-Babamı görsen, var ya, inanamazsın, dedi…
-Hayırdır, ne var ki, ne oldu?
-Bir haftaya yakın bizde kaldılar, bana “nasılsın oğlum” dedi… Kendi arabasına beni aldı ve benim işlerim için günlerce birlikte dolaştık, sohbetler ettik… Görsen, babam gitmiş de sanki bambaşka bir adam gelmiş onun yerine…
-Biliyorum, dedim gülerek. Ben de gördüm anlattığın o “değişik” adamı!.. Çünkü yakın zamanda tam iki hafta birlikteydik. Hemen her gün görüştük, yemekler yedik, gezdik. Tatil bitmeseydi, imkânı olsaydı iki hafta daha birlikte vakit geçirirdik.
Peki ya torun-dede, araları nasıldı?..
-Bu kadar olur yani… Dedim ya, babam bambaşka bir insan olmuş; çevreye bakışı değişmiş, insanlarla alâkadar olması değişmiş ve bu ilgiyi açıkça göstermeye başlamış… Anlamadım ama; işi gücü bırakınca, parayla ticaretle uğraşmayı bırakınca böyle oldu galiba!
-Hakikaten ya, başka örnekleri de çok. Demek, öyle bir zamanı geliyor ki; insanlar, olayların insanî boyutuna, insanların da gönül boyutuna bakmaya başlıyor… İşte bunun adı; “dede olma zamanı“dır belki de!..
Gülüştük. Sonra, çok mutlu bir ses tonuyla;
-Biliyor musun, dedi. Oğlum dedesini hep bu haliyle hatırlayacak!..
Günlerdir hep bu takıldı aklıma. İşte o söz: “Biliyor musun, oğlum dedesini hep bu haliyle hatırlayacak!..”
Bayıldım bu cümleye. Zihnimin derin yerlerinde bazı kalın anahtarlar döndü… Dedelerimizi hatırlama şeklimizi hatırladım. Dedeli hatıralarımıza asla toz kondurmayışımızı hatırladım. Sanırım bu açıdan ilk defa gördüm konuyu ve insanlardaki dede sevgisi bambaşka bir boyutuyla yeniden çıktı karşıma…
Dedeler olmasaydı, inanın bir şeyler hep eksik kalacaktı!
Ve ayrıca…
Yıllaardır fotoğrafını cüzdanımda taşıdığım tek velet… Kara gözlüm, böğürtlen güzelim, ağır abi Haktan’ım büyüdü de sünnet oldu. Önce ben olmak üzere, bütün sevenlerini tebrik ediyorum…
Ve bu dedeli yazıyı da, Haktan’ın dedesi eniştem İhsan Topçu’ya hediye ediyorum…
Stop
Muammer Erkul
16 Temmuz 2010 Cuma
Ben dedemi hatılamıyorum.
Çünkü dedelerim ben çok küçükken hakkın
rahmetine kavuşmuşlar…
Köyde özellikle de bayramlarda,
İsa Dedenin, Musa Dedenin, İshak Dedenin
buna benzer hep eski isimleri olan lâkapları
olan dedelerimizin ellerini öper, hayır dualarını alırdık.
Dedesi sağ olanlar çok zengin,
çok şanslılar. Çünkü büyük atalarını
tanıma şansına ve zenginliğine sahipler.
Ellerimizdeki KIYMETLERİN, ZENGİNLİKLERİN
kadrini, kıymetini bilelim. Her gün, kendimize
bunları HATIRLATALIM.
SAVAŞÇI…
:-))))
SAVAŞÇI
Dedeler olmasaydı, inanın bir şeyler hep eksik kalacaktı!
…
Ne dedemi tanıyabildim ne de babamı!
Hayata yarım başlamak ne kötü bir duygu ve biliyormusunuz o yarım kalan hayat hiç tamamlanmıyor.