Bu köşe başladığı zamandan beri, dostlardan bahsetmekten çekinmedim. Mümkün olduğunca da çok isim yazmaya dikkat ediyordum; özellikle Stop köşemizin hareketli olduğu ve geniş yayınlandığı yıllarda.
Size bir soru:
Adından bahsedilmek insanların hoşuna gidiyor, öyle değil mi?
Değilmiş aslında, bunun da bir yolu yordamı varmış…
Günün birinde bir dostum gelip suratını ekşitti ve şöyle dedi:
-Senin bütün yazılarını okuyordum. Ama bundan sonra hiçbir yazını okumayacak ve seni protesto edeceğim!..
-Tamam da abicim, neden?..
-Çünkü sen kaç defadır benden bahsediyorsun!..
-E, bu iyi bir şey değil mi, ben senin bundan hoşlandığını biliyordum?..
-Artık hoşlanmıyorum, benimle ilgili yazmanı istemiyorum ve yazdıklarını da okumuyorum…
Meğer; mizahi yazılarda bu arkadaşımdan bahsettiğim zaman, hanımı, kocasının alaya alındığını zannediyormuş!..
Ne yapayım, ben de bir daha yazamadım…
Aslında ben, yazıların içinde özellikle (genellikle) kendimle dalga geçerim, bilirsiniz… Hatta anlatırken, karşımdakinin hatasını bile kendi üstüme çekerim ki; böyle olunca hem yazı ısınır, hem de kimse kırılmaz, öyle değil mi?
Değilmiş!..
Bir gün yanıma gelen arkadaşım dedi ki:
-Senin yazılarına ve benim hakkımda yazdıklarına bayılıyorum… Üslubun da, konuyu yakalayıp işleyişin de harika. Sana anlattıklarımı veya beraber yaşadıklarımızı sen anlattığın zaman, bunları sanki yeniden yaşıyor ve aynen bir roman yahut film keyfi ile okuyorum ve bundan da büyük zevk alıyorum…
Gevşek bir haldeydim. Sırıtarak dinliyordum arkadaşımı. O devam etti:
-Ama karımı biliyorsun… Özellikle bu günlerde anlattığın seri hikayelerde ismim geçtikçe kıyameti kopardı ve işyerine gelen gazeteyi iptal ettirdi. Mümkünse artık benim ismimi kullanma…
-Peki sebebi ne? Dedim şaşkınlıkla.
-Dünya görüşü farklı olduğu için, sizin gazetede, kendi kocasının isminin yayınlanmasını hazmedemiyor!..
-Tamam, dedim. Başka ne diyebilirdim ki?.. Hatta anlattığım hikayenin yayınlanmamış olan devam kısmındaki isimlerini bile çıkardım…
Bir gün sonra (şimdi boşanmış olan) sevgili arkadaşım beni aradı, teşekkür etti…
Başka örnekler de sıralamıştım alt alta, ama sildim şimdi diğerlerini…
İsimlerin, köşelerimizde yayınlanmasından yanayım ben. Çünkü şuna inanıyorum ki; sizler (bizim okuyucularımız) iyi insanlarsınız… İyi insanlar ise, iyi şeyler düşünür-söyler ancak okudukları isimler hakkında…
Öyle değil mi?..
…..
Ama bunca yılın ardından yazarlık bana ne öğretti, biliyor musunuz?..
Yazmayabilmeyi!..
Sanırım yazar; böyle olunuyor… Sanırım ben de "yazmayabilerek" yazar oldum!
Stop
Muammer Erkul
31 Temmuz 2003 Perşembe