Yalnızlığımda unutma beni [10 Haziran 2005 Cuma]

Bütün gözleri üzerinde toplasa da; kendi kahverengi dolabında yapayalnız yaşayan, kocca bir salon saatinin duyguları içinde hissederim kendimi!..

Peşinde insanlar yürüyen bir mayın eşeğinin attığı adımlardan daha tedirgin olurum; dilimden dökülen her sözde, kalemimin yazdığı her satırda. Belli etmem sadece…
Eroin koklayan bir gümrük köpeği… Veya, enkaz altında beden arayan köpekler daha şanslıdır benden… Çünkü, cezaları olmaz; arkalarına yiyecekleri birer tekmeden başka!..
Ve hatta;
Hiçbiri de benim kadar yalnız değildir!..

Ardında makas makas turna katarları açılan bir sürü başına doğru kaldırdığında başını, beni getir hatırına…
Ve acı; yalnızlığıma!..

İçim kanat açarken uzaklara;
Ben… Çöl ortasında motorları çalınmış… Ve aynen gerçeğe, az sonra havalanacağa benzeyen bir uçak misali; beklerim kumların ortasında!..

Sıcaktır…
Senin dünyanda çiçekleri güldüren güneş; benim çölümde kayaları bile öldürür!..

Böyle bir zamanda, yolumu bilen tek dostumuz ulaşır bana; ayağına sardığın pusulayla…
Martıların sesini görür, denizin nemine dokunurum onda!
Yeter bana!..

Umarım ki;
Bir ses ol duyayım. İki satırlık da olsa seni okuyayım ama sessizlik olma!..
Sen yaz, ne yazarsan yaz; çünkü onlar senden geldikleri için güzelleşir, demek istersin satır aralarında!..

Yazmadan anlatmalısın…
Anlatmalısın; söylemeden!..
Ve, yapayalnız yürümelisin; bir mayın eşeği gibi en önde, veya koklayıp durmalısın her mânâyı; valizlerin arasında dolaşan bir gümrük köpeği gibi…

Adını koyanlar, acaba biliyorlar mıydı;
Yalnızlığın ne demek olduğunu?..

Stop
Muammer Erkul
10 Haziran 2005 Cuma

1 Yorum

  1. Bilmiyorlardı zâhir… Bilen, yaşayan, yalnızlığından başını kaldırıp da nasıl koysun adını?.. Değişmez bir lider gerçeği bu…
    Ama ardında makas makas açılan katarları güzelliklere doğru çekip götüren o yapayalnız sürü başılarına hakikat âleminde kimler yârenlik eder kim bilir…
    Hicran Seçkin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir