Tavuk [17 Eylül 2010 Cuma]

Hadi bugün, bir tavuk olduğunu düşün! Tavuk tavuk, bildiğin tavuk: Yusyuvarlak açılmış gözlerle etrafına bakınan… Ot, et, tohum, meyve, sebze, canlı, cansız, bulabildiği her şeyi yiyen… Toprağı eşeleyen, yetişebildiği dallara sıçrayan;
Ve belli zaman aralıklarında yumurtlayan tavuk…

Bazısı korkar, bazısı sever; bazısı onlarla ilgili hiç bir şey bilmez, bazısı da haklarında her şeyi bildiğini sanır. Tavuklarla biraz ilgilendiğiniz zaman fark edersiniz ki; çok özel ve güzel mahlûklardır. Hiç biri bir diğerine benzemez. Her birinin huyu vardır; inatları, kabiliyetleri, kendilerine has korkuları, alışkanlıkları vardır…
Bütün bunca hususiyetleri yanında, en önemli özelliklerini ise zaten herkes bilir: Tavuklar, yumurtlar… Ve eğer doğal beslenmekte olan bir tavuksa yumurtasını aldığınız, bilin ki o yumurta sadece lezzetli bir yemek değil; aynı zamanda bir kıymetli hazine, bedeli ödenemeyecek olan bir şifa topu, değerli bir ilaç, vücut tuğlalarınızı birbirine sımsıkı yapıştıracak olan yapı harcıdır…
Bir tavuk; nerede, nasıl, ne kadar doğal ve ne kadar doğru beslendiyse, size vereceği yumurta o kadar kıymetli olur… (Okuduğunuz satırlar ise zaten size çoktan söylemiştir. Eminim anlamışsınızdır; şu anda tavuk misali verilerek, insan anlatılmaktadır!)

Bir de şunu yapamazsınız: Size deseler ki “Uzun yıllardır her gün yumurtluyorsun. Bugün de elmala!.. Misal, bir limon koy önümüze. Bazı günler domates, bazı günler turp, bazen de salatalık alalım senden. Zor gelirse bunlar zeytin yap bari, değişiklik olsun!..”
Bunlar mümkün değildir işte. Denese bile sadece benzeri olur! Çünkü her tavuk bildiği işi yapar, eserini koyar ortaya. Yumurtasının içinde bulunan maddeleriyse; yemlendiği yemlikten, beslendiği topraktan veya eşindiği çöplükten almıştır… Yani, eseri olan yumurtasının terkibi; kendi içinde bulunan maddelerden mürekkeptir her tavuğun!
İşin, eserin, yumurtan; “sana” benzer!

 

Stop
Muammer Erkul
17 Eylül 2010 Cuma

2 yorum

  1. Bu yüzden demek ki, ne yaparlarsa yapsınlar, bazı müessirlerin eserlerinin misssler gibi kokması…
    Bazı eser sahiplarinin ise, “ne” yaparlarsa yapsınlar midemizi hoplatması!
    Bazılarının yumuşacık “ürünü”nü yerken içine karışmış sert bir cisimle dişimizden olmak! Veya; hoş kokularla başlamışken iğrenç bir kokuyla midemizden olmak!
    ..Bu yüzdendi demek ki…

    Nerden beslendiğimize DİKKAT!

    h…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir