(Taşa kök salmaya didinen parmaklara…)
Hoş geldin; bir kıyma makinesinden geçer gibi…
Hoş geldin; bu yana!..
Yıllar geçti üzerinden; “Taşın Yüreği”ni hatırladım… Ama bulamadım sana göndermek için…
Kolaysa “taş içinde gezinmelerin” yorumunu yapsın hadi gak’çılarla guk’çular; kök salmak için mermere gömülmüş parmakların izini okumaya çalışsın…
Yazar olmak, mikserden geçmektir!..
Kim duydu ki, bir diğerinin yaşadığı “çile”yi?..
Devler bakıyordu camdan pencere kadar yüzleriyle ve aynı odadaydık Çile’nin sahibiyle;
…başladığında çile…
Yalnızdım ben. Çaresizdim. Ve yoksuldum. Ve kalbim kırıktı ve hastaydım ve hem de hastalığımın ne olduğunu bilmiyordum ve çok korkuyordum…
Ölüm fikri ıslak bir dil gibiydi, soğuk ve enseme yapışık…
Ve ağızlarının, benimle eğlenen köşeleri aşınmıştı “zerr” zevâtın da, tutamıyorlardı salyalarını!..
Sırıl-sıklam bir hal içine kapaklanmıştım yüzükoyun…
Nerdeler?..
Kimdi onlar?..
Çok kimse birçok ülkeler, şehirler gezmiştir; çok kimse çok şeyler konuşur her yerde, duyar geçersin…
Fakat bildiğin şehrin sokaklarından bahseden bir kişiyi duyduğun zaman; pür dikkat, pür kulak kesilirsin ve pür neş’e… Farkına bile varmazsın söze karıştığının, konuşmaya başladığının ve üstelik yadırganmazsın…
Bu hal; kendin inlerken, seninle aynı hastalığa sahip olan “bir kimsenin daha” varlığını gördüğün zamanki ferahlığa benzer;
…mutlu etmeyen bir sevinç…
Bir teselli!
Ey kutsal acı;
Biri mermi deliği görür seni, biri ise madalya!..
Halbuki kaleminin ucudur öpülmesi gereken; ve gönlünün “kanıdır”; hani şu kalemini bandırdığın!..
Bayılıyorum kendiyle cebelleşenlere;
Çünkü, insanın basamakları, kendi içinde!..
Ben, “sen”de gördüğüm ve sözüm ona aştığım en yüksek basamağı da geçtikten sonra; “ben”deki en alçak basamağın başında buluyorum kendimi!..
…..
Oldu mu anlayan?..
Hoş geldiniz öyleyse; bu kıtaya!..
Not: Bu satırlar bir meydan okumaydı suyun ötesindekilere ve “sakın ha denemeyin, boğulursunuz” uyarısıydı…
Tavuk mu kıymetlidir yoksa ördek mi, tartışması değildi sözlerim…
Tavuk ile ördek arasında FARK var, iddiasıydı…
…..
Herkese günaydın!
Stop
Muammer Erkul
27 Temmuz 2007 Cuma