Az önce birini düşünüyordum… İyi insan, ama bu iyiliği tanımlayamıyorum, diyordum. Bir programda onun nasıl biri olduğunu sorsalar, anlatamam. Bilirim, ama anlatamam; kelimelere dökemem, diyordum!..
Bazı insanları belirtmek kolaydır; şu adam iyi yazı yazar, şu çocuk çok hızlı koşar, şu hanım çok lezzetli yemek pişirir, gibi…
Bazı iyilikler de kolayca ifade edilir;
Şu yardımsever insan çevresinden eşya toplar ve onları tespit ettiği ihtiyaç sahiplerine ulaştırır!.. Şu kişi, az veya çok ama her maaşının bir kısmını mutlaka ayırır ve birkaç tane dahi olsa kitap alıp, okuyacağına inandığı insanlara o ay içinde hediye eder…
İyilik nedir?.. İyilik kaç çeşittir?..
Çiçekler nedir?.. Çiçekler kaç çeşittir?..
Papatyalar yayılmıştır çimenlere tarlalar genişliğinde, bembeyaz… Gelincikler, ki aah; nâz ile sallanıp el değmeyen tümseklerde, titrer ve titretirler içimi… Sarmaşık gülleri sarılır tırmanırlar boynuma, tutunur yapışırlar tenime küçük, pembe öpücükler gibi… Katırtırnakları sapsarı birer destedir şehir kenarlarında; yüreği buruk yolculara el sallayan veya hasret yüküyle gelenleri karşılayan!..
Sonra… Sonra, menekşeler kadar derin ve buğulu kim bakabilir?.. Hanımeliler gibi kim kokabilir?.. Kim yakabilir içimdeki çırayı, bir nar çiçeği gibi?..
Ve yâr çiçeği gibi kim akabilir; cândan içeri?..
Sayabilen var mı;
Kaç çeşittir çiçekler, ve kaç çeşittir, çiçeklere benzeyen iyilikler?..
Bazı insanlar iyidir, güzeldir; onları koklamak, seyretmek, dinlemek pek hoştur…
Bazı insanlar iyilikleriyle anılır, bazı iyiliklerse bazı insanlarla…
Hani, bazı bahçeler çiçekleri ile, bazı çiçekler ise bahçeleriyle hatırlanır ya, onun gibi!..
…..
Bazı insanlarınsa özel bir rengi yoktur, bariz bir kokusu yoktur, hatırda kalacak bir görüntüsü yoktur… Sesi yoktur hatta, nerdeyse soluğu bile yoktur!..
Ama, onlar iyi insanlardır…
Onlar gerçekten iyi insanlardır, ve de kaynağıdırlar sanki iyiliğin, güzelliğin, ferahlığın…
Çiçekler kaç çeşittir, diye sorduk ya, bilmiyorum; iyiliğin de kaç çeşit olduğunu bilmediğim gibi…
Ama biliyorum ki; şu renksiz, ve kokusuz, ve şekilsiz topraktan biter, çıkar, büyür renk renk, koku koku ve şekil şekil bunca çiçek!
Bazı insanlar, anlatılamaz işte… İfade edilemez;
şu iyiliği, şu güzelliği var, diye!..
Çünkü onların içindedir, özündedir güzellikler…
Ve işte onların… Yani toprağa benzeyen bu insanların içinden büyüyen çiçeklerdir; şekil, renk ve kokularıyla yeryüzüne yayılan…
………
Annelerimizin ellerinden öpüyorum.
Dünyada dert görmeyin, ve mekânınız cennet olsun inşallah…
Stop
Muammer Erkul
25 Eylül 2002 Çarşamba