Yeşildi dünyam, maviydi… Bir de kahverengiydi.
…..
Beni bir ürkek ceylanlar tanırdı, bir de çingene serçeler…
Yalnız kuşların sesi gelirken kulağıma bir de kavak yapraklarının…
Sen;
Durgunluğuma düştün…
Ve büyüdün içimde büyüdüün, büyüdün;
Sudaki halkalar gibi.
Yeşildi dünyam,
maviydi…
Bir de kahverengiydi; sen, bana düştüğünde!..
Bakışların, kendi ortasından büyüyen sıcak halkalar gibi iç içe yayıldı içimde…
Hoşgeldin, dedim.
Hoşgeldin sıcağım…
Hoşgeldin salıncağım!
Ve savruldu başım uzuun bir iple dalına bağlanmış gibi..
Savruldum;
Sendeen sana doğru!
Beni, sadece ürkek ceylanlar tanırken bir de çingene serçeler…
Ve ben, yalnız kuşlarla kavak yapraklarının sesini tanırken…
Sen;
Durgunluğuma düştün…
Ve büyüdün içimde büyüdüün, büyüdün;
Sudaki halkalar gibi.
Sen;
Sessizliğime düştün…
Sen;
Kimsesizliğime düştün…
Belki de onun için böyle büyüdün içimde;
Sudaki halkalar gibi!
Stop
Muammer Erkul
8 Şubat 2007 Perşembe