Soran olursa söyle…
Söyleyen olursa sus!..
…..
Bu ne demek, biliyor musun?..
Şu demek:
Sana gelip, seni bulup, ama besbelli ki öğrenmek için soran olursa söyle ona; çünkü bilmediği için sormuştur.
Şimdi söyle.
Çünkü vereceğin cevabı merak edip soran kişi; odasının kapısını sana o an açmıştır, belki bir daha almaz seni içeri!..
Sadece doğru bildiğini söyle…
Çünkü bu odanın içinde bulunan ve üzerine bu soru yapıştırılmış olan çekmece; senin şu an vereceğin cevap konduktan sonra kapanacaktır…
Sadece cevabı söyle…
Çünkü lafının önünde ve arasında söylediğin uzun ve anlamsız sözlerle belki çekmece dolacak, ve bu soruya cevap olacak olan asıl lüzumlu bilgileri taşıyan kelime ve cümleler sığmayıp belki de dışarıda kalacaktır!..
…..
Kimin çekmecesi ve hangi sorunun cevabı için ayrılmış olan çekmece hangi büyüklüktedir, bunu fark edebilmek pek mümkün olmuyor…
Yıllar sonra yaptığı işlerden veya söylediği sözlerden anlıyoruz o gün bizi anlamadığını veya yanlış anladığını, ama o zaman da çoktaan iş işten geçmiş oluyor!..
Soran olursa söyle, söyleyen olursa sus, niye dedik?..
Soran olursa söyle;
Çünkü bilmediği için sorana doğru bildiğimizi öğretmemiz lazımdır…
Yanlış söyleyen olursa da, sus ve sabırla bekle onun sana dönmesini, öğrenmek için sormasını…
Çünkü yanlış söyleyen de, bilmediğinden söylemiştir!.. İnsan bile bile kendi başını yakacak söz söyler mi?..
Marangoz olsaydın; işin kolaydı odunla, ahşapla uğraştığın için. Ve yanlışın da keyfe kederdi…
Demirci olsaydın da, işin kolaydı; madenle uğraştığın için. Yanlışını düzeltme imkanın vardı…
…..
Evladım;
Sen, insanla uğraşıyorsun!..
Her harfin insana çakılıyor; ve her satırın insana mıhlanıyor!..
Korkmuyor musun?..
…..
İşte bu yüzden, önce düşün… Bazı insanların bilmediğini düşün, ve doğru bildiklerini iyi düşün… Soran olursa söyle… Söyleyen olursa sus!
Ki, bu; erdemdir, fazilettir…
…diye yazmış dedem.
Ama kime yazdığını bulamadım, bilmiyorum…
…….
Size tam 22 kitaptan birden bahsedeceğim bugün, bir çoğunu okudum da. Mesnevi’den Nasrettin Hoca’ya, Pinokyo’dan Külkedisi’ne kadar kısa hikayeler temiz bir dille, 8-11 yaş (2, 3 ve 4. sınıf) çocukları düşünülerek derlenmiş ve şirin, sevimli resimlerle de süslenmiş… Kitapların görünüşü ve ele gelişi de çok hoş. Üstelik imla kurallarını bilen insanlar tarafından hazırlanmış, ki bu (sizler gibi) benim için de çok önemlidir. Yayıncı ve yazar bilmez ve kullanamazsa Türkçe’mizi çocuklara-okuyuculara nasıl örnek olacak ve ondan ne öğrenilecek, değil mi?..
PAPATYA DİZİSİ KİTAPLARI Erdem Yayınları’ndan
(0212) 511 25 40 ve 511 26 03
Stop
Muammer Erkul
08 Nisan 2004 Perşembe