Beni sil [08 Temmuz 2007 Pazar]

O zamanlar da arabamı şöyle pırıl pırıl parlatarak dolaşmaya pek zamanım olmuyormuş ki; bir yandan bunu başarabilenleri takdir ediyor, diğer taraftan da benim gibi bir sahibe düşmüş olan “zavallı” vasıtaları kolluyordum, trafikte…
Hani şöyle, üzerine;
“BENİ YIKA” falan yazılmış olan arabaları!..

Hiç de az değildiler…
Hiç de az değildik yani; tozlu arabalara sahip olanlar…
Bu insanların hepsi, acaba gerçekten gece gündüz çalışanlar mıydı?..
Arabasının tozuna yazı yazılmasında bile hoş taraf bulabilenler miydi?..
Yoksa gerçekten tembel olanlar mıydı?
Ne bileyim, belki de hepsi birden!..

Bir sabah korktuğum başıma geldi…
Yo, böyle dersem doğru olmaz… Korktuğum sayılmaz; sadece, bir gün “nasılsa olacağı beklenen” şey oldu…
Yaklaşırken baktım ki;
Arka camda “ihtiyarlamış” tozun üstüne;
“BENİ SİL” yazmış birisi.
…..
Tamam, olur, peki…
Söz, sileceğim…
Ama, şimdi değil haliyle!..

İşte o an aklıma geldi ve hemen uyguladım:
“İ” harfini, üç yatay çizgi ile “E” harfine…
Yazıldığı el yazısının eğikliğinden istifade edip, bacağını biraz yukarıya uzatarak, “L” harfini de “V” harfine döndürdüm.
Şimdi net olarak okunan şuydu:
“BENİ SEV”

Yolda giderken; benim gibi biraz rahat, biraz tembel, biraz esprili, biraz şirin… Ne bileyim işte bana benzeyen, kendini benim gibi hisseden sürücülerin o yazıyı okuyunca çok hoşlanacağını da düşünüyordum doğrusu…
…..
O günüm yine işlerin peşinde geçti.
Dönme saati geldiğinde arabamı park ettiğim yere gittim.
Azıcık üzerinde oynayıp değiştirdiğim yazıya tebessüm ederek bakarken;
Onun hemen altında…
Sadece yakından…
Ve yani sadece benim okuyabileceğim incelikte yeni bir yazı gördüm…
Aynen şöyle diyordu:
“Eğer sevilmiyorsan, sevmeyi bilmiyorsun demektir!”

Stop
Muammer Erkul
08 Temmuz 2007 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir