Türk kimdir? (3) [02 Ekim 2003 Perşembe]

Türk odur ki; tepesinden alıp çiğnediği sakızı çiğnemekten yorulunca, tekrar çiğnemek üzere kafasının üstüne yapıştırır, demiştik ya…
Peki, bilin bakalım, şu kimdir?..
Sokakta tanıdığı birini görür görmez, direksiyonu aniden üstüne doğru kırar ve gaza basıp, kaldırıma kadar kovalar…
Bu “adam çiğneme” oyunu sırasında, diğeri kaçamaz da bir yerine bir şey olursa;
“N’oolmuş ki?.. Sevdiğimiz için yaptık, kıymetini bil” diyerek fırça atar!..

-Merhaba. Türk kimdir, yazılarınız acaba Türkleri biraz aşşağılayıcı değil mi? Bütün yazılarınızı diskete alıyorum, ama o yazınızı almayacağım. Sevgimle…
-Belki haklısınız; bunları diğerleriyle birlikte diskete almamakta, çünkü bu yazılar uzun zamandır yazdığımız tarzdan biraz farklı.
Fakat Türkleri aşağılamakla ne alakası var, anlayamadım?..
Eğer biz, kendi kendimizi zorlamazsak nasıl doğrulabiliriz ayağa, veya aynalara bakmazsak nasıl görebiliriz suratımızı?..
Örnek ister misin?..
İki saatliğine tutulmuş salonda, salon dolusu insanın, birkaç milyon takı takmak için, ve “neden yapılır şu saçmalık” diye oflaya puflaya bir buçuk saat ayakta, hem de kuyrukta dikilmesi hangi mantığa sığar?..
Bu takıların-hediyelerin başka bir şekilde sunulmasının hiç çaresi yok mudur?..
…..
Bu yazılarımızda kendimizi hafiften ‘ti’ye alıp, eksiğimizi gediğimizi fark etsek, ama bunu da tebessüm ederek ve tebessüm ettirerek yapsak hoş olmaz mı? Üstelik, ne “ilaveler” geldi okuyanlardan, bilsen çok gülerdin…
Rahat ol, gevşe…
Bunun Türklükle, Kürtlükle, Arnavutlukla, Rumlukla ilgisi yok; ben de senin kadar Türk’üm, Türkiyeliyim…
Biz bu topraklar üstünde omuz omuza yaşadığımız insanların doğru-yanlış, düzeltilebilir-düzeltilemez alışkanlıklarından bahsediyoruz. Kim bilir sen de neler biliyorsundur, öyle değil mi?.. Hadi devam edelim.

Türk odur ki; Türk kimdir notlarının (kendini yansıtan) yarısını okurken;
“-Hii, bunu ben de yapıyorum, kimse duymasın. Ama başka yapanlar da varmış, yalnız değilim” diye düşünür…
İkinci kısım (kendinin yapmadığı, veya “artık” yapmadığı) yazıları okurken ise;
“-Böyle şey de yapılır mı kardeşim? Ne biçim insanlar var, milleti ele güne rezil ediyorlar… Hadi belki yapılır da, peki bunlar yazılır mı?..” Diyerek tepki gösterir ve güya memleketin “namusunu” kurtarır…

Türk odur ki;
Gördüğü insana, önce “Nerelisin” diye sorar. Cevabını alır. Söylenen yeri bilmez, ama mutlaka şunu da sorar:
“İçinden mi?..”
Türk odur ki; mektuplarına, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperek başlar, ve kestane kebap, acele cevap, diyerek bitirir…

Ve, bilin bakalım, havada kar görünce;
-Eyvah, kar yağıyor!..
Koş oğlum on tane daha ekmek kap da gel. Eğer geç kalırsan bize kalmaz, diyerek oğlunu bakkala koşturan kimdir?..

Stop
Muammer Erkul
02 Ekim 2003 Perşembe


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir