişirmenin ibadet olduğunu sanmak günah!..
Bizim için lazım olan; aşure pişirmek değil, aşure gününe kıymet vermek!
 
Aşure gününüz mübarek ve yaparsanız aşureleriniz bereketli, lezzetli olsun.
Yazım bu kadardı, bitti. Gerisini takvimden aktaracağım:

Muharrem’in onuncu gününe (yarın, cumartesi) Aşûre Günü, dokuzuncu günü ile onuncu günü arasındaki geceye de (bu gece) Aşûre Gecesi denir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Aşûre Günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü teâlâ Uhud Dağı kadar sevap verir.”
“Allahü teâlâ, Aşûre Günü’nü üstün kılmıştır. Allahü teâlâ, gökleri, yeri, dağları, denizleri, yıldızları, Arş’ı ve melekleri, Âdem aleyhisselâmı Aşûre Günü yarattı. İbrahim aleyhisselâmın dünyaya gelişi ve Nemrud’un ateşinden kurtuluşu Aşûre Günü oldu. İbrahim aleyhisselâma, oğlunun yerine kesmek için, büyük koç bugün ihsan edildi.”
Allahü teâlâ, birçok duâları Aşûre Günü’nde kabul buyurdu. Bugün aşûre pişirmeyi ibâdet sanmak, bidattir, günahtır. Muhammed aleyhisselâmın yaptığı veya emrettiği şeyleri yapmak ibâdet olur. Din kitaplarının yazmadığı, hakiki din âlimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak sevap olmaz, günah olur. Bugün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyafet, fakirlere sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. Bu günlerde oruç tutmak çok sevaptır. Yalnız onuncu günü değil, bir gün önceki veya bir gün sonraki günle birlikte tutulur. (www.turktakvim.com)

Stop
Muammer Erkul
25 Aralık 2009 Cuma

NOT:
Önceki Aşure zamanı sitemiz için yazdığımız ve "Seyir Defteri" bölümümüzde yayınladığımız "Tatlı güzeli Aşure" yazısını da okumak isterseniz, aşağıdaki adrese tıklayabilirsiniz:
http://www.muammererkul.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1970:seyir-defteri-06-ocak-2009-salatlzeli-a&catid=14:seyir-defteri&Itemid=25

.

10 yorum

  1. Aşure gece ve günümüz mübarek olsun, Allahü teala bereketinden istifade etmemizi nasip etsin.

  2. BANA ÖYLE BİR BAKIŞ BAKTINIZ RUHUMA BÜYÜK TEMEL ÇİVİSİNİ ÇAKTINIZ DİYOR ŞAİR…

  3. Aşure günü çocukluğum gelir aklıma, anam gelir içim sızlar gözlerim dolar komşular tabak tabak aşure getirirler bize, yok şimdi… Aşure de yok, anam da yok, eski komşular da yok, dostluklar da… İçim sızlıyor, kalbim acıyor kalbim!
    AYŞE, DÜRDANE, ERKAN beni yalnız bırakmayın çocuklarım beni yalnız bırakmayın.
    …….
    NOT:
    Ne duygusal satırlar, sizin adresinize bizim gruptan posta geliyor mu? Bize bir mail atın da adresinizi görelim…
    Muhabbetle 🙂
    M.E.

  4. Sohbet/M. Ali Demirbaş, 25 Aralık 2009 Cuma yazısı:

    YARIN AŞURE GÜNÜ

    Sual: Aşure günü ve gecesinin önemi nedir? CEVAP: Muharrem ayının onuncu günü yani yarın, Aşure günüdür. Muharrem ayı, Kur’an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşure gecesi yani bu gecedir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir. Hazret-i Âdem’in tevbesinin kabul olması, Hazret-i Nuh’un tufandan kurtulması, Hazret-i Yunus’un balığın karnından çıkması, Hazret-i İbrahim’in ateşte yanmaması, Hazret-i İdris’in canlı olarak göğe çıkarılması, Hazret-i Yakub’un, oğlu Hazret-i Yusuf’a kavuşması, Hazret-i Yusuf’un kuyudan çıkması, Hazret-i Eyyüb’ün hastalıktan kurtulması, Hazret-i Musa’nın Kızıldeniz’i geçmesi, Hazret-i İsa’nın doğumu ve ölümden kurtulup diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu. Aşure günü yapılması iyi olan işler:
    1- Aşure günü oruç tutmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur.) [Müslim]
    (Aşure günü, bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutarak Yahudilere muhalefet edin.) [İ. Ahmed] (Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutmalı.)
    2- Sıla-i rahim yapmalı, yani akrabayı ziyaret edip, hediyeyle veya çeşitli yardımla gönüllerini almalı.
    3- Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir’a)
    (Bugün aşure pişirmek ibadettir) diye, aşure pişirmek günahtır. Aşurenin bugüne mahsus ibadet olmadığını bilerek, bugün aşure veya başka tatlı yapmak günah olmaz, sevab olur. Bu inceliği iyi anlamalı. Tedavi niyetiyle sürme çeken, bugün de sürmelenebilir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü ismidle sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu. (Hakim)
    4- Çok selam vermeli. Hadis-i şerifte, (Aşure günü on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir’a)
    5- Çoluk çocuğunu sevindirmeli! Hadis-i şerifte, (Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur) buyuruldu. (Beyheki)
    6- Gusletmeli. Hadis-i şerifte, (Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) buyuruldu. (Şir’a)
    Bu sevablar, namaz kılan ve haramlardan kaçan itikadı düzgün mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.

