Yüreğimiz konuşur [13 Mart 2002 Çarşamba]

Sarmaşık güller dolanmıştır başına hani… İncecik dikenleri vardır, çizer ya ellerini cam kırıkları gibi; canın kırılır!.. 

Canın kırılır;
Senle ben arasındaki camın kırıldığı gibi! 

Can ve cân arasındaki cam çekildiğinde aradan, kan sızar yaradan…
Ben sana akıtırım içimde ne varsa, sen de bana akarsın kendin kadar yaradan!.. 

Sarmaşık güller dolanmıştır başına hani; benim kadar sırnaşık!..
Ve benim gibi sivridir tırnakları, içine batar!
Ve belki… Belki de tırnaklarım gibidir her uzvum, içinde yatmak için verirler bu savaşı… Açasın diye kapılarını… Kalmasınlar diye dışarda…
Kalmasınlar diye; dışında!
Dışarısı soğuuk;
Dışın, soğuk!.. 

Sarmaşık güller dolanmıştır başına hani; bütün dikenleriyle…
Tırnaklar ne işe yarar?.. Diiil,,, ve dişleer,,, ve bakışlarla sarılmışken başına, sorarım; "ne işim var dışarda", neden ben "dışından" sarılmaktayım sana?..
Ve sen!..
Sorsana sana;
Hangi kapı içinden dövülür?..
…..
Açsana kapılarını!.. 

Sarmaşık güller dolanmıştır başına hani… İncecik dikenleri vardır… Cam kırıkları gibi çizince ellerini; küçücük tomurcuklar patlar ya teninden!..
Sen, yaralarını öpersin;
…..
Kendine bile göstermeden!.. 

Ve bir gün:
…..
Aynalar geri döner, bulutların gözünden; uzuun eteklerine…
Sen, salkım söğüdüm; esnersin bana doğru, eser gibi!.. Ve ben… Çöküp sudaki aksinin başına, hayalinle yıkarım suratımı;
İlham gölünden!.. 

Söyleme… Bilirim, diyemediklerini ve söyleyemem üzerinde saçlarını salladığın şu gölü; bulutlarımın doldurduğunu…
Söyleme… Bilirim, sessizliğinin; söyleyeceklerinin olmamasından olmadığını!
Söyleme… Bilirim, bu göle ancak, kırılan dallarından damladığını… 

İşte, bunun için yeter bize birer bakış…
Bunun için dilsizler gibi;
Yüreğimiz konuşur!

Stop
Muammer Erkul
13 Mart 2002 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir