Zaten, bal mı yapardım!.. [20 Ekim 2002 Pazar]

Koskoca alemin ortasındaki koskoca dünyanın ortasındaki koskoca bir salonun ortasında, oturuyordum;
Kendi içime, kapıcı gibi!..
…..
Panayırların umurunda mıydı duymayan kulaklar?..
İşte ben;
Kocca bir lunaparkın, sağır biletçisiydim!.. 

Bu koltuk, taştan oyulmuş!..
Boyun adalelerim, başımı tartamaz gibi!..
Avizem;
Paraşütü açılmadığı için korkudan donup kalmış bir adam gibi… Ben ona, o bana; bakışıyoruz şaşkınlık içinde!.. 

Koskoca alemin ortasındaki koskoca dünyanın ortasındaki koskoca salonumun ortasında oturuyorum;
Kendi içimde oturur gibi…
…..
İçim mi dışımdan geniş, yoksa dışım mı içimden derin?.. 

Bilmemek ne rahatmış!.. 

Bir bal arısı geliyor…
Önümden geçerken iğnesiyle yırtıyor, bütüüün ufkumu;
Bir uçtaan bir uca…
…..
Savruluyor bir şeyler, ve ben savruluyorum; bu yırtılışın rüzgârıyla!.. 

Tutunmalıyım… Tutunmam lazım… Tutunmam gerek…
İki elimde, iki etek;
Ha düştü ha düşecek!..
Bir teyel gibiyim şimdi; içim ve dışım arasında!.. 

Koskoca alemin ortasındaki koskoca dünyanın ortasındaki koskoca salonun ortasında otururken önümden geçen arı, sarsılıyor aniden!..
O ne?..
Lezzet görüldüğü halde mekân mı bitiyor, yoksa bir başdönmesi mi şaşkına çeviriyor böyle, yolcuyu?.. 

İşte ben…
Gözümün seni gördüğü yerde, görünmeyen camdan duvarlara toslayıp duruyorum; bir bal arısından farksız!… 

Zaten bal mı yapardım tadının hayaliyle, zaten bal mı yapardım; sana kavuşmuş olsam!..

Stop
Muammer Erkul
20 Ekim 2002 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir