Doğmasaydık burada olmayacaktık!
Doğduk; yani doğurulduk, emdik; yani emzirildik… Yıkanıp paklandık, korunup kollandık…
Dünyaya geldiğimiz için buradayız; doğduk, büyüdük, okuduk, yazdık…
Azıcık farklı bir açıdan bakalım bugün çevremize, hadi…
Bir zamanlar "çevremiz" sadece annemizdi!
Dünyamızda, sadece başparmağımız vardı ara sıra emdiğimiz ve annemizin yürek sesi; gümmp, gümmp, gümmp, gümmp!..
Bugün; eğer bu güne kadar susmadı ise o yürekler yine aynı şekilde vuruyor;
"Gümmp, gümmp, gümmp!.."
İşitiyor musunuz?
Önce ona bakıp, onu tanımaya çalışmıştık; şimdi her gün, herkese bakabildiğimiz gözlerimizle…
Önce onun serçe parmağını sarmağa çalışmıştık beş parmağımızla.
Şimdi her parmağımız her gün bir başkasına dokunuyor ve yine bu parmaklar nice işler yapıyor, nice yazılar yazıyor…
Önce "An Ne" demişti dilimiz, sonra "Ba Ba", sonra "De De", "Ab La", "A Bi"…
Şimdi neleeer neler söylüyor dillerimiz, annemize, babamıza, dedemize, ablamıza veya kim bilir kimlere neleer ve nasıl sözler…
Bugün yine ve yeniden "An Ne" deme zamanı!
Elbette hergün annelerin günüdür, çünkü o bir tane anneye her gün bile yetmez!
Ama yine de bilmek lazım: Bir tane annemiz var. Ve yine, ismi "Anneler Günü" konmuş, bir tane gün var yıl içinde…
Bu günü doğru kullanalım, annelerimizin kıymetini hatırlayalım;
Ve hele onlarla aynı göğün altında, ve yine onlarla aynı güneşin aydınlığında ve hâlâ onlarla aynı toprağın üstünde iseniz!..
——
MESAJLAR
Bu okuduğunuz yazıyı; Anneler Günü için yazdım ama asıl "annelerimize" biraz daha yoğunlaşalım diye yazdım…
Siz de yine bu yazının altına ANNELER GÜNÜ MESAJLARINIZI yazasınız diye yazdım…
Hadi!..
Hazır mısınız?
"Anneler Günü" önümüzdeki pazar günü, ama bizler bugünden başlayalım yazmaya…
Annelerimizin bilgisayarı olsun veya olmasın, yazalım… Annelerimiz uzakta olsun veya yakında; annelerimiz bizi duyacak yerde olsunlar veya artık hiç ses işitemeyecek bir diyârda olsunlar…
Yine de yazalım onlar için bir keç satır…
Dev gibi bir mesaj listesi oluşturalım onlar için…
Annelerimiz bizi okuyamasalar bile; annelerine ulaşabilenler için ilham olalım…
Var mısınııız?..
🙂
Cevap:
Varsınız, evet;
..çünkü bir zamanlar doğmuştunuz!
Ve sizi, bir "ANNE" doğurmuştu…
İşte onun için bugün yine ve bir kere daha "An Ne" deme günü…
"Aaan Ne… Ann Ne… An Ne!.."
Gerçekten de annelerin kıymetini anlamak lazım. Bu GERÇEKTEN çok önemli. Aslında herkesin ağzından çok önemli olduğu çıkıyor ama kendi söylediklerine bile uymuyorlar. Annelerin kıymetini bilmeliyiz. Bilemesek bile anlamaya çalışmalıyız. Olabildiğince! Çabalayabildiğince! Aksi takdirde onları kaybettikten sonra ancak anlarız ki bu da fazla geç olur. Hiçbir yerde, hiçbir zaman onların her zaman bizi düşünen kalplerini kırmayın. Sanki iki saniye sonra yanımızdan ebedi ayrılacakmış gibi sımsıkı sarılıp onların temiz gönüllerini hoş tutun…
Sanki bir sır gibi şu anne ve yavru içgüdüsü. Her an ve her dakika yürekleri birbirlerini haykırıyor farkında olmasalar da…
Söyleyecek başka bir şey bulamıyorum. Bütün annelerin bu özel günü kutlu ve mutlu olsun…
O temiz ve berrak ellerinizden öpüyorum…
Sevgilerimle ve saygılarımla…
E.SABAH
Bir rüzgâr esti memleketten / Buram buram, burcu burcu…/ Burnuma geldi anamın pişirdiği / Aşın kokusu… / Başımı koyduğum döşün kokusu, / Ciğerime çektiğim / Ana kokusu / Ve anamın gözünden döktüğü / Yaşın kokusu…
…
Bir rüzgar esti memleketten / Bu sefer burnuma gelen, / Can abimin / Gömleğindeki terin kokusu… / Ve tarhana çorbasına ufaladığımız / Kırmızı kuru biberin kokusu / Ve ablalarımın / Leylak kokan giysileri… / Ve beni candan sevesileri… / O can yeğenlerimin / Beni özlemeleri, / Yolumu gözlemeleri…
…
Bir rüzgar esti memleketten / Buram buram burcu burcu… / Burnuma geldi / Babamın mezarından / Cennet kokusu / Ve sevdiklerimden / Hasret kokusu
…
Ve bir rüzgar esti memleketten / Bu sefer / Yâr kokusu / Yâr!..
(Bolu/85)
………….
Sevgili Muammer Abi… Yıl 1985… Hasretle yazmıştım o zamanlar… İsterseniz Anneyle ilgili kısmını alın, diğer kısımlarını yayınlamayın… Ben yapamadım da… Dokunur bana bu yazdığım yazı…
Cenneti ayaklarının altında gizleyen Annemi ve tüm Anneleri çoookkk seviyorummm…
🙂
KADİR ÇETİN
Annemmm! Seni çoooooooook sEvİyOrUm… Varlığından duyduğum mutluluğu sana tam anlamıyla hissettiremiyor olsam bile, yokluğunu düşünmekle “cızzzz” eden yüreğimin sesi neşe çığlıklarımdan dahi yüksek… Nasıl ki ben senin ilk göz ağrınsam, sen de; şu koca dünyaya gözlerimi açıp, gülümseyen yüreğini hissettiğim andan itibaren benim ilkgözağrım, Meleğimsinn… Ve hep de öyle kalacaksın!
Rabb’im cenneti sermiş ayaklarınızın altına. Ben paspas olsam o güzel ayaklarının değdiği her mekana yinede uğrumuza dudaklarından dökülen bir “ahh” ın bedelini ödeyemem… 🙁
Avuçlarımın içinde biriktirdim sana duyduğum, dünyalar dolusu SeVgİmi… Olmasını dilediğin ne varsa hepsini yüreğimle diledim ben de… Şimdi ise sana uzatıyorum avuçlarımı, her zamanki gibi sıcacık avuçlarının içine al da; yüreğinde hisset SeVgİmi…
Tüm ANNE’lerin anneler günü kutlu olsun… İyi ki varsınızz 🙂
KÜBRA
Anne,
Ne söylesem, ne yapsam senin hakkını ödeyemem; zaten sen de bana “hakkım helal olsun” demek için hiçbirini dilemez ve beklemezsin.
Anneler gününe pek alışamadık karşılıklı olarak biliyorsun. O yüzden her gün aramaya ve hatırlamaya çalıştık birbirimizi. Seni zaman zaman eleştirdiğime, ama anne neden anlamıyorsun? Dediğime bakma olur mu? Aslında, hayatında tanıdığın en bilge kadın kim? Deseler, o benim annem derdim.
Senin istediğin gibi davranmadığımda, neden haklı çıkan hep sen oldun anne? Dinlemediğimde seni, neden pişman olan hep ben oldum? Artık sormuyorum anne, çünkü ben de anne oldum.
Muammer abi de bizim gibi, takılıp kalmaz böyle günlere aslında, ama hatırlamadan da geçmez. Görünce yazayım dedim sana birkaç satır, başlayınca dökülüverdim biraz…
Şimdi ya tek kasetçalarlı minik radyonu açmış duyduğun haberlere ağlıyor, ya Kuran okuyorsun veya ziyaretçilerinle koyu sohbetler ediyorsundur. Hepimizi ayrı ayrı düşünüp, dualar etmeden de uykuya geçmeyeceksindir illaki.
Sana anneanne diyen komşu çocukları ile avunacaksın yine haftasonuna kadar. Aman yavrum bu hafta gelmeseniz de olur diyeceksin. Ben yine bir bahane daha uydurarak, zaten senin için gelmiyorum ki diyeceğim. Bir ihtiyacım yok diyeceksin yine sorduğumda, her şey var zaten burada diyeceksin.
Anne, anneler günü kutlu olmasın; ömrün, var olduğun her an kutlu olsun.
Allah başımızdan eksik etmesin. Senin gibi, anneciğini belki de hiç tanıyamadan, ya da sonrasında kaybedenlerin annnelerine de rahmetler ihsan eylesin.
KIZIN SULTAN
Gün değdiğinde pencereme, kulaklarımda sesin, ciğerlerimde kokun vardı anne… Minik avuçlarım, gül kokan ellerinde ısındı ilk. Titrek bedenim bedeninin sıcaklığında buldu kendini… Sende tanıdım sevginin en yücesini ben…
Sevmek fedakârlık demekmiş ya hani… Sende gördüm almadan vermenin güzelliğini anne…
Sevmek sevdiği için sıfırlamakmış ya kendini, sende gördüm kendini sevdiğine feda etmenin zevkini anne.
Sevgiyi seninle tanıdı bu kalp… Dudaklarım senin adını heceledi ilk…
Senin koruyucu kanatlarında öğrendim ben hayatı anne…
Hani hep söylerdin ya, “Daima sev yavrum” diye. Öğüdünü tuttum anne… Sevdim! Herkesi, her şeyi sevdim hem de… Tıpkı söylediğin gibi; her kötüde bir güzellik bulacakmış gibi…
Sevgisiz bahçelerde güller yeşermez değil mi anne?
Hani mutluluk, mutlu etmekten geçer demiştin ya!.. Ben de hep mutlu etmeye çalıştım anne…
Demiştin ki: “Yeni bir dünyaya açılacak pencereler, sen sevdiğin sürece” Asla bir ben neyi değiştireceğim deme…”
Hadi şimdi bir kez daha söyle anne…
Ne olursa olsun vazgeçme de bana bir kez daha…
De ki: Koşulsuz sevgi hayatın ta kendisidir…
Ben koşulsuz sevmeyi senden öğrendim anne.
Bütün annelerin anneler gününü kutluyor, sevgiyle yoğrulmuş yarınlarda annelerimize gönülleri kadar güzellikler diliyorum…
Saygı, sevgi ve minnetle
MEHTAP ABDİ
On yaşlarındaydım…
Anneler Günü olduğu sabah fabrikanın satış mağazasına gitmiştim. Çok çeşitli cam eşyalar, kristaller vardı orada. Ben, bir tane bardak buldum, harçlığım kadardı fiyatı. Üzerinde ise bir anneyle yavrusunun resmi vardı. Ne o anne benim anneme benziyordu, ne de ben o çocuğa; ama olsun, dedim.
Aldım o su bardağını…
Annem saklamıştı, onu hiç kullanmamıştık.
…
Yıllar geçti üzerinden o günün, hatta annem öleli yirmi yıla yaklaştı.
O bardağı buldum önceki sene, babamların evinde…
Üzerinde hala;
“CANIM ANNEM” yazıyordu!
MUAMMER
28 yıl dile kolay, ilk ağlamadan ve ilk tebessümden bu yana geçen süre… Zaman çok çabuk akıyor bizler farkına biraz geç varıyoruz.
İşte size canından can katan, sizi karşılıksız seven ilk yariniz; ANNENİZ…
Hergün telefonla aramaya çalışıyorum. İş gereği annemi 3 aya yakın bir süredir göremiyorum. Hafta sonu süpriz yapayım dedim maalesef bana süpriz yaptılar:sad:( izin çıkmadı bana kısacası… Pazar gecesi içime oturmuş olacak ki arabada ağladım yağmur eşliğinde…
İnşallah ilk fırsatta anneme ziyarette bulunacağım…
Çocukken yaptığım gibi dizlerinde yatıp huzur bulacağım.
ANNELER kutsaldır.
Bütün anneler, ellerinizden öperim, saygılarımı sunarım…
LEVENT KERVAN
Artık moda oldu bizde, pagan kültürün ne kadar etiketi varsa.
Fransız kibrinin, ingiliz “asaleti”nin ürettiği bir dil… Lordlar kamarasının ağzıyla konuşuyoruz.
Anne, “kutsaldır” diyoruz. İnanın böyle söylediğimiz için onlara fazladan bir kudsiyet yüklemiş olmayız.
Dünyanın hangi kültürü bu kadar sade bir dille, anlatılamayanı “mavera” arkasındakini anlatmayı başarmıştır?
Biz ki, en hacimli romanların anlatamadığını iki beyite sığdıran Yunus’un, Şeyh Galib’in, Akif’in torunlarıyız…
Bir bakın, Osmanlı’da neden roman türü yoktur edebiyatta, çünkü ihtiyaç duyulmamıştır.
Anne; bir ağaçtır. Köklerinden aldığı, çamur bile olsa onu reçineye çeviren, çiçeklerine suyu ulaştıran, onları olgunlaştırandır.
Mağaza spotlarının önünde hediye kuyrukları oluşturan, en pahalısını ben alırım diyen bir nesil olduğu gibi, biliyorum ki;
Anne nedir? “Ana CAN’dır öğretmenim!” diyen bir köy çocuğunun varlığı beni teselli ediyor.
Anneler gününüz kutlu olsun.
TAHA
Babaannemi kaybettiğimiz gün babamın söylediği şu söz kulaklarımdan gitmez hala; “Meğer ne büyük bir dağ varmış arkamda, sırtımı yasladığım!”
Evet anneler gerçekten öyle, babam bunu 55 yaşında söylediğine göre…
Ben de ne zaman çok canım sıkılsa, ne zaman dara düşsem, annemin eteğinin arkasına saklanmak isterim. Tıpkı çocukken olduğu gibi…
Ufak bir çocukken annemizin elini sımsıkı tutardık, karşıdan karşıya geçerken…
Komşunun bahçesine topumuzu kaçırdığımızda, söylenen komşu teyzeden korkup annemizin eteğinin arkasına saklanırdık.
E biraz büyüdük. Önce annemiz bırakmaya başladı ellerimizi, sonra zaten biz tutmak istemedik…
Annemizin eteğinin arkasına da saklanmaz olduk deli çağlarımızda… Herkese herşeye kafa tuttuk. Herşeye itiraz ettik. Eleştirdik.
Gün geldi anne baba olduk. Aklımızca biz yeni nesildik. Çocuklarımızı eski yöntemlerle değil, daha iyi yetiştirecektik. İlk başlarda kimsenin görüşüne ihtiyaç duymadık.
Zorlanmaya başladık. Çocuklarımızı yetiştiriken, hayatta karşılaştığımız olaylar karşısında, annelerimiz ne dediyse çıkmaya başladı. Şaşırdık!
Kabullendik… Annemizin ellerini arar olduk. Sımsıkı tutmak için…
Korktuk! Annemizin eteğini arar olduk, arkasına saklanmaya…
Yaşlandık! Şimdi annelerimizi çok iyi anlıyoruz!
Geç mi kaldık dersiniz?
Annelerimizin yüzünü güldürebildiysek ara sıra…
Hatırlarını soruyorsak ne kadar yoğun olsak ta…
Ve bedenlerimiz uzakta olsa da birbirine kenetlenmiş bir aile olabilmeyi başarabiliyorsak her durumda…
Geç kalmamışızdır…
Annecim… EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI ÖDEYEMESEK TE, İNŞAALLAH ALLAH KATINDA MÜKAFATIN EN GÜZEL MAKAM OLUR…
Bütün annelerin ellerinden öpüyorum.
Ebediyete intikal edenlere de Allah’tan rahmet diliyorum.
YASEMİN
Kan ter içinde gece / Kan ter içinde her yanım / Her yanım bu gece vurgun içinde / Kurşun yemişim, sürgün yemişim / Bu sana ilk gelişim / Vur emriyle düşmüşüm kapına / Düşmüşüm kucağına, bu yara sıcak ana / Yok elimde bir demet menekşe / Yok elimde sevdiğin gül şekeri / Yok işte sana bir şey / Bilmem ki ne demeli / Bir tek ağır yaralı özlemim / Ve bir tek gözlerine sürdüğün gözlerim / Anne benim, aç kapıyı…
Çok sevdiğim anneme kucak kucak sevgiler:-)
Burdan tüm annelerin ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM…
RUMEYSA GÖKGEDİK
Sana bir başlık bulup ta yazıya başlayamadım anne!.. Ne kadar yakınımda olursan ol sen hep bana benim hissettiğimden de yakınsın. Ve ne kadar uzağında olursam olayım biliyorum ki sen bana hiç uzak olmayacaksın. Sen bütün anneler gibi dokuz ay değil tam ONBİR ay taşıdın beni ve bu beni hep daha da etkiledi. Sensizlik nefessiz kalmanın diğer adıdır, ve Rabbim beni her iki dünyada da sensiz bırakmasın. Canım annem seni seviyorum…
ASLI
Canım annem;
Varını, yoğunu, ömrünü yollarıma seren fedakakar insan…
Ben, su gibi nereye akacağımı bilemeden gidiyordum. Sen dal olup uzandın bana, seni anlamadım… O dalı neden uzattığını anlayamadım canım annem.
Sen vazgeçmedin… Beni akıntıya kaptırmamak için çırpındın durdun…
Çok şükür ki geç olmadan anladım anneciğim, tutundum uzatttığın dala… Beni Allah için sevdin annecim anladım… Beni Allah için büyüttün anladım. Dünya ve ahiretim için elinden geleni ardına koymadın. Bana öğrettiklerinle, beynimi yıkamak isteyenlere fırsat bırakmadın…
Benimse doğduğumdan beri tek yaptığım şey, sana eziyet vermek oldu. Hakkını nasıl öderim annem, hakkını helal et ve beni hiç bırakma. Seni çok seviyorum annecim, seni Allah için seviyorum… Böyle sevmeyi sen öğrettin bana. Allah senden razı olsun canım annem.
DERYA
Muammer Erkul yapmış yine yapacağını, gözümde bir damla yaşla okudum anneler günü bardağının hikâyesini. Ellerinize, gönlünüze, ömrünüze sağlık… Ben de pek çok hediye aldım aynı mağazadan anneciğime, hatıralar canlandı gözümde. Anneler varoluş ve bugün bir yerlerde yâr oluş vesilemiz. Hayatta olanların ömrü hayırlı, uzun ve bereketli olsun. Rahmet deryasına uğurladıklarımızdan Allah razı olsun.
ŞAHİKA
Sevgili anneciğim,
Biliyorum bunları asla okumayacaksın. Belki de bunun için yazıyorum…
Seninle hiçbir zaman iyi bir anne-kız olamadık… İyi ilşkiler içinde olan anne-kızlara sen de imrendin, ben de.
Ama nedense aramızda kuramadık bu ilişkiyi… Bu sebepledir ki, beni hiç sevmediğini düşündüğüm zamanlar çok oldu. Elbette bu büyük bir yanılgıydı ve yanıldım…
Halbuki sen, yaşadığım problemleri, bana hamileyken yaşadığın problemlere bağlayarak adeta suçu üzerine dahi aldın… Senin hatalı olduğunu düşündüm hep ama gün geçtikçe benim de pek çok hatalarım olduğunu görüyorum. Ve günden güne ilişkilerimiz güzelleşiyor sanki… Biliyorum ki bu tekamül ikimizden biri bu dünyadan göçünceye kadar devam edecek. Ve birbirimizi en çok sevdiğimiz gün ayrılacağız. Veya; ayrıldığımız gün en çok seveceğiz belki de… Ama ben, o gün gelmeden önce rızana kavuşmak için elimden geleni yapacağım…
Sana bunu itiraf edemesem de, seni çok seviyorum anne… Ve sana ihtiyacım var…
Bütün annelerin anneler günü kutlu olsun…
Not:sad:Abiciğim yazmamızı istediğin için yazmaya çalıştım… İçimdense gözyaşlarıyla birlikte bunlar geldi… Ben, sanki sana yazıyormuş gibi yazdım. Uygun görmezsen, yayınlanmasında bir hayır görmezsen yayınlama lütfen…)
KARANFİL
İlk gözüme gözü değenim… İlk sevdiğim ve ilk bağlandığım insanım… Nasıl anlatılır ki sana olan sevgim? Kelimeler yeter mi sanıyorsun varlığını anlatmaya? Hiç bir karşılık beklemeden, kırılmak, gururlanmak, incinmek nedir bilmeden hep yanımda oluşunu nasıl anlatabilirim canım annem? Ve sen böyleyken, ve tüm anneler de böyleyken, annesinin gönlünü yapmakta zorlananları hiç anlamıyorum annem… Bunu sana da yapıyor birisi. Neler çektiğini, evladının uzak oluşuna rağmen nasıl da senin ona sarılabildiğini nasıl anlatabilirim?
Sen artniyetsiz çıkarsız dostumsun benim… Sen… Benim ilk sevdiğim… İlk sevildiğim…
Ben… Sana layık bir evlat olmak, beni doğurduğuna pişman etmemek için çabalıyorum… Biliyorum anneler pişman olmaz, ama ben yine de “keşke” dedirtmek istemiyorum gönlünün kıyılarındaki sana…
“Seni çok seviyorum” demek basit kaçar şimdi hissettiklerimin yanında…
Ama,
Seni çok seviyorum CANIM ANNEM…
Senin ve tüm annelerimizin ellerinden öpüyorum, Allahü Teala hep o güzel gönlünüze göre versin diyorum…
Sevgimle…
Not: Kendi kızın bi kızın Simge 😉
(Canım annem hep beni öyle sever; “Kendi kızıım bi kızıııımm” 🙂
SİMGE
İlk gözü gözüme değenim, ilk sevdiğim ve ilk sevenim…
Sana sevgimi anlatmak ne mümkün?
Kırılmak nedir, gurur nedir, incinmek nedir bilmeyen, çıkarsız dostluğun nasıl anlatılır ki?
Ömrümde hep hatırımda tutacağım şey; bu dünyaya gelmiş olmaktan dolayı olan sevincim değil, beni bu dünyaya SENİN getirmiş olmanın sevincidir CANIM ANNEM!
Ne mutlu ki sana sevgimi yazabiliyorum… Ve ne mutlu ki seni SEVİYORUM=)
CANIM ANNEM; senin ve tüm annelerin ellerinden öpüyorum, bu gün değil, her gün İYİ Kİ VARSINIZ diyorum… İyi ki yavrularınızı hiç bırakmıyorsunuz ve iyi ki yanımızdasınız… Sizleri çok seviyorum…
Not: Kendi kızın bi kızın Simge ;=)
(Canım annem beni hep “kendi kızım bi kızım” diye sever;-)
SİMGE HÜSEYİNOĞLU
Hangi anneme yazayım bilemedim ki?
Çok şükür öz annem sağdır.
(Hikayem uzun ve ben çok kederliyim şu anda.)
…
Annem henüz 19 yaşında imiş ve ben de üç aylık bebekken babamı bir av kazasında kaybetmişler.
Rahmetli dedem de gurbet ellerde dul kalan kızını Samsun’dan o şehre gidip benimle birlikte kendi evlerine getirmişler.
…
Sonra ne mi olur?
Yıllardır çocuk hasreti çeken ve de doktor kararıyla kesin çocuğunuz olmaz teşhisi konan bir hanım; kayın validesini alır; annemi kocasına istemeye gider.
Çünkü o güne kadar eltisinin ve görümcesinin çocuklarından alır ama, azıcık bozuşunca geri alırlar.
Düşünür ki, kocamın çocuğu olursa benim çocuğumdur ve kimseler elimizden alamazlar.
Meğer kısmetmiş ki, bu iş olur.
Annemle birlikte o ailenin bireyleri oluruz.
Beni bağırlarına öyle bir basış basarlar ki, öz annemi anne bilemem.
Öz annem abamdır, bağrına basan anam.
…
Bu arada ben okul yıllarıma kadar gerçeği hiç bilemem.
Büyüdükçe birilerinden fısıltılar gelir kulağıma; ağlayarak anama koşarım, yok kızım öyle birşey yok.
Sen benim çocuğumsun, seni kızdırmak için denmiştir, aldırma deyip teselli eder.
Gerisi şimdilik kalsın, burada keseyim.
Çok efkârlandım işte, rahatsızlanıyorum çünkü.
………
Çocukluğumun tadı, öz ana bildiğim
Rahmetli ve de çok kıymetli FATMA anama ithaftır.
RABBİM Rahmet eylesin. Amin…
ANNE
Çok düştüm çocukken / Sen vardın / Öptün / Üff yaptın sen / Ağladım geçti…
Bugün senden düştüm anne! / Sadece dizlerim değil kanayan / Bugün / Canım kanıyor anne!.. / Ağladım, ağladım geçmedi…
Ben senden düştüm! / Çocukluğum benden düştü!.. / Metanetimden mi bilmem / Yokluğundan mı?.. / Sustum anne… / Sustum!.. / Baktım ki Üff yapan yok / Ağlasam da geçmiyor acım / Görmezden geliyor senden başkası / Senden düştüğümü anladım…
Benden düştü bana verdiğin nazlar / Büyüdüm… / İçimdeki / Hem senden / Hem benden yetim kaldı…
(Sultan Yürük)
Abaa! / Hava karardı in artık şu ağaçtan. / Ana dersen inerim. / Yaaa! Hadi in!.. / İnmem, ana demezsen inmem. / Benim anam evde, sen abamsın.
…(Gerisini hatırlayamıyorum…)
………..
Benim bilemediğim günlerde ne yangınlar yaşadın kimbilir annem (abam)
Hakkını helâl et lütfen.
Ama ben hâlâ anam öldü biliyorum.
Sana yazdıklarımı ise anama ihanet ediyorum sanıyorum ve suçluluk duyuyorum.
Her ikiniz de iki cihanda bahtiyar olun inşallah.
Baba bildiğim babam, nine bildiğim ninem…
Dualarım; asıllarıyla birlikte hepiniz içindir.
…
Sevgili Muammer Erkul, bana neler ettiğinizi bir bilseniz… 🙂
Şaka yapıyorum ama, aslında derinden etkilendim işte.
Bütün annelere, benden küçük de olsalar saygımla, yılın her günü kutlu olsun.
Ebediyete intikâl edenlere gani gani rahmetler diliyorum.
…
Sevgi ailemiz, dualarım hepiniz ve hepinizin anne babaları, yakınları içindir.
Saygım ve dualarımla selamlar…
SUTAN YÜRÜK
ANNEEEMM
SENİ SEVİYORUM
ANNEM BEN HİÇ BÜYÜMEDİM
ANNEM BEN HEP SENİN KÜÇÜĞÜNÜM..
“ANNE BENİ SEV” DİYE BAŞINI DİZİNE KOYAN KÜÇÜĞÜN…
AYŞE
HER YIL BİR YERLERDE YILIN ANNELERİ SEÇİLİR.
SEVGİ AİLESİNİN SEÇİMİ ŞÖYLE OLSUN:
ONLAR Kİ 20 YAŞINDAKİ FİLİZ GİBİ DELİKANLILARI ELLERİ KINALI ÜSTÜNDE ALBAYRAKLA TOPRAĞA GÖMERLER. SONRA DA VATAN SAĞ OLSUN DERLER…
Ş E H İ T A N N E L E R İ
ASRIN ANNELERİ OLSUN.
Evet benim de annem vardı. Şimdi çokk özlüyorum.
Onu gerçek yurduna uğurladıktan sonra. Ben de anne olmanın ne demek olduğunu öğrendim.
Bütün annelerin ANNLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
FAHRİYE ERDOĞAN
Canım annem benim, cücük gözlün bu mesaji sana çok uzaklardan yazıyor. Malum hep uzaklarda oldu ama yine de şükürler olsun ki o uzaklar bizi ayırmadığı gibi bir de yakınlaştırdı. Anneciğim, Anneler Günün kutlu olsun. Her zaman dualarını beklerim.
OHK
Güneşimi ve yıldızlarımı toplayıp göğümden sen gideli 17 yıl oldu anne.
-8 Ağustos 1991- sen öldün ben yaralandım. Canından bir parça olduğum canım. Yokluğun zamanın hep unutmak ve unutulmak adına işlemediğini öğretti bana. Takvimler ilerledikçe sana dair hatıralar daha da berraklaşıyor zihnimde ve böylelikle yanımda olmasan bile hayatıma yön vermeye devam ediyorsun.
Bir kitapta çocuğun gelişiminin anne karnında başladığını ve üç yaşına geldiğinde ise gelişiminin yüzde 60’ını tamamladığını okumuştum. Yine asırlar öncesinden, bugün söylenmişcesine berrak, sanki bana söylenmişcesine canlı bir cümlede deniliyor ki:
“Anne nedir biliyor musunuz? Anne mekteptir.”
İyi ki senin kızınım anne. İyi ki ilk okulum sensin. İyi ki bana çocukları ve çiçekleri sevmeyi, hep şükür etmeyi, umudu asla yitirmemeyi öğrettin anne…
Her şeye gücü yeten’den senin hayatıma kattığın güzelliklerin kat kat fazlasını sana sunmasını diliyorum…
Özlemle…
HANİFE ÇINAR DARAK
Her sene hep düşünürüm de bir türlü cesaret edip söyleyemem… Bu sene ince düşünceli Ankaralılardan aldığım cesaretle ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM MUAMMER ABİİİİİ :-)))
Malum, sen önce Stop Köşemizin, şimdi de güzel SİTEMİZİN hem annesi, hem babası, hem ninesi ve hem de dedesisin…
:-)))
KARANFİL
Hem, ikimizin annesinin adı da Hatice…
Ne güzel di mi:-)
DUACIYIZ…
🙂
Acaba karşılıksız başka bir sevgi var mıdır, anne sevgisinden başka?
Bence yoktur. Geçenlerde Sunay AKIN bir hikaye anlattı çok etkilendim ve size de aktarmak isterim:
Bir çocuk var, iki kadın var, ikisi de çocuğun kendisine ait ve annesi olduklarını idda ederler ve çocuğu her ikisi de kendisine verilmesini isterler, görevliler işin içinden çıkamaz ve görevli tamam çocuğu kime ait olduğunu ve kime verileceğini tespit edemedik, en iyisi çocuğu ikiye böleceğiz yarısını birinize yarısını birinize der…
Kadın bakar iş ciddi hemen ortaya atılır, çocuğu bölmeyin ben annesi değilim, çocuğu bu kadına verin, der.
Görevli; hayır, der çocuk senin!
Yapılan araştırmada da gerçekten de bu kadının olduğu tespit edilir. Kendisine teslim edilir. Burada da belli olmuştur ki anne sevgisi yavrusuna hasret kalacaktır ama yine de zarar gelmesini istemez ve kendisinin her zaman olduğu gibi arka plana atmıştır.
ANNEM VE TÜM ANNELERİN VE ANNE ADAYLARININ GÜNÜNÜ KUTLARIM.
SEVGİLER KERE SEVGİLER
ŞEVKİ YENER
Genelde anneler çocuklarını bekler ama bazen de çocuklar annelerini… Hem de ıssız bir bekleyişle…
ANNE
“Kayışdağı Dârülaceze çocuklarına…”
Ben de çocuğum anne;
Hayallerim, düşlerim.
Uçurtmadan kuşlarım,
Olsun işte, bana ne?
Herkesin annesi var;
Kiminin kardeşleri…
Bencağızın nesi var?
İplikli gülüşleri!
Saçlarımın ucunda,
Makas izi duruyor.
Hayalin kâkülünde,
Dokunuşun büyüyor.
Anne, var mısın yoksa?
Gerçekten de var mısın?
Uçurtma kanadına,
Beni de takar mısın?
Göğün gürültüsünden
Yüreğimi saklasan…
Uçurtma püskülünden,
Koparıp beni alsan.
Alır mısın ki anne,
Gerçekten alır mısın?
Ben varım beklemeye,
Sen almaya var mısın?
…
HATİCE BAYRAMOĞLU
Annelerin hakkı ödenmez…
ANNEM yanında olamasam da duaların benimle biliyorum.
Canım annem.
ANNEM HAKKINI HELAL ET…
Bazen hani olur ya sana anlatamadıklarım olurdu hissederdin beni zorlamamak için sormazdın üstelemezdin ya, bilirdin senin oğlun harama göz değdirmez el uzatmaz, ben senin yüzünü kara çıkarmadım ANNEM yine ayrılık uzun sürdü yaşıyorum, bir sen varsın bir de yüreğimdeki ışığım…
LEVENT KERVAN