Ben, aslında… [06 Temmuz 2006 Perşembe]

(Çoğunluğa uymak…)

……………

Ben, bir desti toprağıyım;
Karılır çamur olurum ve şekle girecek hamur olurum…
Ben bir desti toprağıyım;
Beklerim pişmeyi ve özlenen bir kap olurum…
İçimde serinleyen suları akıtınca bardaklara, kanar içi yanan insanlar!
Ben bir desti toprağıyım…

Bütün topraklarla beraber toplandım ben de; kürek kürek, kamyon kamyon…
Bütün topraklarla beraber yığıldık aynı yere; öbek öbek, tepe tepe… Sular tutuldu üzerimize hortumlarla, derelerle… Sonra çiğnendik tekerlerle, çizmeler altında… Karıştırıldık birbirimize her birimiz; hangimiz hangimizdik, şaşırdık!

Ben, bir desti toprağıyım;
Ustamın elinde alırım son şeklimi…
İçim kıvama gelince sırrımı da sararlar dışıma ve parlayan renklerle albenim verilir…
Yemek sofraları bensiz olmaz ve sohbet meclisleri…
Muhabbet, yudum yudum içilir su gibi; ve suyum, muhabbet gibi şifadır…
…..
Bilirim, ben bir desti toprağıyım;
Ve her desti toprağı gibi, içimde serin sular bulunduracağım günleri beklerim…

Bütün topraklar gibi ve bütün topraklarla birlikte toplandım ben de: Yığıldık üst üste, hep birlikte ıslandık ve karıldık birbirimize…
Nasılsa herkes toplanıyordu aynı yere, nasılsa herkes ıslanıyordu aynı suyla ve nasılsa herkes karılıyordu birbirine… E iyi de, herkes herkese karışınca nasıl anlaşılacaktı kimin kim olduğu?..
Biri dedi ki: “Baksanıza, birimizin yaşadığıyla diğerlerinin başına gelen aynı… Yalnız değiliz yani, endişe edilecek bir şey yok; çünkü her birimiz, herkesin yaptığını yapıyoruz sadece!..”

Ben bir desti toprağıydım, bunu biliyordum…
Günü gelince sofralarda, sohbetlerde bulunacağıma… Ve sair zamanlarda raflarda, köşelerde korunacağıma inanıyordum…
Ben bir desti toprağıydım; hamurumda bu özellik vardı…

Aslında içimde bir ürperti olmuştu herkesle birlikte toplandığımda ve ciddi endişeler hissetmiştim; “herkes yanılıyor olacak değil ya” sözünü duyduğumda…
Buna inanmak işime gelmişti!
Herkesten biraz daha fazla elenmek, herkesten biraz farklı ıslanmak, herkesten daha çok yoğrulmak ve santim santim işlenmek zor gözükmüştü gözüme;
..bir desti toprağı olduğumu unutmadığım halde…

Herkesle birlikte kalıplara döküldüm… Herkesle birlikte fırınlara sokuldum… Herkesle birlikte kamyonlara yüklendim…
Ben bir desti toprağıydım aslında, yerim burası değildi, kıymetimi anlamıyorlardı…
Fabrikadan çıkarken, bizi taşıyan kamyon durdu.
“Nereye götürüyorsun bu tuğlaları” dediğini duydum kapı bekçisinin… Şoför cevap verdi:
“Şehir meydanındaki hela inşaatına!”

Stop
Muammer Erkul
06 Temmuz 2006 Perşembe

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir