(Reha bey benim dostumdur.
Şimdi uzakta olsak bile hiçbir kandili sektirmez, bayram veya milli günlerde ilk onun mesajı gelir telefonlarımıza.
Sabah baktım ki kendisine gelen bir postayı aktarmış bana ve diğer dostlarına.
Teşekkürler Reha Kaleli; ben de senin adına okunmaya açıyorum bu ibretlik hikayeyi…)
……….
Gerçekten yaşandığını, söyleyerek başlıyor hikâye ve şöyle devam ediyor:
Bu olay 14 ekim 1998 de, kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşti.
Bir hanım yolcu, siyahî bir adamın yanında oturuyordu.
Kadın, ne kadar sinirli olduğunu belli etmeye çalışan tiz bir sesle hostesi çağırdı. Ondan, başka bir yer bulmasını istedi…
Çünkü böylesine antipatik; sevimsiz ve itici birinin yanında oturmak istemiyordu!..
Hostes, bütün uçağın dolu olduğunu, söyledi. Fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağım, dedi…
Diğer yolcular şaşkınlık içindeydiler. Olayı tiksintiyle izliyorlardı… Çünkü sadece bu kadının terbiyesizliğine değil; üstelik bir de, yolculuğuna birinci sınıf mevkide devam edeceğine şahit oluyorlardı…
Zavallı adamcağız ise çok kötü bir durumda olmasına rağmen hiç cevap vermemeyi tercih ediyordu…
Tansiyonu yükselten kadın ise kendinden emindi. Hem birinci sınıfta hem de yanındakinden uzakta uçacağını biliyor gibiydi…
Birkaç dakika sonra hostes geldi.
-Çok özür dilerim geciktim, dedi. Söylediğim gibi, gerçekten de uçakta boş yer yoktu. Birinci sınıftaysa bir yer buldum. Buna çok memnun oldum. O yeri bulmak biraz zamanımı aldığı için geciktim…
Kadının memnuniyeti yüzünden belliydi. Etrafına küçümseyerek bakıyordu… Hostes konuşmasına devam etti:
-Yeri buldum, ama değişiklik için pilottan izin almam gerekiyordu…
“Hiç kimse, problemli birinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz” diyerek, pilotumuz bu değişiklik iznini verdi…
Diğer yolcular gerçekten kulaklarına inanamıyorlardı!..
Bu sırada “muzaffer” kadın, değişiklik için kalkmaya hazırlanırken, hostes, sessizlik içinde oturmakta olan siyahî yolcuya dönerek:
-Beyefendi, dedi… Sizi, uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için, lütfen beni takip eder misiniz?..
Ayrıca, seyahat firmamız adına;
“Böyle nahoş bir olaya sebep olan birinin yanında, sizi bir süre oturmak mecburiyetinde bıraktığımız için” kaptan pilotumuz çok özür diliyor…
O an, uçağın içinde bir alkış tufanı koptu… Bütün yolcular hep birlikte, uçak personelini tebrik ediyorlardı. Çünkü bu çözüm herkesi memnun etmişti, sadece bir kişi hariç!..
Bu olay kaptan pilot ve hostese ödül getirdi. Firma sorumlularıysa uçuş ekiplerinin; “yolculara davranış konusunda” eğitimine daha fazla önem vermeye başladılar… Bütün ofislerdeki personelin görebileceği yerlere şu mesaj kondu:
“İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler.
İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler.
Ama insanlar; onlara, kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar…”
Hikaye (arkadaşlarına da gönder) diyerek bitiyor… Aslında bu, benim okuduğum ilk hikâye değildi; başka versiyonunu görmüştüm: Ya bu zenci, benzer hikâyedeki başörtülü hanımın yerine monte edilmişti veya buradaki siyahi yolcunun yerine bir başörtü mağduru konarak olay yeniden anlatılmıştı…
Onu aktarmadım size haliyle; zülfü yâre dokunur diye!
Stop
Muammer Erkul
15 Nisan 2007 Pazar