  5. İSTİKAMET, Ahmed Doğrusözlü, 25 Aralık 2009 Cuma;

    BU GECE AŞURE GECESİ,YARIN AŞURE GÜNÜDÜR yazısı…

    Geçen hafta yazdığımız iki makâlede, hicrî-kamerî yılbaşı, Muharrem ayının fazîleti ve mübârek gecelerden bahsetmiştik. Hicrî-kamerî sene içerisindeki kronolojik sıraya göre mübârek gecelerin ilk ikisi, bu ay içerisindedir; bunlar da: Muharrem ayının 1. Gecesi ile 10. ( ya’nî Aşûre) Gecesidir.
    Bugün [25 Aralık 2009 Cuma günü] Muharrem ayının 9. günüdür. Muharrem’in 10. gününe “Aşûre Günü”, dokuzuncu günü ile onuncu günü arasındaki [bu] geceye de “Aşûre Gecesi” denir. Aşûre Gecesi, hicrî-kamerî sene içerisindeki sırasına göre on mübârek gecenin ikincisi olup bu ayın en kıymetli gecesidir.
    Mübârek gece ve günler, İslâm dîninin kıymet verdiği vakitlerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gece ve günlere kıymet vermiş, bu zamanlardaki, duâ ve tevbeleri kabûl edeceğini bildirmiştir.
    Hindistân âlimlerinden Mevlânâ Muhammed Rebhâmî’nin yazdığı Fârisî “Rıyâdu’n-nâsıhîn” kitâbında (s. 172) deniliyor ki: “İmâm-ı Nevevî, “el-Ezkâru’n-Neveviyye” kitâbında buyuruyor ki: “Gecenin oniki kısmından bir kısmını [bir mikdâr zamânı, meselâ bir sâat kadar vakti] ihyâ etmek, bütün geceyi ihyâ etmek olur. Yaz ve kış geceleri için hep böyledir.”
    Sevgili Peygamberimiz, Aşûre gününün fazîleti hakkında buyurdular ki:
    “Allahü teâlâ, Aşûre gününü üstün kılmıştır. Allahü teâlâ, gökleri, yeri, dağları, denizleri, yıldızları, Arş’ı ve melekleri, Âdem aleyhisselâmı Aşûre günü yarattı.
    İbrâhîm aleyhisselâmın dünyâya gelişi ve Nemrûd’un ateşinden kurtuluşu Aşûre günü oldu. İbrâhîm aleyhisselâma, oğlu [İsmâîl’in] yerine kesmek için, büyük bir koç bugün ihsân edildi.
    Fir’avun’un boğuluşu, Îsâ aleyhisselâmın göğe kaldırılışı, Eyyûb aleyhisselâmın belâdan kurtuluşu, Aşûre gününde olmuştur.”
    “Aşûre günü Nûh aleyhisselâmın gemisi, Cûdî dağına indirildi. O gün Nûh ve yanındakiler, Allah’a şükür için oruçlu idiler. Hayvânlar da hiçbir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, Benî İsrâîl için, Aşûre günü yardı. Yine Aşûre günü, Allahü teâlâ Adem aleyhisselâmın ve Yûnus aleyhisselâmın kavminin tevbesini kabûl etti. İbrâhîm aleyhisselâm da o gün doğdu.” [Taberânî]
    Allahü teâlâ, birçok duâyı “Aşûre Günü”nde kabûl buyurmuştur. Meselâ:
    Âdem (aleyhisselâm)’ın tevbesinin kabûl olması, İdrîs (aleyhisselâm)’ın diri olarak göğe çıkarılması, Nûh (aleyhisselâm)’ın gemisinin tûfândan kurtulması, İbrâhîm (aleyhisselâm)’ın Nemrûd’un âteşinde yanmaması, Yûnüs (aleyhisselâm)’ın balığın karnından çıkması, Yûsüf (aleyhisselâm)’ın kuyudan çıkması, Ya’kûb (aleyhisselâm)’ın, oğlu Yûsüf (aleyhisselâm)’a kavuşması ve gözlerindeki perdenin kalkması, Eyyûb (aleyhisselâm)’ın hastalıktan kurtulması, Mûsâ (aleyhisselâm)’ın Kızıldeniz’den geçip, Fir’avn’ın boğulması,
    Îsâ (aleyhisselâm)’ın vilâdeti ve Yahûdîlerin öldürmesinden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması hep Aşûre günü olmuştur.
    Muharrem ayının ilk on gününde oruç tutmak çok sevâptır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Ramazan-ı şerîf ayındaki oruçlardan sonra, en fazîletli oruç, Muharrem ayının orucudur. Farz namazlardan sonra en fazîletli namaz gece namazıdır.”
    “Muharrem ayında bir gün oruç tutana, bugüne karşılık otuz gün oruç sevâbı yazılır.”
    “Aşûre gününün fazîletine kavuşmaya bakınız. Çünkü o gün, Allahü teâlânın günler arasından seçtiği mübârek bir gündür. Bugün oruç tutan kimseye, Allahü teâlâ, meleklerin, peygamberlerin, şehîdlerin ve sâlihlerin ibâdetleri kadar sevâb verir.”
    “Aşûrenin fazîletinden faydalanın! Bu mübârek günde oruç tutan, melâike, enbiyâ, şühedâ ve sulehânın ibâdetleri kadar sevâba kavuşur.” [Şir’a]
    “Aşûre Günü’nün orucu, bir senelik geçmiş günâhlara keffârettir.”
    “Aşûre günü oruç tutan, o yıl tutamadığı [nâfile] oruçlarının sevâbına kavuşur.” [Deylemî]
    Peygamber Efendimiz, bir gün öğleye doğru buyurdu ki: “Herkese duyurun: Bugün [sabâhleyin] bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun. Bir şey yemeyen de oruç tutsun. Çünkü bugün Aşûre günüdür.” [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd]
    [İnşâallah yarınki makâlemizde, Aşûre günü yapılacak diğer işlerden bahsedelim.]

  6. Asure gününüzü en içten dileklerimle kutlar hayirlara vesile olmasini dilerim. Cenab-i Hak bu kıymetli günlerin hürmetine edilen dualarımızı kabul buyursun, insaAllahü teala. Amin.

  7. Bu arada “SALİH BÜYÜKOĞLU” beyefendinin yazısını okuyup ta duygulanmamak elde değil. Gözlerim doldu…
    Saygılar, selamlar Salih Bey.

  8. Biz insanoğullarına hediye edilmiş ne güzel, ne bulunmaz fırsatlar, aylar, günler var. Hepimize mübarek olsun. İmtihanlarımız kaldırabileceğimiz kadar olur inşallah. Böyle ayları ve günleri yalnız yaşamak durumunda kalmak ne acıdır kimbilir?

  9. Çok hoş bir yazıydı.
    Cenabı Allah razı olsun canım kardeşim…
    Muhabbetlerimle dualarınızı istirham ederim…
    Cumanız aşure, gün ve geceniz mübarek olsun…

    RAGIP KARADAYI

  10. İSTİKAMET / Ahmed Doğrusözlü
    26 Aralık 2009 Cumartesi

    AŞURE GÜNÜ YAPILACAK İŞLER…

    Dünkü makâlemizde de belirttiğimiz gibi, Kur’ân-ı kerîmde kıymet verilen dört harâm aydan biri olan Muharrem ayının onuncu gününe “Aşûre Günü” denir.
    Aşûre günü yapılacak işleri bildiren birçok hadîs-i şerîf vardır; onlardan bazılarını ve bugünde yapılacak işleri maddeler hâlinde ifâde edelim:
    1- Gusletmelidir. Hadîs-i şerîfte “Aşûre günü gusleden, Allahü teâlâ katında annesinden yeni doğmuş gibi günâhlarından temizlenir” [Şir’atü’l-İslâm] buyuruldu. [Tabîî ki bu durum, namaz kılan ve harâmlardan kaçan mü’min içindir. Bunlara riâyet etmeyen kimse, Aşûre günü, bir değil, def’alarca gusletse, günâhları affolmaz.]
    2- Müslümânlara çok selâm vermelidir. Bir hadîs-i şerîfte “Aşûre günü, on Müslümâna selâm veren, bütün Müslümânlara selâm vermiş gibi sevâba kavuşur” [Şir’atül-İslâm] buyuruldu.
    3- Bu günde ilim meclislerinde bulunmalıdır. Bir hadîs-i şerîfte “Aşûre günü, ilim öğrenilen veya Allahü teâlânın zikredildiği bir yerde, biraz oturan, Cennete girer” [Şir’atül-İslâm] buyuruldu. Bu gece ilim olarak, doğru yolun âlimlerinin İlmihâl kitaplarını okumalıdır. Ayrıca Kur’ân-ı kerîm okumalı, kazâsı olan kazâ namazları kılmalıdır.
    4- Çoluk-çocuğunu bu günde sevindirmelidir. Hadîs-i şerîfte “Aşûre günü, âile efrâdının nafakasını geniş tutanın, bütün sene nafakası geniş olur” [Beyhekî] buyuruldu.
    5- Fakîr, garîb ve yetîmleri sevindirmelidir. Hadîs-i şerîfte “Aşûre günü bir yetîmin başını okşayan kimseyi, Allahü teâlâ, yetîmin saçının her kılı için Cennette bir derece yükseltir” buyuruldu.
    6- Sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. Hadîs-i şerîfte “Aşûre günü zerre kadar sadaka veren kimseye, Allahü teâlâ, Uhud dağı kadar sevâb verir” buyuruldu.
