Ey efendim,
Herkes sesimi işitiyor, beni seviyor;
hâlbuki ben, içi yana yana annesini arayan bir kuzunun meleyişlerini haykırıyorum!
Ay efendim,
Tutunduğu eteği, yakaladığı parmağı kaybetmiş bir çocuğunkiler gibi bakıyor gözlerim: Pazarın ortasındayım.
Ya herkes bana bir şeyler satmak isteyip bağırıyor veya beni satın almak için dokunuyor; salyalar, sırıtışlar görüp korkuyorum!..
İpte unutulmuş bir çamaşır gibi sabahlamak isterdim bahçenizde, havanın nemini almak isterdim!
Halbuki, ağırlığından kurtulmak için kapı kapı dolaşan mecnun gibiydim düne kadar. İnliyordum…
Kendimi hasta sanıyordum!
Şimdi kuruyorum, ipe serilmiş bir çamaşır gibi!
Meğer üzerime rahmet yağıyormuş ve hatta bu merhamet; yakamdan, yenlerimden, eteklerimden süzülüp damlıyormuş toprağa da; çiçekler sulanıyormuş!..
Şimdi kuruyorum güneşin altında ve rüzgârın önünde; ama umduğum kadar mutlu değilim! Üzerinden öylece aşağı sarktığım, karnımdan geçen ipi sanki eskisi kadar hissetmiyorum ve kurudukça; kollarım savruluyor, ensem doğruluyor, içim rüzgârla doluyor…
Kuruyorum… Ve kurudukça korkuyorum; ipimden kurtulup rüzgârda savrulmaktan!
Dalgaların sesini solumak istiyorum, havanın nemini içime çekmek istiyorum…
İpte unutulmuş bir çamaşır gibi bahçenizde sabahlamak istiyorum!
Stop
Muammer Erkul
19 Mart 2009 Perşembe
İyi ki bizimlesin Muammer abi. Seni çok seviyoruz.
Bu sözleri bahçesinde ıslak kalmak şerefine nail olduğumuz, inşallah da savrulup gitmeden bizi şefkatli ellerine almasını dilediğimiz büyüklerimizi hatırlayarak yazmıştım 🙁 İnşallah o güneş birazdan içeri alınacak olmanın müjdecisidir.
Şu var ki, seni sevmek senin tarafından sevilmek de demek aynı zamanda…
Sevildiğimi biliyorum çünkü seviyorum.
Sevgiyi kalbimde hissettiğim an Sevilmenin sevinci de sarıyor benliğimi.
Seviliyorum ki seviyorum ve bunun için seviniyorum.
Şükrediyorum sevebildiğime ve seviniyorum sevildiğime…
Ve sevilenleri de bulabildiğime…
Bizler de o ipten tutunup, senin gönül bahçenizde sabahlamak istiyoruz…
OKuyana şifa olsun.
esk.ayşe
Ah Ayşe;
Şu yazıyı her okuyanın anladığını
veya bu yazıları her okuyanın senin gibi anladığını bilsem,
“ömrüm bir işe yaramış” derdim…
Yine de ümit, var!
Değil mi?
M:)
Anlat desen anlatamam.
İçime bi sızı gelir oturur bu yazılarda…
Kurumaktan, iyileşmekten korkarım. Rüzgarda savrulmaktan, iplerimden kurtulmaktan korkarım.
Ümit olmaz mı 🙂
Sana bu yazıları yazdıran, okuyup, şifa bulacakları da etrafına dizer inci inci…
A:)