    7- Sıla-i rahim yapmalıdır, ya’nî bugün akrabâyı ziyâret edip, hediyelerle veya çeşitli yardımlarla gönüllerini almalıdır. Hadîs-i şerîfte “Sıla-i rahmi terk eden, Aşûre günü akrabâsını ziyâret ederse, Yahyâ ve Îsâ’nın sevâbı kadar ecre kavuşur” [Şir’atü’l-İslâm] buyuruldu.
    8- Aşûre günü oruç tutmak sünnettir. Hadîs-i şerîfte “Aşûrenin fazîletinden faydalanın. Bu mübârek günde oruç tutan kimse, melekler, peygamberler, şehîdler ve sâlihlerin ibâdetleri kadar sevâba kavuşur” buyuruldu. [Şir’atü’l-İslâm]
    Öteden beri Kureyş de, Resûlullah da Aşûre günü oruç tutarlardı. Peygamberimiz, Medîne’ye gelince de, yine o gün oruç tuttu ve tutulmasını da emretti. (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî,)
    9- Nûh (aleyhisselâm) gemide aşûre tatlısı pişirdiği için, Müslümânların Muharremin onuncu günü aşûre pişirmeleri ibâdet olmaz. Bugün aşûre pişirmeyi ibâdet sanmak, bid’attir, günâhtır. Muhammed (aleyhisselâm) ve Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) böyle yapmadılar. Muhammed aleyhisselâmın yaptığı veyâ emrettiği şeyleri yapmak ibâdet olur. Dîn kitâblarının yazmadığı, hakîkî dîn âlimlerinin bildirmedikleri şeyleri yapmak, sevâb olmaz; günâh olur.
    O gün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyâfet, fakîrlere sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. Aşûreyi de bir gün önce veya bir gün sonra pişirmekte mahzûr olmaz.
    Aşûre pişirmenin o güne mahsûs ibâdet olmadığını bilerek, o gün veya Muharremin diğer bir gününde, aşûre tatlısı veya başka bir tatlı yapmak ise günâh olmaz, sevâp olur. Bu inceliği iyi anlamalıdır.
    10- Hazret-i Hüseyin (radıyallahü anh), 10 Muharrem’de 72 kişilik maiyetiyle birlikte şehîd edildi. Sevgili Peygamberimizin mübârek torunu, o büyük imâmın şehîd edilmesi, elbette bütün Müslümânlar için çok büyük bir musîbet ve üzüntüdür. Müslümânlar, Kerbelâ fâciasını hâtırlayınca her zamân üzülür, kalbleri sızlar, gözleri kan ağlar.
    Hazret-i Hamza, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hasan’ın şehîd edilmeleri de, böyle büyük birer musîbet ve üzüntüdür.
    Fakat Peygamber Efendimiz, çok sevdiği amcası Hazret-i Hamza’nın şehîd edildiği günün yıl dönümlerinde mâtem [yas] tutmadı. Mâtem tutmayı da emretmedi.
    İslâmiyyette mâtem tutmak olsaydı, Resûlullahın Tâif’te mübârek ayaklarının kana boyandığı ve Uhud’da mübârek dişinin kırılıp, mübârek yüzünün kanadığı ve vefât ettiği günlerde mâtem tutulurdu. Yine mâtem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber Efendimizin ölümü için mâtem tutulurdu…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir